



Kars'taki
ucube tartışması süredursun, Kars'ın Akp'li Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş'un kentteki neredeyse tüm heykelleri kaldırdığını öğrenmiş bulundum.
Şehirdeki birinin elinde gül, digerinin kucağında kuzu bulunan 2 kadın heykeli ile Şehit Hulusi Aytekin Caddesi üzerindeki çıplak kadın heykellerini depolara kaldırtan Belediye Başkanı Nevzat Bozkuş, son olarak kentin girisinde bulunan kaz heykelini kaldırtmış.
Belli ki sorun Mehmet Aksoy'un
İnsanlık Anıtı değil, heykellerin ta kendisi.
Bu zihniyetin sanattan anladığı sağa sola çeşme, fıskıye ve havuz yaptırmaktan başka bir şey değil. Sadece Akp ile ilintili bir durum değil. MHP'li, Saadet Partili, Büyük Birlik Partili v.s. v.s. alayı benzer tavrı sergiliyor.
Türkiye'de Kürt sorunu üstünden ciddi bir faşist zihniyet pompalanıyor ve bu zihniyet de; TV dizileri, heykeller gibi suni tartışmalarla süreli canlı tutuluyor.
Türk halkının muhafazakâr bir yapısı olduğu aşikâr ancak son birkaç yılda bunlar tavan yapmış durumda.
Beyoğlu Tophane'de sokakta içki içenlere saldırılıyor, bazı belediyeler sokakta içki içenlere para cezası kesiyor, bazıları içki ruhsatlarını iptal ediyor, bazıları içki satan büferelere karşı timler oluşturuyor.
Aya İrini'de konserler basılıyor, insanların çocuklarıyla gittikleri restoranlarda yanlarına gelen birtakım kişiler tarafından
"çocukların, yanlarında aile büyükleri olsa bile da içkili bir restoranda bulunamayacağı" söylenerek anne-babaların nüfus cüzdanları toplanıyor.
Tabii ki, gelişmişliğin bir göstergesi değil içki ancak insanların içki içme özgürlüğü ellerinden alınmaya başlandı. Bu bazen bir lokanta baskınıyla, bazen büfelere gönderilen eli sopalı itler tarafından yapılıyor.
Bu işin ilk ayağı İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal tesislerinde alkolün yasaklanmasıyla başladı. 10 yılda geldiğimiz nokta ise konserlerin basılması, restoranlarda anne-babalaren nüfus cüzdanlarının toplanmasına kadar geldi.
Her yapılandan sonra bir grup
"Yok canım o kadarına da müsaade etmeyiz" diyordu. İzin vermedikleri her şey bir süre sonra kendiliğinden oluşmaya başladı. Bu tıpkı, Maliye Bakanı'nın
"Ben 4 TL'ye benzin satıldığını görmedim" demesine benziyor. Evet hakikaten satılmıyordu ama baktık ki, 4 TL'yi aştı.
Benzer bir durum içki ya da heykel tartışmasında da yaşanıyor. Şu an içki yasak mı? Hayır, yasak değil. Peki birkaç yıl sonra yasaklanmayacağını kim garanti edecek? Kimse.
Ülkenin geleceği açısından ciddi bir faşist çemberi örülüyor çevremize. Başbakan hakkındaki her olumsuz yazı, her eleştiri artık dava konusu. Üstelik bunu
"Hakkımda yazı yazanlar Ergenekon'dan içeride yatıyor" diyerek, gayet rahat ifade ediyor.
Bir kısımın, topluma umut olarak gösterdiği MHP, CHP de, bu faşist çember içinde. Onlar da, kendilerine düşen parçadan tadıyor.
CHP, Ergenekon davasında çıkarttığı yüksek sesi, KCK davasında aynı tonda çıkartamıyor. Sadece 2 kişi görevlendirerek, durumu idare etmeye çalışıyor. Partinin içinde ANAP'ın 4 eğilimi benzeri imamlar, muhafazakârlar, sağcılar cirit atıyor.
Bu çemberi kırmak, direnmekten, teslim olmamaktan geçer.
Bugün kaldırılan heylkellerin yerini yaın özgürlüğümüz alacak. Akp gidip, bir başkası gelse, her şeyin değişeceğini düşünenler ne yazık ki bebek saflığında. Sorun sistemdir, sorun ülkenin iliklerine işletilmeye çalışılan düşünce biçimidir.
Ya uslu uslu susar, yerinizde oturur ve kılınızı kıpırdatmazsınız ya da her ne pahasına olursa olsun mücadele edersiniz.