20 Ocak 2010

Özledim be.... # 5


Az kaldı ama ben çok sevdim. Acayip vururdu toplara.

Hele Kadıköy'de çaprazdan vurduğu o top. Terim göndermese 2 yıl daha Türkiye'de oynardı rahat rahat. Harbiden bir an için özledim.

TEKEL işçisinin 37. günü, ölüm yaklaşıyor


37 gündür eylemdeler. Onların deyimiyle "Söz bitti, sıra ölümde." Şu an kamuoyunun çok fazla ilgisini çekmiyorlar ancak işlerin sarpa saracağı günler çok yakında.

Siyasal iktidarın, bu insanları ve beraberinde ailelerini ölüme götürdüğü apaçık ortada. 4/C (geçici personel) kandırmasıyla, işin içinden sıyrılma niyetindeler.

Ankara'ya bugün-yarın kar düşecek. Bez, naylon çadırlarda haklı bir davanın, onurlu mücadelesini veriyorlar.

Şu empati denen olaydan yapmak lazım arada. Babamızı, abimizi, kardeşimizi, annemizi o işçilerden biri olarak varsayalım. Zor hakikaten çok zor. Şu işçilerin yanına, hükümetten bir tane bakan gitmez mi? Senenin bir günü iftar çadırlarında arz-ı endam edenler; aç kalmamak, işsiz kalmamak için bu insanların sorunlarını paylaşmak için neden gitmezler?

Bazı durumlarda insanın elinden bir şey gelmemesi fena mı fena bir şey. Çaresizlik, oturduğun yerden izlemek, insana ayrı koyuyor.

Fotoğraflarda işçilerin ve ailelerin suratlarına iyice bakınca, bu kararlarından zerre geri adım atmayacakları belli oluyor. Ankara'da olanlar, yanlarına gidecek olanlar, buralardan da bir selam göndersinler ve yanlız olmadıklarını söylesinler bu güzel insanlara.

20 Ocak Türk futbolunda bir dram


Nuri Asan, Muzaffer Badaloğlu, Mete Adanır, Zoran Tomic, Asım Özkan... Bu isimleri yeni nesiller pek bilmez. Bir dönem Türkiye'yi kasıp kavuran Samsunsporlu oyuncuların isimleri bunlar. Malatyaspor deplasmanına giderken, Havza yakınlarında geçirdikleri trafik kazasında hayatlarını kaybettiler.

Bir de, Emin Kar, Erol Dinler, Halil Albayrak gibi isimler var. Yaşamayı başardılar ama futbola veda etmek zorunda kaldılar ne yazık ki.

Hayatını yitirenlerden Muzaffer'i çok net hatırlarım. Babam bir Galatasaray-Samsun maçına götürmüştü beni. Kasap Muzaffer denirdi.

Sert mi sert bir futbolcuydu. Tam numaralı tribün önünde Raşit'e kayarak dalmıştı. O gün nasıl sinirlenmiştim anlatamam. Bağırmıştım, belki küfretmişimdir. Umarım affetmişsindir be Muzaffer Abi.

Milli Takım için Zico'ya ne dersiniz?


Zico'nun Olympiakos'taki görevine son verildi. Çok ciddi bir biçimde Türkiye Futbol Federasyonu içinde, rüzgârın Zico'dan yana estiği yönünde haberler var.

Doğrusu, "Zico'yu ister miyim?" diye bir soru sordum kendime, iç ses olarak "evet" yanıtı geldi.

Doğru düzgün, efendi, işini yapan bir adam. Siz ister misiniz bilmem tabii. Çıta o kadar yükseltildi ki bir ara, Ferguson gelse "Daha iyisi yok mu?" denecek noktaya gelmiştik.

İçimdeki ses, bu işin olacağını söylüyor nedense.