12 Ağustos 2012

Ezme


Açıkçası beklediğim gibi bir oyun oldu. Galatasaray'ın hunharca ezeceğini düşünüyordum, oyunun toplam 10 dakikaya bile varmayan bir süresine kadar da böyle oldu.

Sahaya çıkan kadrolara bakıldığında, Fatih Terim'in kazanmak istediği, Mourinho'dan rol çalan Aykut Kocaman'ınsa oyunu orta alanda tutup, kontraataklarla sonuca varmak istediği belli oluyordu. Fakat Aykut Kocaman'ın anlamadığı şey, orta sahasında Christian, Mehmet Topuz ve Mehmet Topal gibi basiretsiz adamlardan kurulu olduğu.

Futbolda oyun felsefesi hakikaten önemli şey. Fatih Terim'in, takım 10 kişi kaldığında Elmander-Ambarat, Emre Çolak-Aydın Yılmaz değişikliği ile Aykut Kocaman'ın Krasic'i ancak ve ancak Galatasaray 10 kişi kaldığında oyuna sokması, her şeyi özetliyor.

Rencide eden bir oyun sergiledi Galatasaray, her zamanki gibi TIR dorsesinde taşınan mal kadar gol kaçırdı. Galatasaray yenilseydi de, fikrim değişmezdi, iki takım arasında çok fark var.

Yenilmemeyi düşünenle, kazanmayı düşünen yarışa eşit şartlarda başlamaz. O yüzden, 10 kişiyken bile, gayet rahat biçimde "Bu maçı alırız" cümlesi ağzımdan dökülüverdi.

Fenerbahçeli arkadaşlar kuvvetle muhtemel Gökhan Gönül ve Yobo savunması içine girecektir. Yobo'ya neden bu denli değer verildiğini anlamış değilim çünkü Bekir'den bir tık daha iyi ama hepsi o kadar. Hasan Ali, sıradan bir Anadolu kulübü futbolcusu, keza Bekir aynı şekilde.

Fenerbahçe'nin en ciddi sorunu orta saha. Mehmet Topuz-Mehmet Topal-Christian'la orta alanı tutmaya çalışmak intihar benzeri. Galatasaray Valencia'ya Mehmet Topal'ı fantastik biçimde kitlemişti, Valencia bir sezon sonra Galatasaray'dan rol çalarak, aynı kitleme operasyonunu Fenerbahçe'ye uyguladı.

Emre'den ne denli tiksindiğimi bilmeyen yoktur ancak Emre'nin alternatifi olarak Mehmet Topal'ı düşünmek de futbol fakirliğinden başka bir şey değil. Bu hatadan dönerlerse, Mehmet Topal iyi bir alternatif olur ancak hiçbir zaman için oyun yönlendiren bir adam olamaz. Fenerbahçe kendisine 1 değil 2 orta saha oyuncusu bulamazsa, ne ligde ne de Şampiyonlar Ligi'nde şansları olamaz.

Galatasaray'a gelirsek, Hamit henüz hazır değil, sahadaki en negatif adamlardan biriydi. Fatih Terim'in Melo üstünde neden bu kadar ısrar ettiğini açıkça gördük. Melo'nun sahada olması, hem Selçuk'u rahatlatıyor hem de, defansif anlamda takımı. Emre Çolak, özellikle ilk yarıda, bu takımda 11'i zorlayacağını gösterdi. Halen eksikleri var, oyundan çabuk düşüyor, savunmaya yeterli katkıyı sağlayamıyor ama o kanatta Terim'in ilk opsiyonu olacağı belli.

Aynı şeyleri Engin Baytar için söylemek güç. Kendisine güvenilmeyeceğini yine gösterdi. Oysa, sahada sergilediği futbol kötü değil fakat pimi çekilmiş el bombası gibi dolanıyor ortalarda. Bazen iyi futbolcu olmak yetmiyor, sahada arkadaşlarına yardımcı olan 'iyi bir sporcu' da olmak gerekiyor.

Umut Bulut için yılın 'en iyi transferi' demiştim. Ankaragücü'nde oynadığı dönemlerden beri, bu takımda olması gerektiğini savundum. Belki biraz geç oldu ama en nihayetinde oldu. Elmander gibi bir partnerle, rakip savunmalar için 'kötü' ikili olacaklar. Her ikisinin de son vuruşları çok iyi değil fakat pres özellikleri üst düzeyde. Özellikle Şampiyonlar Ligi'nde Burak-Elmander ya da Burak-Umut yerine Elmander-Umut ikilisini tercih ederim. İkisinin sahada olması, orta sahayı ve savunmayı ciddi anlamda rahatlatacaktır.

Elbette Fatih Terim'in kafasının içinden neler geçtiği bilinmez ancak yıl içinde bu ikilemin kendisini meşgul edeceğini düşünüyorum. Benzer bir tartışma, muhakkak taraftar içinde de olacaktır.

Önceden konuşmak insanı göt eder fakat Fenerbahçe mevcut yapısıyla Galatasaray'a rakip olamaz. Herkesin dillendirdiği "Galatasaray ve Fenerbahçe; ligdeki diğer takımların çok üstünde" görüşünün doğru olmadığını gördük çünkü Galatasaray'ın Fenerbahçe'nin çok üstünde olduğuna şahit olduk. 11'e 10 durumdayken bile, Galatasaray'ın rakibinden üstünlüğü göze çarptı. Tabii burada kadro kalitesinin dışında Aykut Kocaman'ın teknik direktör olmayışı da etkendi.

Son iki yılda oynadığımız her maçta ezdik. Bazen ezerek yenildik, bazen ezerek yendik ancak bir gerçek var ki, Galatasaray'ın üstündeki Fenerbahçe baskısını yok ettik.

Yeni yıla kupayla başlamak güzel, takımın ışık saçan görüntüsünü görmek daha da güzel.

Hep dediğim gibi, "Ben seni şampiyon olacaksın diye sevmedim."

Fotoğraf: AA

Çok özledim


Öyle böyle özlemedim. Hazırlık maçlarından oldum olası hazzetmedim, o yüzden kiminle oynandığı, ne skor alındığı umrumda olmaz.

4 gibi bir rakam var aklımda, Umut Bulut var, Hamit'in 25 metreden şutu beliriyor gözümün önüne.

Akşam maçtan sonra görüşürüz.