26 Ocak 2010
Ben şimdiden uyarıyorum
Nonda: Takımda golcü kalmadı, beni yollamazlar bir yere.
Kewell: Elimi sallasam ellisi. Zaten menajerime haber de yollamış Demirören.
Şimdi iddiamı ortaya koyuyorum. Bu sakatlıktan sonra Kewell'ın Ada'ya gitmesi pek mümkün değil gibi. Zaten sicili bu konuda temiz değil. Kewell'ın sözleşmesi feshedilirse sezon sonu ya Fenerbahçe'dedir, ya Beşiktaş'ta.
Fenerbahçe şampiyonluğu kaçırırsa, Aziz Yıldırım '3 şampiyonluk' sözünü, bu transfer hamlesiyle tamamen suya gömer.
Beşiktaş, halen Gökhan Zan hamlesini unutmuş değil. Bunun acısı çıkar, çok canlar yanar. Ben şimdiden uyarıyorum.
Bu ne lan?
Biraz önce Galatasaray Store'un internet sitesine girdiğimde bu fotoğrafla karşılaştım. 'Cesaret' ismi verilen kırmızı formanın tanıtımı.
Fotoğraftakiler Güneydoğu'da gazi olan askerlerden oluşuyor. Üstlerine kırmızı forma geçirilmiş ve 'cesaret'e vurgu yapılmış.
Kendi dilimle ifade edeyim; sokarım böyle cesarete. Bir bu kalmıştı kullanılmayan, onu da yapmış bulunuyor Galatasaray.
Yönetim yapmıştır, pazarlama bölümü yapmıştır, beni hiç ilgilendirmez. Sonuçta üstlerinde Galatasaray forması var, bütün bir camiayı bağlar bu hareket.
Ne farkı kaldı, Diyarbakır'da Atatürk'ten söz eden Daum'dan, bunu yapanların. Bazen bir yanlış, tüm doğruları götürür, bu tam o hesap olmuş.
Gazilerle forma satışı yapmak ne kadar iğrenç bir davranıştır. Neresinden tutsan elinde kalır cinsten. İsterseniz, şehit olan bir askerin tabutuna konan formayı da reklamlaştırın.
Cidden midem bulandı, çünkü mide bulandırıcı bir reklam. Hem de her yönüyle. Tanıtımınız iğrenç.
Kewell meselesine dair
Devre arası yapılan transferler, teknik direktörün "Bizim için en önemli hedef lig, diğerlerini bonus gibi görüyorum" açıklaması, sakatlanan oyuncunun sözleşmesini feshetmeye çalışmak. Bunlar Galatasaray'a has özellikler değil, öyle olmamasını temenni ediyorum, en azından ümit ediyorum.
Herkes yazıp çizecektir konu hakkında. Harry Kewell meselesine gelip, bu konuda bir-iki kelime etmek farz oldu.
Kewell'ın Galatasaray taraftarı için ne anlam ifade ettiğini söylemeye gerek yok. Açıkçası Hagi'den sonra ilk kez bir yabancı oyuncuyu bu kadar çok benimsemiştim. Pozitif duruşu, rakipleriyle saha içindeki diyaloğu, itiş-kakışa girmeden efendice işini yapması, yüzündeki o süper gülümseme, Galatasaray'da forma giyen tüm oyunculara örnek oluşturacak nitelikte.
Tabii işin bir de saha içindeki oyun bölümü var. Bu konuda da Kewell, Galatasaray taraftarının gönlünü fethetmiş durumda.
Peki, şimdi ne oldu da, Kewell'dan vazgeçilmek isteniyor? Bu sorunun iki yanıtı var. Biri Galatasaray'dan aldığı haftalık 60 bin sterlin ücrette indirim istenmesine karşın buna pek yanaşmaması, diğeri ise boşalacak kontenjana Meksikalı Dos Santos'un getirilecek olması.
DOS SANTOS'UN GELECEĞİ OLAMAZ
Öncelikle şunu net olarak söylemek gerekirse, Kewell gönderilip yerine kimi getirirseniz getirin, o oyuncunun takımdaki geleceği pek parlak olmayacaktır. Oynadığı ilk kötü maçta homurdanmalar, ikinci maçtaysa yuhalamalar beraberinde gelecektir. Çünkü gelecek ismin kim olduğuna bakılmayacak, taraftar "Kewell'ı gönderen adam" gözüyle bakacak.
Ehh, Galatasaray taraftarının da "S*ktir git Petre'den" bu yana, pek çok oyuncusunu yuhaladığı görülmüştür. Hatta Nonda bile son maçta yuhalandı. Ve hatta, bunun gayet doğal olduğu da birtakım bloglarda yazılıp çizildi.
SAKATLIK BAHANE TÜM SORUN ALDIĞI ÜCRET
Neyse Kewell meselesine dönmek gerekir. Evet, işin iki boyutu bu. Yönetim, Kewell'ı göndermek için bir fırsat buldu ve bu fırsatı da kaçırmak istemiyor.
Çünkü aylık 240 bin sterlinlik rakam, Türkiye ölçütlerine göre çok yüksek bir rakam. Ancak ortada bir de gerçek var ki, taraftarlar Kewell'ı çok fazla seviyor. Doğrusu iki ucu keskin bıçak.
Kişisel olarak Kewell'ın kalmasını çok ama çok istemekle birlikte verilen ücretin de çok yüksek olduğunu düşünüyorum. Bonservis verilmeden alındığı için böylesi yüksek ücretler verildi. Ama yönetim artı-eksi hesabı yapıp, kaldığı dönem boyunca Galatasaray'ın ne yaptığına ilişkin bir bilanço çıkartınca vazgeçilecek ilk isim haline geldi.
En baştan fikrimi belirteyim. Dos Santos'un çok başarılı olacağına inanmıyorum, hatta Barcelona'da direkt ilk 11 oynadığı dönemlerde bile öyle çok parlak bir futbolcu olduğuna şahit olmadım. Bir de, "Kewell'ı gönderen adam" etiketini üstüne yapıştırırlarsa, bir yılı bulmaz Galatasaray'daki geleceği.
AÇIKÇA MALİYETİ 'YÜKSEK' DENSİN
Taraftarın kulübü yönetme fikrini sevmem, benimsemem. Ama yönetimin kulağını taraftara bu kadar kapaması da mantıklı olmaz. Varsın olsun, 8 yabancı ile mücadele etmesin Galatasaray.
Zaten bu sezona kadar hiçbir zaman kullanmadı kontenjanın tamamını. Çıksınlar "Maliyeti çok yüksek o yüzden yollarımızı ayırıyoruz" desinler, o zaman başımın üstünde yeri var. Ancak sadece sakatlandı diye ve kontenjan açmak için Kewell'dan vazgeçmek bana mantıksız ve çirkin geliyor.
Hoş, sezon sonu şampiyon olursun Kewell filan hak getire, kimse hatırlamaz bile ama yine de ola ki şampiyon olamazsa Galatasaray o zaman yönetim, sadece Kewell hamlesiyle kendi ipini çekmiş olur.
Etiketler:
galatasaray,
giovanni dos santos,
harry kewell
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)