4 Şubat 2013

Eylemci genç=Canlı bomba



Az önce Emniyet Müdürlüğü'nün 'terörle mücadele' için hazırladığı bir kamu spotuna rastladım. 14. saniye ile 18. saniye arasını dikkatle izleyin. Şöyle diyor; "Terör örgütleri küçük eylemlerle hak arayışı maskelerini takar."

Bu cümle söylenirken görüntüde üniversiteli gençler ellerinde 'Özgürlük', 'Demokrasi', 'Direne direne kazanacağız' yazan kartondan dövizler bulunuyor.

18 ila 25. saniyeler arasında ise Kamu Spotu'nun ilk saniyelerinde ailesiyle piknik yapıp, karpuz yiyen genç kızın ailesi ile tartışmaya başlaması gösterilir ve yine bir üniversite eylemi görüntüsü eşliğinde şu sözler sarfedilir; "Sessizce çocuklarınızı, elinizden alır ve canavarca (buradaki vurgu fantastik olmuş) yutar" cümle öbeği verilir.

İzlemeyenler için toparlayayım, ilk saniyelerde piknik yapan üniversiteli genç kız, eylemlere katılıyor, terör örgütleri bu genç kızı kandırıyor, ufaktan aile ile dalaşmalar başlıyor, genç kız arada yine eyleme gidiyor ve en sonunda canlı bomba oluyor.

Ailelere verilen ana fikir şu, çocuklarınızı eylemlere göndermeyin, yoksa canlı bomba olup sağı solu patlatırlar.

İktidarın bu denli saldırgan olmasının tek sebebi, 'korku' duygusundan kaynaklanıyor. Güçlüymüş gibi görünüyorlar oysa insanların sokaklara çıkmasından, kitleselleşmesinden ödleri kopuyor. Çünkü daha birkaç yıl önce en büyük müttefikleri olan ülkelerdeki 'asla iktidardan inmez' diye düşünülen yönetimlerin nasıl gönderildiklerini çok iyi biliyorlar. En büyük korkuları,benzer bir yöntemle gitmeleri. Hoş, orada olanları sadece bu çerçevede değerlendirmemek lazım ama konu bu değil.

Emniyetin hazırladığı bu 'Kamu Spotu'na göre, eylemlere giden her genç, canlı bomba olma potansiyeli taşıyor. Bu gençler, her an vücutlarına bomba bağlayıp, orayı-burayı patlatabilir yani. O yüzden siz siz olun, sakın oğlunuzu, kızınızı sokağa salmayın. 'Huzur' içinde yaşaması için bol bol karpuz kesin, kuru köfte yapıp, pikniğe gidin.

Ülkeyi baştan sona sığ ve faşist düşüncelerle beziyorlar. Hakkını arayan işçi, zam isteyen memur, Cumhuriyeti kutlamaya giden siyasetle çok da ilgilenmeyen sıradan halk, üniversiteli genç vs. v.s. fark etmiyor. Tek dertleri, insanların sokağa çıkmasını engellemek. 1 yıl için alınan gaz bombaları bu yüzden 3 ayda bitiyor, senede 4 ihale yapılıyor. Bu yüzden 2002 yılında 122 bin düzeyinde olan polis sayısı 10 yılda 250 bine çıkıyor. İstiyorlar ki, her yaptıkları onaylansın, alkışlansın, kimse bunları protesto etmesin, herkes ellerine eteklerine yapışıp öpsün.

Aslında bir Kamu Spotu da bizim yapmamız lazım, Türk polisine ilişkin. Misal görüntüde akademiden yeni mezun bir polis olsun. Akademi yıllarında insanlara son derece kibar davranan (fantastik biraz ama olsun), ailesiyle hafta sonları karpuz kesip pikniğe giden genç bir polis adayı. Müzik yavaş yavaş yükselsin, fondaki ses sertleşsin ve akademiden mezun olan polisin karakolda 5-6 arkadaşıyla nasıl insan dövdüğü, sokakta 6-7 polis vatandaşı nasıl tekmelediği, üniversitesinde en doğal hakkını kullanan gençleri nasıl coplandığı gösterilsin. Ve fondaki ses, "Siz yaşamın masum tarafında huzurla yaşarken, devlet pusuda bekler. Yetiştirdiği polislerse, devleti koruma maskesi takar. Sessizce, çocuklarınızı, babalarınızı elinizden alır ve canavarca yutar"

Kamu Spotu adı altında, ülkede hak arama eylemleri terörizmle eşdeğer görülüyor ve devlet bunu zorunlu olarak televizyonlarda yayınlattırıyor. Bu iktidar ve onun polisine göre, yasal eylem diye bir şey yok. Sokağa çıkan her vatandaş, terörist potansiyeli taşıyor, hele gençse, yüzde 70-80 teröristtir. Uydumuz fırlatılıyor, ODTÜ'lü serseriler (!) uydumuzun fırlatılmasını protesto ediyor. Övüneceği yerde yaptığına bak!

'Huzur' içinde yaşadığımız ülkemizde bir tanecik bile sorunumuz yok hamdolsun! Ülkemizin itibarı dış dünyada arttı, ekonomi dersen, dünya altüst olurken Türkiyemiz adeta ders verdi, bolluk içinde yaşıyoruz, bir elimiz yağda bir elimiz balda. Daha ne istiyorsanız da, sokağa çıkıp eylem peşinde koşuyorsunuz.

Eylem yapmak istiyorsanız, gidin Akp'nin mitinglerinde "Beraber yürüdük" diye şarkı söyleyin. Al sana mis gibi eylem. Ne o öyle protestolar filan!

Böyle ülke olmaz amk, hakikaten olmaz. Ülkenin tuttuğu yeri elinde kalıyor. Düşünce yapısı iyiden iyiye sakat halde. Demokrasi naraları atarak, faşizm nasıl filizlendirilir en şahane örneğini yaşıyoruz, gün geçtikçe de faşizm çemberi daralıyor. Bu ülkede terörist arıyorlarsa, lacivert üniformalılara baksınlar, onlardan ala terörist yok.