15 Şubat 2012

Mourinho Şahin, Bahri Kaya'ya karşı


Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, Giresunspor'un Adanaspor'la 1-1 berabere kaldığı maçtan sonra neler söylemiş, önce ona bakalım: "Bu maçta berabere kalmamızın sebebi var. Sebebin biri, futbolcular arasındaki uyum tam olarak sağlanamadı. Bu hoca beni kızdırıyor. Ben 7 futbolcu getirmişim. Vali olarak ben futbolun a’sını bilmezdim, burada öğrenmeye başladım. Adam tutuyor, 7 futbolcu getirmişim 2’sini oynatıyor.
Neden oynamıyor bunlar? Ben buraya Fenerbahçe’den futbolcu getirmişim arkadaş. Para döküyoruz buraya. Para istemek, vermekten zor. Vallahi zor. Vali her şeye müdahale eder. Canım sıkılıyor. Ben 7 futbolcu getirmişim. Hepsi para onların. Neden oynamıyorlar? Fenerbahçe’den adam getirmişiz. Trabzon’dan Ahmet’i aldık, hiç kadroda yoktu. Neden oynamıyorlar?"


Bu ülkede futboldan anlamayan yoktur. O yüzden hep söylerim, "Ben futboldan anlamam" diye. Çünkü bunlar anlıyorsa, onların anladığı futboldan zerre anlamıyorum.

Devletin valilerinin kömür, beyaz eşya dağıttığına şahit de olduk. Bunları "halka hizmet" diye vıcık vıcık bir savunmayla örtmeye çalıştılar. Sanki valinin görevi, kömür dağıtmakmış gibi, üste çıktılar. Sen devletin yöneteni olarak, kimsenin yakacağa, yiyeceği muhtaç olmamasını sağlayacaksın, kamyon üstüne çıkmalarını buyurmayacaksın.

Neyse, pek saygıdeğer valimiz, kızmış. Bu kadar kızınca buz gerekir ya, işin orasına girmeyeyim. 7 futbolcu getirmiş de, neden oynatılmıyormuş. Fenerbahçe'den futbolcu almışlar, o neden oynamazmış (burayı Fenerbahçe'ye laf atmak olarak algılayanın da beynini sikeyim).

Stadyumda ıslıklanınca "spora siyaset sokuluyor" diye ağlayıp vahlayanların durumu tam olarak budur. Aslında söylemek istedikleri şey, "Spora siyaset sokulacaksa da biz sokarız."

Her konuda bu tavır sergileniyor. HSYK bir dönemler boktandı, siyasi kararlar alıyordu, ele geçirdikten sonra biricik HSYK oldu.
YÖK dünyanın en boktan kurumuydu, kadroları istedikleri hale getirdikten sonra YÖK üniversitelerin bir tanecik abisi oldu.
Özel Yetkili Savcılar, işlerini yapıyordu, hadise kendilerine yönelince "Bunlar yetkilerini aşmaya başladı" denmeye başlandı.

Spora da, siyaset karıştırılacaksa, ancak bu arkadaşlar karıştırabilir. Ne o öyle, tribünlerde Che baskılı atkılar, sol sloganlar filan. Aaa ayıp değil mi! Hele hele başbakan ıslıklamak nedir yahu? Hiç olacak şey mi.

Ellerine geçirdikleri her şeyi kendilerine benzettiler. Valinin biri çıkıyor, 35 yılını bu işe vermiş bir spor emekçisine işini öğretiyor. Haaa, Bahri Kaya iyi bir teknik direktör değildir, başarısızdır v.s. v.s. buna yönetim kurulu karar verir. Ama arkadaş valilere mi düştü artık teknik direktörlere iş öğretmek, kimin oynatılıp oynatılmayacağını söylemek.

Herkes kendinde her haddi buluyor. Üstelik bu çok sıradan bir şeymiş gibi söyleniyor, açıklanıyor. Bunların hepsini sayısal üstünlükten doğan cüretten buluyorlar. Yüzde 50 aldın mı, o yüzde 50 ile istediğini yapar, istediğini söyler, istediğini uygularsın.

Bir kişi için yasa çıkıyor memlekette, daha bunun ötesinde ne olabilir ki! Bunun üstüne yapılacak ne kadar yorum olabilir.

Mourinho Şahin, "Vali her şeye müdahale eder" diyor. Bilmiyorduk hiç, öğrenmiş olduk. Valinin devlet işlerine karıştığı gibi, yönettiği ilin futbol takımına futbolcu almak, o futbolcuların hangilerinin oynatılmasına da karar vereceğini.

Misal bu Mourinho Şahin, İstanbul Valisi olsa, Fatih Terim'e, "Hocaaaaa, hocaa olmuyor böyle. Riera'dan sol bek olmaz" diyebilir mi?
Ya da Aykut Kocaman'a "Bak Aykutçuğum, Alex de söyledi, çıkartsan iki Afrika aslanı Bienvenu ve Sow'u çift forvet, bak o zaman deplasmanlarda nasıl coşuyoruz?" mu diyecek?

Vali her şeye karışamaz. Valinin görev ve yetki alanları kanunlarla çizilmiştir ve o çizilenlerin dışına çıkamaz. Hele hele bir spor emekçisine işini öğretmeye kalkmak haddi bile olamaz.

Hata bunlarda değil, bu boktan zihniyeti baştacı tutanlarda.