16 Ocak 2011

Biz dün akşam bardan hatun kaldırdık!


Bazı hatunlar vardır, barda görürsün, karanlık loş ortamda. Uzaktan uzağa bakışmaya başlarsın, bol makyaj ve hoş kıyafetlerle, senin de kafa kıyaksa şahane görünür.

Eve götürmek için bin dereden su getirirsin. Aslında hatun dünden razıdır ama naz yapar. Akşam alır götürürsün eve. Çakırkeyifsinizdir, eve giderken yolluk da alınır iyice kafaları dumanlamak için.

Gelirsin eve, önce bir müzik koyarsın. Öyle öküz gibi olmaz çünkü. Biraz sohbet, az muhabbet, sonra danstı, ellemeydi, koklamaydı derken çatır çatır sevişirsin, çakırkeyifliğin ötesindesindir. Eh zaten iki tarafın da amacı rahatlamaktır.

İş biter, uyursun. Sabah kalkıp bir bakarsın, "Ulan bu dün akşamki hatun mu?" diye sorarsın kendine. "Hay amına koyayım 31 çeksem daha iyiydi" diye hayıflanırsın.

Hah! İşte aynen o durum yaşandı dün geceden bu yana. Demokrasi, özgürlük, insan hakları diye kıçlarını yırtanların, bu kavramları ne kadar çok benimsediklerini gördük.

Sokağa çıkan öğrenciye terörist, hakkını arayan işçiye nankör, konuşmaya çabalayan köylüye "ananı da al git" ve şimdi de statta protestoda bulunanlara "orospu çocuğu".

Budur işte demokrasi, özgürlük, insan hakları. Kendine biat edene, önünde secde edene, itaat edene bunlar var. Ama sana karşı gelene, senin gibi düşünmeyene, senden olmayana, protesto eden onun bunun çocuğu.

Selim Terzi'yi babasının kim olduğunu ispat etmeye çağırıyorum, aksi taktirde kendisini, kendi ithatları ile baş başa bırakıyorum.

Bardaki hatuna ne mi oldu? Dün akşam çatır çatır siktik. O da rahatladı, biz de.

Not: Rica ediyorum bir hatun kişi çıkıp hadiseyi başka yerlere götürmesin.

Bunların hesabını sormayanların....


Sefil, aciz, nankör, gerizekâlı, kuş beyinli ve aleni olarak dilenci muamelesi

Bunları içine sindirenlerin,

Bunları sineye çekenlerin,

Bunlara 'eyvallah' diyenlerin,

Bunlardan sonra Galatasaray taraftarı kamerayla takip edip karar aldıracakların,

Bunların hesabını sandıkta sormayanların ta amına koyayım.

Galatasaray'ın bittiği akşamdı dün. Belli oldu ki, kulübü yönetenler ve onların beslediği asalaklar panik ve korku içinde.

Sivil diktatörlük dün kendini stat ışıklarıyla belli etmiştir.

"100'lerce trilyon harcamış" stada. Cebinizden mi çıktı lan o para?

Anlayış bu. "Bulgur dağıttık oyunuzu bize vereceksiniz, stat yaptırdık, söylenen her şeye boyun eğeceksiniz." Dilenci kültürü yaratanların eseridir bu.

Tekrar ediyorum, bunu hesabını sormayan kim varsa amına koyayım.

"Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş köklü bir inançtır. Galatasaray'ı işte bunun için tercih eder ve "Galatasaraylılığımla" her zaman gurur duyarım..."



Herif gerizekalı, kuş beyinli yazmış ama Türkçe yazmayı bilmiyor. AB Genel Sekreterliği Müşaviri herif. Bu herif görüşmelere filan katılıyorsa, AB'ye haybeye almamazlık yapmıyorlar demek bu ülkeyi. Konuşmayı, yazmayı bilmeyen bir adam var karşımızda. Seni A.O Estaban seni.

Özhan Canaydın'dan, TOKİ beyzadesine oradan Ultrayalakalara


Şu taraftarın sana o kadar özür borcu var ki.

Köpeklere, itlere meze etmedin bu kulübü. Bu kulübün hakkına her alanda korudun. Şu stadın yapımında herkesten çok emeğin var ama adın bile geçmedi.

Hiç tanımadım, hiç görmedim ama çok sevdim seni. Her şeyinle yakışıyordun o koltuğa. Ne bir kez şov yaptığını gördüm ne de kendini ön plana çıkarttığını.

Kimsenin aklına bile gelmemişken, gittin Diyarbakır'a okul yaptırdın, başkalarına öncü oldun.

Senin hayatın pahasına savaştığın kulübe bu akşam aciz diyenlere, senin koltuğunda oturanlar payendelik yaptı.

Transfer yapmasan da, bu kulübün onurunu şimdikiler gibi ayaklar altına aldırmadın. Kim ne derse desin, kim ne söylerse söylesin, bir Ali Uras'ı, bir de seni çok sevdim.

Galatasaray Genel Kurulu'nda değilim, isimlerini, cisimlerini bilmem ama şunu iyi biliyorum ki, bu akşamki rezaletten sonra, jandarmalığı, polisliğe, jurnalciliğe soyunanlara bir yanıt verir.

Koltuğunda oturduğu kulübe dilenci muamelesi yapılacak, Adnan Polat denen adam da buna göz yumacak. Vay babalar vay be, ne güzel dünya.

Erdoğan Bayraktar denen arkadaşa da sormak lazım, "Lan babanın servetinden mi harcadın o stadın yapımında kullanılan parayı? Cebinden mi çıktı? Ali Sami Yen'i kaça satacaksınız? Buraya harcadığınız paranın en az 3 katını çıkartmayacak mısınız?"

Hepsi leş bunların. Ülke babalarının malı, halktan topladıkları para da kendi ceplerinden çıkıyor sanki. Teşekkür borcumuz varmış.

Yıkın amına koyayım stadı o zaman. Sikmişim stadınızı, kiremitinizi, harcınızı, betonunuzu.

Satın mı aldınız lan asırlık çınarı? Sizin külliyatınız yetmez bu kulübün ömrüne.

Küstahlık, şımarıklık, kendini bilmezlik hepsi bunlarda. Bir tokat gelecek ki, hayatınız boyunca unutamayacaksınız.

Bir arkadaş mail atmış, Ultraslan özür dilemiş. Siteye girip baktım, "Daha düne kadar eski stadımızda şu yok, bu yok diye sitem edenler bize bu imkanın verilmesini sağlayan Başbakanımıza ancak teşekkür etmeli ve alkışlamalıydılar. Siyasi görüşleri için fırsat bekleyen bu aciz kişilerin Türk misafir perverliğini ve ahte vefalarını tekrar gözden geçirmelerini şiddetle tavsiye ediyorum.

Başbakanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'a tüm iyi niyeti ve katkılarından dolayı ultrAslan olarak teşekkür eder saygılarımızı sunarız."


Kendilerinin isimlerini Ultrayalaka olarak değiştirmeleri gerekir. İfadeye bak sen "Daha düne kadar eski stadımızda şu yok, bu yok diye sitem edenlermiş."

Zaten biliyordum ne bok olduklarını, bu yalaka tavırla kendilerini daha bir açık ettiler. Sizleri başbakanın ilk mitinginde; kombinelerinizi ayarlayıp, karaborsa yoluyla para kazanmanızı sağlayan yöneticilerinizle birlikte alkış kıyamet en önde görmek isteriz. Böylece ahde vefanızı gösterirsiniz. Olmadı yere kapanıp, secdeye yatarsınız.

"Parayı veren düdüğü çalar" ya, bunlar kim para verirse onun düdüğünü emiyor. Emmiyor sömürüyor hatta.

Not:Birkaç gün yazmazsam kusura bakmayın, cidden garip bir hal içindeyim ve dehşet sinirliyim...