17 Kasım 2010

Yerim böyle vecibeyi


Ben komşuya vereyim, komşu bana versin.
Dayıoğlu bana getirsin, ben dayıoğluna götüreyim.
Kahveden okey arkadaşına yarım kilo, ben ona yarım kilo.
Amcamlara bir kilo iyi yerinden, amcamlardan bir kilo iyi yerinden.
Budu Berber Kamil'e, paçası Hakkı Usta'ya, aynıları yine bana.

Yoksullara yardım, olmayanlara sadaka niyetine kesilen kurbanın dağıtımı aynen böyle işliyor. Ahmet, Mehmet'e veriyor; Mehmet, Ahmet'e. Dağıttığınla, aldığın birbirinin aynı hemen hemen.

İhtiyacı olan zaten yiyemiyor, hadisenin dini içeriğinde ihtiyacı olanlara verileceği söylenmiyor mu? Söyleniyor. Eeee, o zaman niye herkes birbirine paslıyor etleri?

Gerçi hadisenin çıktığı nokta bile gayet saçma duruyor. Hz. İbrahim, oğlu olursa Allah'a kurban edeceğini söylüyor da, İsmail'in boynunu keserken gökten kurban iniyor, v.s. v.s.

Şu dini hikâyelerin alayı böyle saçma sapan ve anlamsızdır zaten. Gökten inen kurbanı geçtim, kim oğlunu kurban eder?

Milletin sahtekârca tavrına ayrıca uyuzum. "Yine o görüntüler" tadında başlıklar, yazılar. Açık açık söyle işte ne düşündüğünü. Benim adıma vandallıktan başka bir şey değil. Kaldı ki, dediğim gibi madem işin olurunda yoksula, ihtiyacı olana vermek var, bu konuda da herkes sahtekâr. Elden ele geçiyor sadece kesilen hayvanlar.

Millet hidrojen atomunu hapsedip inceliyor, biz kurban kesiyoruz. Hayvan kurban etmek hangi çağda kalmış acaba?

Böyle devam. Dini vecibe diye vicdani ve ruhani mastürbasyon yapmaya devam edelim.

Hayır her şeyi anladım da, hayvanı delip, şişirmek ne lan? Cidden hayatımda daha aptalca bir görüntüye rastlamadım. Hayvanın ayağından üflüyor eleman. Lavuğa çocuğun için iki balon şişir desen, kendisine küfredilmiş gibi bakar. Al bak fotoğraf aşağıda. Bundan daha aptalca bir görüntüye rastlamış olanınız var mı merak ediyorum.


Not: Şu yazıdan sonra izleyici sayısının düşeceğinden pek eminim. Çok da sikimdeydi ya..