
Bütün bir haftadan beri NTV'nin bütün yayın yaptığı kuruluşlarda oley.com reklamı, videosu, banner'ı, boku püsürüğü var.
İlk çıktığı günden bu yana 'kalite' üstünden giden, ekmeğini bundan yiyen, bu özellik sayesinde rakiplerinden sıyrılan bir kurumun, bahis pastasından ekmek yeme çabasının artık suyu çıktı.
Türkiye halen bahis-şike skandalı ile boğuşup dururken, hakkındaki ciddi ithamları ve iddiaları aklamadan bahis oyunlarının tümünün durdurulması gerekiyor.
Ama burası Türkiye, burada her şeyi serbestçe yapabilirsiniz. Yeter ki, kılıfınızı bulun, o kılıfa isterseniz gemi(-cik) bile sığdırabilirsiniz.
Şimdi temel sorun şu; biz futbolu seviyor muyuz? Seviyorsak, bahis oyunlarının bu oyunu kirlettiğini düşünüyor muyuz? Düşünüyorsak, bu konu hakkında herhangi bir şey yapıyor muyuz?
Kendi adıma; Rıdvan Dilmen, Sergen Yalçın, Kaan Kural ve her kim varsa (Siteye girip bakmadım sadece haber portalından gördüğüm isimleri sayıyorum) spor insanı olarak kabul etmiyorum. Çünkü bu isimlerin her biri, benim için suyu yeni temizlenmiş bir yüzme havuzuna işiyor. Sonra da, herkese "Haydi ne duruyorsunuz? Su çok güzel, yüzsenize" diyor.
Bu saydığım isimlere iddaa bültenleri için maç yorumlayan, yazı yazan isimleri de dahil ediyorum.
Herkes biliyor ve kabul ediyor ki, bahisin girdiği her ülkede futbol çok seri biçimde kirleniyor. Bu denli büyük paraların döndüğü bir sektörün temiz kalmasını beklemek, çocukça bir hayal çünkü.
"Neremiz doğru ki?" tezini savunacaklar için şimdiden söyleyeyim, bari her yerimizi kirletmeyelim. Neyi yazıp çiziyoruz ki, o zaman, neyi seviyoruz?
"Biz yaparsak her bokun kalitelisini yaparız" anlayışı ile hareket edenler de, pisliğin içine kadar gömülmüş durumdadır. Hoş, o kaliteyi kaybedeli en az 2-3 yıl oluyor ya o da ayrı bir konu.
Son sözüm de herkese gitsin; Afrikalı'nın vuvuzelası'na laf edeceğinize, futbolu boka bulaştıranlara laf edin...