
Yaklaşık 4 yıldan bu yana bunun gibi bir sürü fotoğraf gördüm. Karenin içinde tek bir Galatasaraylı ve yanında minimum 3 rakip. Mehmet Batdal orada donunu mu çekiştirir, jartiyerini mi ayarlar bilmiyorum. İzbandut gibi herifsin, takım arkadaşına posta koyarlarken, sen sırtını dönmüşsün.
Bu daha önce Kewell'a da yapıldı, Keita'ya da yapıldı, Meira'ya da yapıldı, Dos Santos'a da yapıldı.
Şu tabloya baktıkça için fazlasıyla sıkılıyor. Başarılı olursun ya da olmazsın o çok önemli değil ama sahada duruşun dimdik olur. İşin sportif yanına bakmıyorum.
Salt, futbolcuyla ilintili bir durum değil bu. Kıykırık bir kulüp haline çevirdiler Galatasaray'ı. Neredeyse ana-avrat söven gazetecilerle oturup yemek yemeler, yorumcusundan, hakemine ağzına geleni söyleyene kimse sesini çıkartamıyor.
Ulan harbiden acayip sinirleniyorum şu durum karşısında. Söylediğim şey kavgayı pompalamak değil ama kimse kusura bakmasın birlikte yiyip-içtiğim, neredeyse her günümü beraber yaşadığım kimseye böylesi muamelenin yapılmasına tahammül edemem. Gerekirse koyarım da suratının ortasına.
Bu takımda çok şey kaynıyor, dipten dibe. Misimovic'le filan düzelecek işler değil. Galatasaray'ın dibe vurması yakın. İşin kötüsü, görüntüye baktığımda dibi bulduktan sonra öyle tavan yapacağını da sanmıyorum. En iyi ihtimalle, birkaç metre yukarı çıkabiliriz.
Kötümser bir tablo çizmiyorum, gerçekleşeceklere işaret ediyorum. Kendini kandırmasın kimse.
Kimsenin umrunda değil ama Fenerbahçe Ülker, Galatasaray Cafe Crown birlikteliğine bakacak olursanız, demek istediğimi anlarsınız.
Akanları yalamak Galatasaray'a yakışmaz. Ya adam gibi sponsorluk anlaşması yaparsın, yapmıyorsan da, kendi başına halletmeye çalışırsın. Zaten halledemiyorsun, siktir git derler adama.