22 Aralık 2009

2009'dan taraftar görüntüleri -1-



Yıl sonuna kadar her gün 5 fotoğraf...







Bu kupa Kış Şampiyonu'na ait

Geçen gün, bir haber portalında "Fenerbahçe ilk yarının şampiyonu" yazısı hakkında birkaç kelime yazmıştım.

Belli ki, bu böyle dillendirilecek. Alex, kendi internet sitesinde "Kış şampiyonu olduk" demiş.

Birileri bunları fena kandırıyor ama elemanların haberi yok. Ya da Federasyon gizlice kupanın kulbunu bunlara verdi "Siz kış şampiyonusunuz" dedi. Başka bir açıklaması yok. Türkiye'de bugüne dek hiç duymadığım ve hiç okumadığım bir ifade bu. Sanki Bundesliga'dayız da "Güz şampiyonu" oldular.

Hakikaten ilginç bir durum. Neyse, kış şampiyonluğu hayırlı uğurlu olsun. Mayıs ayı civarında ak kök, kara kök belli olacak. Artık yazın şampiyon olana da kupanın diğer yarısını verirler, eğer farklı bir takım olursa puzzle gibi birleşirip kullanırlar.

Yok Fenerbahçe şampiyon olursa o vakit, kuvvetli bir zamkla birleştirirler Kış ve Yaz kupasını ve tek kupa haline getirirler.

Ronaldo hacet görürken!


Barcelona'daki Santa Llucia Fuarı'ndan bir Noel hediyesi. Bakalım sezon sonu, kimin yapıp yapmayacağı belli olacak.

Sen odanda 31 çekerken Rijkaard efsaneydi

Galatasaray ne çekiyorsu, şu eski futbolcularından çekiyor. Düşmanı uzaklarda aramaya gerek yok, tam burnunun dibinde duruyor.

Sözüm ona 'yazar' Hakan Ünsal, Hürriyet'teki köşesinde önüne gelen kim varsa sallamış. Bu tip durumlarda yaşadığım ruh hali, önce sinirlenmek, sonra dinginleşmek, en sonunda hiddet hali başgösteriyor.

Arkadaşın yazı yazmasına kimsenin bir itirazı yok. Nasılsa yazdıran Ercan Saatçi, o yüzden ciddiye almamak gerekir. Ama bu arkadaş nasıl hesap soruyor onu anlayamıyorum. Önce adama sorarlar "Sen kimsin?" diye. Hatta ben soruyorum. "Kimsin ya sen? Ne iş yaparsın, görevin nedir?"

Daha 10 yıl önce 'Önümüzdeki maçlara bakacağız' demekten başka yorumda bulunamayan adam nasıl oluyor da hesap sorar hale geliyor. Daha 5 yıl öncesine kadar, senin ismine değer katan bir kulübün yönetimine, nasıl hesap sorma hakkını kendinde buluyorsun?

Altyapının başına Hollandalı Derks'in getirilmesine "Altyapı hocalarına Anadolu’da buldukları yetenekli oyuncuları alabilmeleri için ödenek ayırmayan Galatasaray, yabancı olduğu zaman para saçıyor." sözleriyle karşı çıkıyor. Tabii açıktan bir hesap sorma durumu var cümlelerde. Kendisini Galatasaray Kulübü'nün sahibi görüyor muhtemelen. Zaten o dönem futbolcularının hepsinde aynı şey söz konusu. Kendilerini kulübün yöneteni olarak görmek, o kulüpte görev verilmesinin mecburiyet durumu olduğu kanısındalar.

FAŞİZAN DÜŞMANLIK

Bunlar her yazılarında, her konuşmalarında aleni olarak yabancı düşmanlığı yapmaktadır. Rijkaard'a salla, Skibbe'ye salla, Elano'ya salla, Keita'ya salla. Yahu cidden yeter ama kabak tadı boyutunu aştı, iş faşizan düşmanlığa kadar geldi.

Ne istiyorsunuz, açık açık söyleyin. Biriniz menajer, biriniz teknik direktör, biriniz antrenör, biriniz altyapı hocası mı olmak istiyorsunuz? Galatasaray'ı çiftlik haline getirip, yıllarca aldığınız milyon dolarların yanına yenilerini mi eklemek istiyorsunuz? Sanki futbolculuk dönemlerinde bu adamlara Galatasaray çakıl taşı verdi.

HAGİ-POPESCU-TAFFAREL OLMASAYDI ADAM MIYDIN?

Ulan, Galatasaray olmasaydı hanginiz olacaktınız? Hanginizin adını kim bilecekti. Kendinize o küçük beyinlerinizde verdiğiniz değerler, Galatasaray olmasaydı olacak mıydı? Hagi-Popescu-Taffarel olmasaydı, sen bugün olacak mıydın acaba? Sallasana Hagi'ye yetiyorsa yüreğin, sallasana Popescu'ya, sallasana Taffarel'e sıkıyorsa.

Terbiyesiz herifler, düşün yakasından bu kulübün. Türkçe konuşamıyordunuz yazar oldunuz, köşelerinizden sallıyorsunuz sizi, siz yapan Galatasaray'a.

Nasıl bir kin ve nefret varmış ki; bitmiyor, tükenmiyor. Her gelen yabancıya ağzınıza geleni söylüyorsunuz.

Hakan Ünsal, lan oğlum sen kimsin Rijkaard kim? Sen odanda 31 çekerken, Rijkaard Avrupa Şampiyonu oldu, Rijkaard Şampiyonlar Ligi'ni kazandı. Sen daha portakala bile düşmemişken Neeskens denen adam dünya futbolunun en büyük efsanelerinden biriydi. Hangi bilgi ve birikiminle Skibbe'ye laf söylüyorsun merak ediyorum. Elinde ne diploması var, ona daha da çok merak ediyorum.

Şimdi çıkıp bu adamlara laf söylüyorsunuz. Ne o, yabancı bu adamlar. Yavşakça bir tavırla halkçılık yaparak, Türk-yabancı ayrımına gidip, o boktan savlarınızı haklı çıkarmaya çalışıyorsunuz.

Yeter artık, Galatasaray sayesinde gazeteci bile oldunuz hâlâ ağzınıza geleni söylüyorsunuz. Adam olsanız, bir dakika düşünseniz (Ah! Benim aptallığım bu adamların düşünebileceğini düşünüyorum) sahip olduğunuz her şeyi size Galatasaray'ın kazandırdığını anlarsınız.

Sizin yüzünüzden UEFA şampiyonluğunu kazanan takımdan nefret eder hale geldim. (Tabii ki bazıları hariç)

Not: Yazının başlığı için tüm kadın okurlardan ve miniklerden özür dilerim