3 Haziran 2013

'Polise şiddet uygulandı'













Akp Genel Başkan yardımcısının sözleri bunlar. Polise şiddet uygulanıyormuş. İnsanların gözlerinin içine baka baka yalan söylemek, böyle bir şeymiş. Şiddet uyguladığımız Türk polisinden çok özür diliyoruz!

Sizi neyin doğurduğunu bilmiyorum ama sizi doğuran ana olamaz.

Akşam polisimize şiddet uygulamak için (!) Beşiktaş barikatlarında görüşmek üzere.

"Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin"


Beşiktaş ciddi anlamda faşizmi yaşadı akşam saatlerinden itibaren. Dur durak bilmeden, insanların üzerine gaz bombaları yağdırıldı. Polis yakaladığı insanları öldüresiye dövdü. Giriş katındaki apartmanlara gaz bombaları attı. Devletin resmi görevlileri, sokaktaki piçler gibi insan kovaladı, insan avına çıktı. Kalleş şerefsizler gibi sokak aralarında pusu kurdu.

Şu görüntü (link budur) karşısında ne söylenebilir, inanın bilmiyorum. Hangi kelimeleri biraraya getirip, nasıl bir cümle kurabilirim onu da bilmiyorum. İnsanların; canlarını, mallarını emanet ettikleri kişiler bunlar. Açık pencerelere, ufacık evlerin içine gaz bombası atmayı, nasıl isimlendirebilirsin ki! Sırf yardım ediyorlar diye, Beşiktaş sakinlerine yapılan şu olayı, kimse bana açıklayamaz.
Bunu savunabilecek, bir kişinin olduğuna bile inanmak istemiyorum. O evde bir bebek yaşıyor mu, yaşlı biri var mı, hasta bir insan var mı, çocuk var mı, bunların hiçbirini düşünmeden, orospu çocuklarının bu yaptığını bana birisi izah etsin. Şu görüntüyü izledikten sonra, polisi savunabilir misin yahu? Sokakları yatıştırmak yerine daha da fazla bileyen başbakan denilen insan görünümle canlıya sahip çıkabilir misin?

Polis; İzmir'de gencecik bir kızı 10 polis linç etmeye kalkıyor.
Polis; Beşiktaş'ta sokak ortasında bir delikanlının kafasına onlarca polis tekmeler atıyor.
Polis; iki kolu tutulmuş, gözaltına alınmış bir insana, üzerinde üniformasıyla uçan tekme atıyor.
Polis; bir AVM'nin içinde yakaladığı insanı öldüresiye dövüyor.
Polis; sokak ortasında insanların suratlarına hedef alarak gaz bombaları atıyor.
Polis; yerdeki insanı tekmeliyor.

Ya hakikaten, bunları savunan var mı? Var mı lan, bunları savunan! Kendisine insan diyen biri şunlardan birine sahip çıkabilir mi?

Ülkenin başbakanı çıkıp "Ben de karşılarına 500 bin kişi yığarım" diye açıklama yapıyor. Yahu şu açıklamayı, değil dünya sınırlarında Ay'da yapsan, bir daha sokağa çıkartmazlar adamı. Bir insan nasıl bu kadar basitleşebilir. Bir başbakan böyle konuşmamalı, konuşamaz. Koskoca bir ülkenin başındaki adam, sokaktaki serserinin ağzıyla konuşuyor. Yığ amına koyayım madem öyle, çek polisi aradan getir 500 bin kişi. Ama sen ve senin zihniyetindeki adamlar, işte tam da böyle tiplerden oluşuyor.

Sizler böylesine aşağılıksınız işte. Kafanızın içindeki fikirler bunlardan oluşuyor. Kalleşçe yöntemlerle insanlara saldırıyorsunuz. Tıpkı kalleşçe saldıran polisleriniz gibi. 500 bin kişi yığacakmış! Karşısında oturan gazeteci kılıklı godoş da, "Bunu nasıl dersiniz? Bir başbakan böyle konuşmamalı" diyemiyor.

Tarihi geçmiş kimyasal silahlarla, yasal olmayan gaz bombalarıyla, bu halkın üstüne gidenlerin, arkasındaki zihniyet, şu Adil Gülmez denilen tipini, karakterini siktiğim pezevenklerden oluşuyor. Lan, olayları bambaşka bir yöne taşımak için "Taksim'e cami yaptıracağım" diyen herifin emrindeki polisler, Beşiktaş'ta cami bombalıyor, bundan ötesi varsa, biri çıkıp söylesin.

Koskoca bir semti ve o semtin sakinlerine karşı, savaş koşullarında bile yapmayacağın şeyi yapmak için, ne olman gerektiğini bilmiyorum. Ne kadar küfür etsem, karşılamıyor bugün Beşiktaş'ta yaşadıklarımı, ne söylesem kendimi ifade edemeyeceğimi biliyorum. O yüzden küfür etmeyeceğim, sadece bugün orada yaşadıklarım için, onlar bilmese de, insanlara teşekkür edeceğim.

Benimle birasını, suyunu paylaşan gencecik insanlara,
Gaza boğulmuşken, bana kapısını açan üniversite öğrencilerine,
Polisin bizi kovaladığı anda, beni kolumdan tutup içeri alan yaşlı birahaneci amcaya,
Her sokak arasında gözlerimize solüsyon yapanlara,
Birlikte "Beşiktaş sen bizim her şeyimizsin" diye bağırdığım insanlara,
"Tek başına gitme, biz seni yukarıya kadar bırakırız abi" diye bana eşlik edenlere,
Şerefiyle, onuruyla, gururuyla bir semti savunan, kapılarını zor durumda kalan insanlara bir saniye bile tereddüt etmeden açan, tüm yürekli insanlara teşekkür ederim.

Sizinle direnmek, barikat başında beklemek, faşizme karşı mücadele etmek çok güzel şey. İyi ki varsınız hepiniz.