20 Aralık 2010

eruditomonarca denen puşta sesleniyorum






Bu bir tek benim başıma mı geliyor bilmiyorum ama 3. kez aynı şeyle karşı karşıyayım. Yazılarımı birileri alıyor ve sanki kendi yazılarıymış gibi bloglarında yayınlıyor.

Hayır anlamadığım şey, tonla blog var benden fazla okunan ve benden fazla takip edilen. Niye başka bloglar değil de benim başıma geliyor.

Birkaç hafta önce fark ettim. Önce dedim ki, "Muhtemelen altına link yazmayı unutmuştur." Çünkü bir yazıda, linkini koymuş, diğerinde unuttuğunu sandım.

Yok ama öyle değil, eleman bildiğin benim yazıları birebir, kendi emeğiymiş gibi yayınlıyor. Aslında o emeğin çalınmasından daha fazla kızdığım şey, herif başlıkları değiştiriyor.

Sevgili, eruditomonarca isimli arkadaş bloğu yeni mi takip etmeye başladın bilmiyorum ama bak daha önce yapanlara söylediğim şey bol küfür etmekti.

Sen diyorsan ki, "Benim hoşuma gidiyor, et edebildiğin kadar küfür" eyvallah, onu da yaparım.

Sen iyisi mi amacını söyle. De ki, "Güzel yazıyorsun, ondan yaptım" ya da "Kendiminmiş gibi yazmamıştım aslında. Sadece aşağıda belirtmeyi unutmuşum."

Geçerli bir sebebin varsa tamam kabul. Bir daha yapmaman kaydıyla, olayı unutacağım. Ama eğer geçerli bir sebebin yoksa yaptığının gerizekâlılık olduğunu anla. Yapmaya çalıştığın şeyle hiçbir noktaya varamayacağını da anla.

Ayrıca evladım bir siktirip gidin yahu. Kendi halinde, çokça sinirimi dökmek için yazan bir adamım. Ne kimseden beklentim ne de ileriye dönük bir amacım var.

Kaç vakittir özellikle küfür etmemeye çabalıyorum ama götverenlikte sınır tanımayan senin gibiler, sabır zorlayarak benim bu iyimser çabamı boşa çıkartıyorsun.

Efendi gibi altlarına yazının gerçek sahibini yaz mümkünse. Yok yazmayacaksan da bu aptallıkla gideceğin noktanın ancak nokta büyüklüğünde olacağını da anlayıver.
Sabahın 6.30'unda uyanmam gerekir ama ben bu puştlarla uğraşıyorum. Beynimi sikeyim.

Balkon güzeli Ökkeş ve melek Muhsin (!)













İşte böyle pervasız bir ülkede yaşıyoruz. Ökkeş Kengir gibi heriflerin milletvekili olduğu, katliam yaptıkları yerde rahat rahat balkona çıkarak, piçlerinin "Burası Maraş, buradan çıkış yok" diyerek, katliamdan ötürü ne denli rahat oldukları bir ülkede yani.

Bu katliamda parmağı olanlardan biri, melek yapıldı ölünce. Helikopter kazasında cesedi bile bulunamadı. O zaman ilk yorumum, "Çok sevdiği 'kurtlar' leşini bırakmamıştır" olmuştu. Adına destanlar yazılmasına az kalmıştı neredeyse. Senelerce parti genel başkanlığı yaptı ve Meclis'te rahat rahat volta attı.

Bu ülkenin tarihi utançlarından biri olan Maraş Katliamı, sessiz sedasız kapatıltı.

İnsanlar nasıl mı öldürüldü? Bebeklerin bacaklarını ayırarak, 90 yaşındaki ninelerin gözlerini oyularak, insanların bedenlerine kamalarla üç hilaller çizilerek, çoluk-çocuk demeden evlerinde canlı canlı yakılarak yapılmış iğrenç bir katliamdır.

Muhsin Yazıcıoğlu, Ökkeş Kengir gibi herifler, askere ait piyade tüfekleriyle insanları taradılar. Dönemin Kahramanmaraş Emniyet Müdürü'yse tanıdık bir isim, Türkiye'nin her dönem İçişleri Bakanlığı'nı yapmış, Tayyip'in has adamı Abdülkadir Aksu.

Demokratik ve özgürlükçü iktidarın elindeki kurum TRT yıllar sonra Ökkeş denen herifi ekrana çıkarttı ve Maraş olaylarının planlayıcısı olarak Hrant Dink'i adres gösterdi. Hrant Dink'i sokak ortasında kurşunladıkları yetmedi, devlet kanalıyla katliam sanığı yapıverdiler. Hem de katliamın asıl sorumlusu tarafından.

Devletin ve polisin tüm şefkati hâlâ bu zihniyeti sarıp, sarmalıyor ama yumurta atan öğrenciye katlanamıyor. Yumurtalı eylemleri 'terörist' sınıfına sokanlara Maraş'ı hatırlatmak gerekir. Çorum'u, Malatya'yı, Sivas'ı ve nice katliamları.

'Balkon güzeli Ökkeş' eski alışkanlıklarından vazgeçmemiş olacak ki, dün de Maraş'ta sahnedeydi, piçleriyle birlikte.

Katillerin bu kadar kutsandığı, iktidar gözetmeksizin devlet tarafından korunup kollandığı başka bir ülke var mı merak ediyorum.

Umarım onun da sonu Muhsin gibi olur? Bir dağ başında leşi bile bulunamayacak derecede kurtlar tarafından parçalanmış olarak.