
Şimdi okuyanlar diyecek ki, "Bok atıyorsun". Yok cidden bok atmıyorum ama Emenike'ye verilen 9 milyon Euro ziyan olur gider. Hatta bir adım daha öteye taşıyıp, İkinci Preko vakası olur diye de ekliyorum.
Neden böyle diyorum? Çünkü Türkiye'ye gelen Afrikalı futbolcuların profilini iyi biliyorum. Türkiye bir-iki istisna hariç son durak olmuştur Afrikalılar için. Kendisini Türkiye'de geliştirip, giden Afrikalı oyuncu hatırlayanınız var mı? Bizde tersine işler bu süreç. Gelişmiş gelen Afrikalı futbolcu, geriye doğru evrim geçirir ve bir süre sonra da kaybolur gider.
Şundan şüphe etmeyin, Galatasaray'a da gelseydi aynı fikri savunurdum. Türkiye içinden Afrikalı transferi yapılmasının hiçbir faydası yoktur ama umarım Fenerbahçe'de başarılı olur ve Şampiyonlar Ligi'nde gollerini sıralar..
Karabük-Fenerbahçe maçı öncesinde başlayan ve şu transferin gerçekleştiği bugüne gelinen süreçte yaşananları düşündüğümüzde işin ahlâki boyutunun da olduğu su götürmez bir gerçek. Artık Emenike için verilen 9 milyon Euro bonservis bedelini de, o ahlâka sığdırmak lazım.
Selçuk İnan transferine gelince, futbolculuğunun yanı sıra, transferin gerçekleşmesi bakımından psikolojik ağırlığının daha fazla olduğunu düşünüyorum. Son bir haftadır "Selçuk Galatasaray'a ancak çaya gider" diyen Bilgiç (!) kişiliklerden, "Fenerbahçe, Türkiye'de her istediği oyuncuyu alır" diyen içgüveysine kadar -ve tabii ki mal taraftar bakış açısı- gereken yanıtı almıştır diye düşünüyorum.
Transferleri bile büyüklük psikolojisine sokup, "Biz istediğimizi alırız" diye böbürlenmek, alamayınca da "Biz zaten istemedik" noktasına taşımak, içlerdeki kompleksleri dökmek bakımından gayet yararlı oluyor.
Herkesin satın alınabileceğini, "O ne veriyorsa 1 fazlası" diyerek, insana meta gözüyle bakmak, futbol yorumculuğunu filan geçin, insanlığa pek sığmıyor.
Artık şu kahvedeki adam modundan sıyrılmak lazım. İşi sidik yarışına götürmek, insanları daha da birbirlerine düşman yapmaktan başka bir işe yaramıyor. Ama futbolcusu "Koyduk" diyen adamın kendi fikrinden ne hayır gelir?
Bu kadar böbürlenmek, her şeye sahip olabileceğini düşünenler için Selçuk İnan transferi gerekliydi Galatasaray'a.
Ama tabii bu zihniyet öyle ya da böyle bir biçimde su üstünde kalmayı beceriyor, zeytinyağı kıvamında olduğu için.
Futbolculuk meziyetlerine söyleyebilecek bir şeyim yok. Biraz ağır olması dışında pek fazla defosu olduğunu düşünmüyorum, umarım Galatasaray'da başarılı olur. Tahminim, Terim'in beynindeki 4-3-3'ün içinde barınabileceği yönünde.
Trabzonspor meselesine gelince, takım dağılıyor ve buna çare üretmek konusunda basiretsiz bir yönetim sergileniyor. Kuvvetle muhtemel Umut Bulut, Jaja ve Colman da yolcular arasında olacak. Silbaştan yapmak gibi bir durum söz konusu. Yine de enseyi karartmamaları gerekiyor, çünkü Şenol Güneş gibi ölüyü dirilten bir teknik direktöre sahipler.
"Galatasaray'a çaya gelir" ne demek lan ayrıca. İnsan rakibini bu kadar aşağılar mı? Lan otur şampiyonluğunun tadını çıkart. Hâlâ aklınız, fikriniz Galatasaray'da. Alfred Adler mezarından çıkıp gelse bu heriflerdeki aşağılık kompleksini çözemez.