21 Aralık 2009
Celtic'i yıkan adam
İsmail Bouzid ismini herkes hatırlar. Kalli döneminde geldiğinde birçok kişi "Ulan Kalli yaramaz adam getirmez. Reinhard Stumph gibi bir adam çıkacak kesin" şehir efsanesiyle bekledi. Çok fazla şans bulamadı, eğer hafızam yanıltmıyorsa 1 de gol attı.
Sonrasında Ankaragücü'nde kiralık dönem ve İskoçya'nın Hearts takımına transferi. Dün, İskoçya'da haftanın maçında Hearts ve Celtic karşı karşıya geldi.
Celtic 1-0 öne geçmesine karşın 2-1 yenildi. Galibiyet golü Bouzid'den geldi. Böyle sevinmiş, bize de paylaşmak düştü.
FIFA Maradona konusunun suyunu çıkardı
FIFA, Katalonya Milli Takımı ve Arjantin arasındaki özel maç öncesinde yasaklı olan Maradona'ya bir dizi yasak daha getirdi.
TRİBÜNLERDEN İZLEYECEK
2010 Dünya Kupası elemelerinde Uruguay maçı ardından yaptığı açıklamalardan ötürü FIFA tarafından 2 ay ceza alan Maradona, yarınki maçı Nou Camp tribünlerinden izleyecek.
KAMU ÖNÜNE ÇIKMAK YOK
FIFA bununla da yetinmiyor ve Arjantin Futbol Federasyonu’na teknik direktör Maradona’nın özel maç öncesi kamu önünde yapılan hiçbir organizasyona katılmamasını salık veriyor.
CRUYFF'LA FOTOĞRAF ÇEKTİRMEK DE YASAK
İspanyol basınında çıkan haberlere göre, Maradona'nın Katalonya Milli Takımı’nın yeni teknik direktörü Hollandalı Johan Cruyff ile birlikte fotoğraf çektirmesine bile yasak konuldu.
CRUYFF DALGASINI GEÇTİ
Basından habersiz olarak otelde Maradona’yı ziyaret eden Katalonya Milli Takımı’nın teknik direktörü Cruyff ise konuyla ilgili olarak "Sadece ailelerden konuştuk çünkü futbol konuşmak bile yasak" dedi.
İş artık tecrit boyutuna ulaştı. Cidden suyunu çıkardılar. Yakın bir zamanda teknik direktörlüğüne bile yasak konursa şaşırmayacağım. Kendi sırça köşklerini tercih etmeyenlere böylesi davranışlarda bulunmak onlar için sıradan bir hal almaya başladı. Yeterrrrrrrrrrr.......
Etiketler:
diego armando maradona,
Johan Cruyff,
katalonya
Alan var alamayan var
6 yıldızlı t-shirt'ler pe de yakışmış Ibra'yla Henry'ye. Bu kadar kupa adamı bozar aslında ama söz konusu Barcelona olunca, bozması bir tarafa pek bir yakışıyor.
Dünya futbol tarihinin efsaneleri oldular şimdiden. Hiçbir futbolseverin hafızasından kazınmayacak başarı sağladılar. Kimse aynısını yapmaya yeltenmesin, beyhude olur.
Held bu kalp seni unutur mu?
Sebepsiz yere aklıma Sigfried Held düştü. Kaşlarını düşündüm, oynattığı o iğrenç futbolu, neredeyse Galatasaraylı olmayı sorguladığım günler aniden aklıma geldi.
Şimdilerde Dortmund'un taraftar sorumlusu olarak görev yapıyormuş. Azap, kabus, kahır dolu günlerin ardından onu hatırlamak ne garip şeydir bilmiyorum. Niye hatırladım onu da bilmiyorum. Kendimden soğudum, insanlığımdan utandım an itibariyle....
Şimdilerde Dortmund'un taraftar sorumlusu olarak görev yapıyormuş. Azap, kabus, kahır dolu günlerin ardından onu hatırlamak ne garip şeydir bilmiyorum. Niye hatırladım onu da bilmiyorum. Kendimden soğudum, insanlığımdan utandım an itibariyle....
Kaderinize boyun eğin (!)
Türkiye'de gelişmiş bir eylem kültürü yok, bunu hepimiz biliyoruz. Darbelerin temel sebeplerinden biri de buydu; insanları sokaktan uzak tutmak, sokağa çıkmalarını engellemek.
Evet, bunlar bilinen gerçekler. Devlet, insanların sokağa çıkmasını istemiyor, onların haklı taleplerini herkesin duyacağı biçimde dillendirmesi işine gelmiyor. Bunların hepsine bir noktaya kadar eyvallah. Ama sokağa çıkan vatandaşa, bir başka 'vatandaşın' tepki göstermesi, anlaşılır bir durum değil.
Geçtiğimiz günlerde TCDD'nin iş durdurma eylemine karşı, dayak yiyen makinistlerden sonra iki gün önce de, hayatları ızdırab haline getirilen engellilerin metrobüste yaptıkları eyleme tepki gösterildi. Tabii insanlar engelli olduğu için dayak atamadılar ancak "Sokakta ne işiniz var?" embesilliğinde sözlerle tepki gösterdiler.
Ancak Türkiye'de olabilecek türden bir olay yaşadık. İnsanların taleplerini dillendirmelerine "Sokakta ne işiniz va, gidin evinize" demek.
Doğru ya, engellilerin ne işi var sokakta. Otur oturduğun yerde, Allah'tan başka ne istiyorsun. Otur şükret. Hayata katılma, yaşamını sürdürürken, kaderine boyun eğ, değil mi?
Asıl engellinin, kim olduğu tartışma götürmez biçimde ortada duruyor. Engelli olan beyinlerimiz, engelli olan düşüncelerimiz. Kendilerini ifade etmeye çalışan insanlara koyulan tepkidir engellilik. Ama bunu anlayacaklarını beklemiyorum.
Durumun böyle olması şaşırtıcı değil. Bu ülkenin başbakanı, tıpkı yurtdışında kendi ülkesini şikayet ettiği gibi, vatandaşını da diğer vatandaşlarına şikayet ediyor. Eylem yapan TCDD çalışanlarını "Bakın görüyorsunuz değil mi, bunlar sizin için hayatı zorlaştırıyor" ya da eczacıların eyleminden sonra "Size pahalı ilaç satmak istiyorlar" diyerek, bu kadar birlik-beraberlikten söz ederken, 'yönettiği' ülkeyi kamplaştırıyor.
Velakin, siz siz olun, sokağa çıkmayın, hak talep etmeyin. Hele engelliyseniz, hiç evinizden çıkmayı. Hayatı kendinize zindan edip, kaderinize boyun eğin.
Evet, bunlar bilinen gerçekler. Devlet, insanların sokağa çıkmasını istemiyor, onların haklı taleplerini herkesin duyacağı biçimde dillendirmesi işine gelmiyor. Bunların hepsine bir noktaya kadar eyvallah. Ama sokağa çıkan vatandaşa, bir başka 'vatandaşın' tepki göstermesi, anlaşılır bir durum değil.
Geçtiğimiz günlerde TCDD'nin iş durdurma eylemine karşı, dayak yiyen makinistlerden sonra iki gün önce de, hayatları ızdırab haline getirilen engellilerin metrobüste yaptıkları eyleme tepki gösterildi. Tabii insanlar engelli olduğu için dayak atamadılar ancak "Sokakta ne işiniz var?" embesilliğinde sözlerle tepki gösterdiler.
Ancak Türkiye'de olabilecek türden bir olay yaşadık. İnsanların taleplerini dillendirmelerine "Sokakta ne işiniz va, gidin evinize" demek.
Doğru ya, engellilerin ne işi var sokakta. Otur oturduğun yerde, Allah'tan başka ne istiyorsun. Otur şükret. Hayata katılma, yaşamını sürdürürken, kaderine boyun eğ, değil mi?
Asıl engellinin, kim olduğu tartışma götürmez biçimde ortada duruyor. Engelli olan beyinlerimiz, engelli olan düşüncelerimiz. Kendilerini ifade etmeye çalışan insanlara koyulan tepkidir engellilik. Ama bunu anlayacaklarını beklemiyorum.
Durumun böyle olması şaşırtıcı değil. Bu ülkenin başbakanı, tıpkı yurtdışında kendi ülkesini şikayet ettiği gibi, vatandaşını da diğer vatandaşlarına şikayet ediyor. Eylem yapan TCDD çalışanlarını "Bakın görüyorsunuz değil mi, bunlar sizin için hayatı zorlaştırıyor" ya da eczacıların eyleminden sonra "Size pahalı ilaç satmak istiyorlar" diyerek, bu kadar birlik-beraberlikten söz ederken, 'yönettiği' ülkeyi kamplaştırıyor.
Velakin, siz siz olun, sokağa çıkmayın, hak talep etmeyin. Hele engelliyseniz, hiç evinizden çıkmayı. Hayatı kendinize zindan edip, kaderinize boyun eğin.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)