Selahattin Şahin'i kim tanır, kim bilir, kim hatırlar?
Selahattin 26 yaşında, gencecik, ömrünün baharını bile yaşayamadan, ayrılıp gitti.
Geride 23 yaşında gözü yaşlı bir eş, 2 yaşında bedensel engelli Emrullah ve 10 aylık Ömer'i de bıraktı.
Yıllarca kot taşlama atölyelerinde çalıştı ve o lanet Silikozis hastalığına yakalandı.
Evine ekmek götürebilmek için ölümü göze alıyorlar. Merdiven altı atölyelerde ekmek diye kan doğruyorlar çorbalarına. Ciğerleri parça parça sökülüyor ve hemen hepsi aynı sona ilerliyor. Yani ölüme...
Hükümet, kot işçileriyle ilgili söz vermesine uygulama hayata geçmiyor. Bu insanlar birer birer ayrılıp gidiyor.
Taşlanmış kot giymeyin. Giydiğiniz her kot, bir kişinin daha ölümüne neden olacak çünkü. Bir Selahattin daha aramızdan ayrılmasın.
Kapitalist düzenin iğrenç yüzü hayatın her alanında görülüyor. Birileri daha fazla kazanmak için bu insanların ölümüne göz yumuyor.
Bir gün hepsinin hesabını sormak üzere...
2 yorum:
zaten kot giymeyi sevmiyordum, iki üç sene evvel -sanırım- arenada bu kot işçilerinin çalışma koşulları ve hastalığın içeriği ortaya çıktığından beri tamamen bıraktım kot pantolon giymeyi. kadife ya da keten pantolon giyiyorum.
bu kot taşlama kepazeliğine acilen müdahale edilmesi lazım. belediye basacaklarına kot firmalarını bassın iktidar sahipleri. bu hastalığın sebeplerini ortadan kaldırsın, gerekirse kot mot üretimini durdursunlar. sokayım kotuna.
tabii böyle bir mali pastanın üzerine gitme cesaretini gösterirler mi, tabii ki göstermezler.
Dünde beri blog'a girip girip bu fotoğrafa bakıyorum. Susabiliyorum ancak.
Yazıklar olsun insanlığımıza...
Yorum Gönder