28 Nisan 2014

Türkiye'nin daimi iki mağduru


Şampiyonluk kutlaması olarak, rakibinin mağazasını yağmalamak, talan etmek, yakmak, insanları neden mutlu eder, anlaşılabilir değil.

8 aylık uzun bir maratonu kazanmışsın, 3 yıldır hasret kaldığın şampiyonluğa kavuşmuşsun bunun keyfini süreceğin yerde, gidip Galatasaray Store mağazasının kapılarını kırıp, içeriden formaları, atkıları çıkartıp yakıyorsun. Üstelik bunu büyük bir gurur kaynağı olarak paylaşıyorsun sağda solda.

Sivas'ta aydınları yakanlar da, bugün birilerine anlatıyordur, böbürlene böbürlene nasıl insanları öldürdüklerini. Tepki aynı tepki. Bunu yapan tiplerle normal hayatta konuşsan, özgürlükçü, demokrat filandır muhtemelen. Ama yapılan, bir otele insanları kapatarak cayır cayır yakmaktan çok da farkı yok. Ne yani, oturup sevinelim mi, içeride kimse olmadığı için, birilerinin fiziki olarak canı yanmadığı için!

Taraftarlık iyiden iyiye sınırlarını aşıp, vandallık boyutlarına ulaştı. Üstelik, böylesi eylemler, sosyal medyada gurur vesilesi olarak da paylaşılıyor. Kahkahalar eşliğinde "yaktık oğlum", "burada mağaza açmak neymiş görün" vs denilerek, sözümona büyük zaferlerini kutluyorlar.

Bütün bunları görmüşsün, elde nal gibi fotoğraflar, yazılan yazılar var, birden "Galatasaray Store'u 6 kişilik hırsız çetesi soymuş" diye medyada haberler görüyorsun. Neredeyse medyanın tamamı, olayı Fenerbahçe'nin üstünden çekip alıyor ve basit bir hırsızlık vakasıymış gibi göstermeye çalışıyor.

Günümüz Türkiyesi'nde iki kurum böyle pervasızca, ahlaksızca, akıldışı yollarla savunulmaya çalışılıyor. Biri Akp, diğeri Fenerbahçe.

İkisinin en büyük özellikleri sürekli mağdur olmaları. Olay ne olursa olsun, mağdurlardır. Misal taraftarı siyah futbolcuya muz sallar, video görüntüsü vardır, boy boy fotoğraflar vardır, Fenerbahçe Kulübü çıkar bu soytarıları da yanına alıp basın toplantısı düzenler. Toplantının ana konusu sarı-lacivert renklerin mağduriyetidir. Irkçı puşt, Fenerbahçe Kulübü çatısı altında, milyonlarca insanın gözüne baka baka, alenen taşak geçercesine "Benim midemde sorun var, doktor muz yememi söyledi" diye savunma yapar.

Medyanın istisnasız tamamı, olaya ırkçılık var demez ama bu deli saçması savunmayı boy boy manşetlere taşır. Amann Fenerbahçemiz mağdur olmasın. Boru mu amına koyayım, Cumhuriyet'in onulmaz bekçileri, son kale, ülkenin teminatı, Kurtuluş Savaşı'nın kazanılma nedeni. Herifler az daha zorlasalar, Sırpsındığı'nda biz vardık, İnebahtı'da biz savaştık filan diyecek. Bunları söyleseler, emin olun destekçiliğini yapacak medya da bulunur.

Ulan kulüp olarak bir özür dilemek, her şeyi geçtim en hafifinden "Birkaç kendini bilmez yapmıştır" demek, zor mu ulan! Ama olur mu hiç? Bir tanecik Fenerbahçemiz, suçlu potasında olabilir mi?

Abdullah Kiğılı bu olaya ne demiş bakalım; "Fenerbahçe taraftarları gidip Galatasaray Store'dan alışveriş yapmaz. Galatasaray taraftarı da Fenerium mağazalarından yapmaz...  Bu yapılan kesinlikle bi provokasyondur. Fenerbahçe taraftarının böyle bir olayın içinde olmadığını biliyor ve tahmin ediyorum. Zaten aldığımız bilgiler de bu yönde..."


Haaa tamam şimdi olay tamamen aydınlandı. Şu yukarıdaki orospu çocuklarının hiçbiri Fenerbahçeli değilmiş. Ohhh valla acayip rahatladım lan!

Hırsızlık çetesi ilginç özellikler taşıyor. 6 kişiler ama 100-150 kişi görüntüsü veriyorlar. Hırsız olmalarına karşın, çaldıkları malları yakıyorlar, mağazanın içine işeyen ve sıçan var. Böyle acayip, garip, manyak, ruh hastası 6 kişiden oluşuyor. Bu 6 kişilik hırsızlık çetesi eve girip laptop çalınca götlerine sokuyordur ya da altın, ziynet eşyası vs çalınca da onları burunlarından sokup sıçarak çıkartıyorlardır!

Bunun adı ayıp filan değil artık, düpedüz orospu çocukluğudur. Bir kulüp bu kadar aşağılık olmamalı, bir noktada durmayı bilmeli, kendisine çeki düzen vermeli.

Bunları paylaşmak, orada bulunmaktan öte, orada hiç olmayıp, tüm bunları büyük bir zafer kazanmışçasına anlatmak, bunlarla övünmek, bir insanın alçalabileceği en alt sınırlardan biri.

En geç birkaç gün içinde Fenerbahçe'nin çok ama çok mağdur olduğunu birlikte görürüz. Olay 6 sabıkalının üstüne kalır, Fenerbahçemiz de bu olaydan da alnının akıyla sıyrılır.

Zaten yapmışlarsa da Fenerbahçe için yapmışlardır canım! Başkanımız, canımız, ciğerimiz, Türk sporunun yüce insanı, özgürlük savaşçısı Aziz Yıldırım öyle diyor.

Not: Dün akşam maça giden Fenerbahçeli taraftarların bindikleri metrobüsü taşlayan Galatasaray taraftarlarının da Allah belasını verir umarım.