5 Ocak 2010

Bir şebek kalsın istemedim


Sayfayı bir şebek fotoğrafı ile bırakmak istemedim (Bir alt posttaki fotoğraf)

O yüzden Jelena Dokic'le koala sabaha kadar yüzleri gülümsetir.

Sonsuza uzanan sorular


Böyle yönetilmeyi gerçekten hak ediyor muyuz? Bu ülkenin sporcusu, yöneticisi ne zaman ahlak kavramının derinliğini kavrayabilecek? Ne zaman paranın her şey olmadığını anlayacağız? Ve ne zaman futbolun yönetenleri zeki, akıllı, donanımlı olacak?

Çok şey mi bekliyorum acaba? Beklentilerim aptallık boyutunda mı?

Şu olanları yorumlamak istiyorum ama kelime hafızam yeterli olmuyor. Üç-beş cümleyi derme çatma gecekondu gibi bir araya getirmek istemiyorum. Yaşananlar komik desen komik değil, dram yüklü desen öyle de değil.

Cidden, bir bilim-kurgu romanı içinde gibiyiz. Ankaragücü kongre üyelerinin 545’inden 486'sı bu adama oy verdi. 486 tane insanın, bırakın spor adamlığından, genel anlamda adamlığından şüphe duyuyorum.

Alternatif muhabbet yorumları



Drogba: Hacım imreniyorum sana. O güzelim formayı giyiyorsun.
Keita: Ehh, Keita olmak kolay değil be Didier'im.

Ha gayret az kaldı bitirmeye


Kırk yılda bir dünya futbolu düzeyinde bir yıldız çıktı Türkiye'den, onu da bitirmek için herkes elbirliği ile çalışıyor.

Sezon başı Aziz Yıldırım'ın teklifi kabul edilse, bugün Fenerbahçe'de forma giyseydi, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük futbolcusu olmuştu bile.

Hepiniz yavşaksınız, hem de en ileri gideninden....