
Acziyetini 50 dakika boyunca izledik. Israrlı bir biçimde 300 kişi sayısından söz ediyor. 300 kişinin kurban olarak seçildiği çok açık biçimde anlaşılıyor.
Bu 300 kişinin kimler olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz. Konuşmasında verdiği "Tribüne siyaset sokmam" cümlesi de zaten, söylediklerimi destekler nitelikte.
Hayır, iş öyle bir noktaya geldi ki, sanki bu arkadaşlar tribünde devleti yıkmaya yönelik faaliyetle bulunuyorlar. Adı konulmasa da, tribünde emekten yana tavır alan insanların olması istenmiyor. Ya da bunların bireysel olarak takılmaları isteniyor.
Benim adıma en dikkat çekici şey, daha dün Ultraslan'ın sitesinde "Selim Terzi'ye özür dilettik" mealindeki tavrın benzerini Galatasaray Kulübü Başkanı'nda da gördük.
Erdoğan Bayraktar'ın telefonla özür dilediğini söyleyerek, bu işin kapatılması gerektiğini söyledi.
Samimi insanlar olmadığı buradan belli oluyor. Kardeşim, sen o açıklamayı spontane yapmadın, hazırlanıp, yazılmış bir yazı, karşında monitörden okuyorsun. Millet sana tepki gösteriyor, sen daha sertleşiyorsun. Bütün Türkiye önünde Galatasaray'ı ve onun merhum başkanını yerin dibine sokacaksın ama iş özre gelince telefon açacaksın. Valla kusura bakmasınlar ama eğer telefona çok meraklılarsa oturup phonesex yapsın ikisi.
Nasıl herkesin önünde aşağıladıysan, o şekilde de özür dileyeceksin. Sizin zihniyetinizdeki adamların söylediğini ne kadar gerçek kabul edebiliriz ki. Madem çok iyi Galatasaraylı, basına haber verecek, çağıracak herkesi. Söylediklerinden pişman olduğunu, tüm Galatasaraylı taraftarlar ve Galatasaray camiasından özür dilediğini söyleyecek. Bu kadar basit midir? "Telefonla özür diledi, bu iş bitti."
Siz içinize sindirebilirsiniz ama kusura bakmazsanız, biz içimize sindiremiyoruz.
Adnan Polat, "Galatasaray itilip-kakılacak bir camia değildir" diye kükredi (!)
Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe ve Cuma.
Aradan ne kadar geçti? 6 gün
Günaydın Adnan Bey! Hayırlı sabahlar olsun size. Başkanı olduğunuz kulübün büyüklüğünü fark ettiğiniz için hepimiz sizi öpücüklere boğmak istiyoruz. Ancak mı idrak edebildiniz Galatasaray'ın büyüklüğünü? Bu kadar sene yöneticilik yaptınız, başkanlık yaptınız, sizin deyiminizle Ali Sami Yen'in parmaklıkları arkasında geçen 47 seneden sonra büyüklüğünü yeni keşfettiniz! Bravo size...
Çok açık, net belli ki, 6 gün boyunca bir yol haritası çizildi. Yol haritasının ilk ayağı Ultraslan'a düştü. Onlar işin Selim Terzi ayağını, Polat da Erdoğan Bayraktar kısmını halletti güya.
Ortaoyunu gibi yaşananların hepsi. Galatasaray Başkanı ve kendisini tribünün tek hakimi ilan eden bir grup birlikte hareket ediyor ve birlikte bir kurtarma planı uyguluyor. Dün itibariyle düğmeye basılıyor ve bugün son hamleyi Adnan Polat yapıyor.
Adnan Polat'ın bütün konuşması boyunca derin Galatasaray'a söylediklerine tamamen katılıyorum. Onun dışında Mehmet Helvacı ya da bir başkasıyla kavgası beni zerre ilgilendirmiyor. Adama sorarlar "Yönetime silah zoruyla mı aldın?" diye.
Galatasaray Başkanlık makamı işgal altındadır. Kimse çıkıp kahramanlık taslamasın. 6 gün boyunca siz susarken, Galatasaray'ın onurunu kurtarmaya çalışanlara "300 kişilik sızıntı", "Artık susun" gibi ifadelerle ancak günü kurtarabilirsiniz. Belki 3 gün, belki 3 hafta belki 3 ay. O koltuktan ineceksiniz.
Ne transferler, ne bu söylemler o koltuktan inmenize engel olmayacak. Pazar günü görüşmek üzere kağıttan kahraman Adnan...
Anamıza sövülürken, el etek öpenlere ihtiyacımız yok.