12 Nisan 2010

Cahil yorumcu jargonu

"Çok iyi işler yaptı"

Ne yaptığı bir sır ama iyi işler yapmış. Bir açılımı var mı? Haliyle yok. Ne anlatmaya çalışıyor? Belirsiz.

"Alıyor, veriyor"

Bu en yarıldığım cümle, her duyduğumda ciddi anlamda gülüyorum. Genelde "Çok iyi işler yaptı"nın arkasından gelir. O, iyi işlerin açılımı budur. Ne alıyor, ne veriyor belli değil. Siz hayal gücünüze göre süsleyin. Dedim ya, ben süsleyince yarılıyorum.

"Galatasaray takımı, Fener takımı, Beşiktaş takımı"

Bu 'takım' hadisesi de beni fazlasıyla yaran kelimelerden biri. Fenerbahçeli olsam deliririm. Hem Fener hem takımı. Bütün kulüplerin ismi bu biçimde geçer, bilgisiz sığırların jargonunda. Ciddi ciddi "Barcelona takımı, Manchester (Mançester diye okur) takımı" diyeni duydum.

"Avrupa'lı bunu yapmıyor"

Bütün Doğulu kompleksini içinde yaşayan ve bunu bir türlü aşamamış, kendisini Avrupa'ya entegre etmeye çabalayan fakat ısrarlı bir biçimde kabesi Avrupa olan bu adamlar, her türlü örnekte 'Avrupa'yı gösterir. Hatta genelde Premier League'dir, o verilen örnek. Sorsan bu cümleyi kurana "Avrupalıyım" der ama baştan aşağı kompleksle örülüdür.

"Helva gibi takım"

Rakibin ne denli zayıf olduğunu anlatmak için 'halk' ağzı kullanır ki, herkes anlayabilsin. Sanki herif normalde saray diline sahip.

Daha o kadar çok var ki saymakla bitmez. Bunlar beynimde yer edinmiş olanlar. Aklına gelen yorum bölümüne bıraksın. Bir de bunların hepsini bir arada sıralayanlar var ki, yemin ediyorum o an ötenazi hakkı kullanmak istiyorum.

Bu heriflere zekâ testi uygulansa 50'yi geçebileceklerini sanmıyorum fakat bu sığırlık kokan cümlelerle para kazanıyorlar, inanılır gibi değil hakikaten.

Futbolun asalakları hepsi. Bir biçimde bu işe hakem, futbolcu olarak girmişler, bu işin kaymağını yiyorlar. Üstelik bir gramlık beyinlerle. Arada alan-bölge diye ekzantrik kelimeler kullananlar değere biniyor.

Herifçioğlu Real Madrid-Barcelona maçını yorumluyor, ilk maçın skorundan haberi yok. Yaptığı işe olan saygısı bu noktada işte. Hoş, o kadar arayacağına iki liseli gence telekulak yaptırsan ilk maçın skorunu da öğrenirdin!

Özlüyorum


İnsan Hayrettin'i bile özler mi? Ben özledim. Muhammet'i arıyorum, Rambo Yusuf'un 'Osmanlı tokadını' özlüyorum, formasını yere fırlatan Kosecki'yi bir günde gönderen Polat'ın tavrını istiyorum, İsmail'in bıyıklarını, Erdal'ın ince bileklerini...

Üç günde 'Büyük kaptan' ilan edilip, 5 gün sonra yuhalayan, her yeni transferi havaalanında yüzlerce kişiyle karşılayıp, sonra ana-avrat söven vandal taraftar ruhundan da tiksiniyorum.