16 Temmuz 2011

Ez kurbana te bırayemin


Cemil Topuzlu'da Aynur Doğan Kürtçe türkü söyleyince, kıyamet kopmuş. Bir grup "Türkçe şarkı söyle, şehitlerin kanı daha kurumadı" diyerek, sahneye minderler fırlatmış ve protestolar da büyüyence Aynur Doğan, sahneden inmek zorunda kalmış.

Sürü psikolojisi böyle işler, bunun devamı linç kültürüdür. Aslında yapılanın tam karşılığının ismi linç kültürüdür. Sivas'ta insanları yakanlardan hiçbir farkı yok. Orada da, sanatçılara, aydınlara önce protestolarla başladı her şey. Nasıl sonlandığını gayet iyi biliyoruz.

Sorunumuz dil çünkü. İnsanlar Kürtçe yüzünden ölüyor, Kürtçe türkü söylendiği için bu savaş sürüyor.

Şimdi şu yuhalayanlara, bağıranlara desem ki; "Peki birader, oğlu asker üniformasıyla ölen Kürt annesinin yüzünü, gözünü parçalayarak, Kürtçe ağıt yakmasını, feryat etmesini, nereye koyuyorsun?" diye, bir yanıt alabileceğimi sanmıyorum.

Konserde, İspanyolca, İbranice, Yunanca ve İngilizce şarkı söyleniyor, kimsenin gıkı bile çıkmıyor ama söz konusu Kürtçe olunca, ortalık karışıyor.

Biz bunları çok yaşadık. "Ahmet Kaya'ya Kürtçe klip çekmek istiyorum" dediği için bıçaklar, çatallar fırlatıldığı zamanları da hatırlarız. Sözümona toplumun 'sanatçıları' kılıç-kalkan bulamadıkları için çatal-bıçak ikilisine yönelmişlerdi.

Hepsini geçtim, her şeyi bir kenara bıraktım, e be pezevengin evladı madem yas tutuyorsun diyelim, ne bok işin var lan konserde, eğlencede. "Yas tutarız ama İngilizce, Yunanca, İbranice şarkılar, türküler eşliğinde" öyle mi?

Ayrıca seni İngilizce neden rahatsız etmiyor? Bugün dünyanın her yerinde İngilizce konuşulması emperyalizmin ağa babasıdır. "Evrensel dil" diyenler, bu dilin nasıl yayıldığını biliyor mu acaba?

Faşizm bedenimizi, ruhumuzu öyle bir sarmış durumda ki, bir dil bile insanların galeyana gelmesi için yetiyor.

Önceki gün Diyarbakır'da ölen er Ethem Okkay'ın ablası 'Ez kurbana te bırayemin' -sana kurban olayım kardeşim- diye ağlarken, "Acımız büyük Türkçe ağıt yak" diyebilecek misiniz? O ablaya, o anaya tepki verebilir misin?

Kürtçe söylenen bir şarkıya bile tahammül eşiğimiz bu noktadayken, daha çok insan ölür, çok genç tabutlarda ana evine girer, çok analar feryat figan ağlar, yüreği dağlanır.

Dünyanın en pahalı benzinini kullanırken hiç sesini çıkartmayan, ülkede milyonlarca aç varken savaşa milyarlarca dolar harcanmasına tepki vermeyen, sokaklarda gaz bombalarıyla ölen insanlar varken oturduğu yerden izleyen, gencecik insanların geleceklerinin bir sınava bağlandığı ve o sınavda türlü üçkâğıt dönerken, tepkisiz kalan, şehirlerinde insanların yakıldığı, gençclerin dövüldüğü, emekçilerinin haklarının gaspedildiği bir ülkede yaşayacağız ama bizim bütün sorunumuz Kürtçe türkü olacak. Tam bize göre bir davranış zaten!

Evlerine rahat rahat gitmişlerdir artık, vicdanlarını rahatlatmışlardır, "Ben de tepkimi verdim" diye göğüslerini gere gere (!) dolanabilirler ortalıklarda. Nasılsa vicdani mastürbasyon yapıldı, ya gerisinin önemi yok.

Haa unutmadan; bu tepki sonrasında artık Kürt sorunu kalmamıştır. Artık ülkenin gençleri ölmeyecek, kan akıtılmayacak, aynı havayı soluyan insanlar birbirine düşman olmayacak.

Artık bu kadar yastayken, hafta sonu bir Rock'n Coke yaparsınız. Rahat rahat izleyin, şarkılar ya Türkçe ya İngilizce. Üstelik türkü de yok. Sizin tuttuğunuz yası sikeyim lan...