10 Şubat 2011

İki fotoğrafı yan yana getirin

Şu fotoğraf, Türkiye'nin halinin fotoğrafıdır aslında. Ne iğrenç bir toplum haline getirildiğimizin resmidir.

Türkiye şartlarının çok ama çok üstünde para kazanan iki hatunu, bir geceye gidiyor ve ücretsiz verilen telefonlardan 3'er-5'şer alıyor. Ben fotoğrafı ilk gördüğümde bu iki kadının neye güldüğünü merak ettim. Mal mal bakındım bir süre "Acaba ben mi göremiyorum?" diye. Yok, anlamayan ben değilim, anlamayan kendileri.

O telefondan kendilerine isteseler hemen alabilirler ama bedavanın cazibesi başkadır bu toplum için.

'Beleş atın dişine, yaşına, yularına, dizginine bakılmaz', 'Bedava sirke balan tatlıdır' gibi atasözlerini kim bilmez ki?

Ülkenin varoşları bedava bulgur, nohut, kömür, pirinç, ülkenin pek çok şehri bedava elektrik, suya bağımlı hale getirildi. Ehh bu tiplerin de payına bedava cep telefonu düşüyor. Onların bulguru, nohutu, pirinci de bu oluyor.

Bu bedavacılığı toplumun bir kısmına ihale etmek bu açıdan doğru değil. Ama insan bu yavşak sırıtışları görünce, ister istemez sinirleniyor.

İKİNCİ FOTOĞRAF

Bu ikinci fotoğraf, Marmaris'ten.

Marmaris'e demirleyen dünyanın en büyük nükleer savaş gemisi 'USS Enterprise CVN 65'ten inen ABD’li askerler, çırılçıplak parasailing yapmışlar.

Hemen bir dipnot vereyim; iki gün önce bu askerlerin Marmaris'e gelmesinden ötürü protesto yapan öğrenciler önce esnaf tarafından dövüldü ardından da polis tarafından gözaltına alındı.

Esnaf, "İşimize nasıl engel olursunuz?" diye, protesto gösterisinde bulunan liseli gençlere saldırmış, ardından da polis gelip, haklarında işlem yapıyor ve gözaltına alıyor.

Dolmabahçe'den denize atılan ABD askerlerini hatırlıyor insan. Bir de, çırılçıplak 'eğlenen' ABD askerlerini protesto eden gençlere saldıranları görüyor.

Sorsan, hepsi 'namus' bekçisidir bu saldıran pezevenklerin. Ama milletin çırılçıplak 'eğlenmesine' sesini çıkartmaz hatta arka çıkar.

Bir tane lan, bir tane değer bırakılmadı şu ülkede. Sen şu savunmaya bak, "Ekmek paramıza nasıl engel olursunuz?"

Söyleyeceğim ağır kaçacak o yüzden tutuyorum kendimi. Ama bu zihniyetteki heriflere parayı bassan, satmayacağı hiçbir şeyi yoktur. Sözümona namuslu Türk genci.

Gençliğinizi sikeyim sizin. Onursuz, gurursuz, şahsiyetsiz, aşağılık herifler.

İki fotoğrafı yan yana getirince ne mi oluyor?

Gurursuzluğumuzun resmi oluyor. Paraya ve bedavaya her tür değerini satabilecek bir ulusun çocuklarıyız artık.

Tayyip geçen gün KKTC'liler için söyledi ya, "Besleme" diye. O kendi halkından söz ediyor aslında. Kendi beslediği, kendi yaratmaya çalıştığı halktan söz ediyor.

Bunların besmelesi, besleme oldu. Hepsine her gün dua ediyorlar. Birbirini besleyen virüsler gibiler. Onlar aldığı bulgura, kömüre duacı, diğerleri de aldıkları oya duacı. İkisi de böyle besleniyor çünkü.

Ama bunlara kızmıyorum ben, paraya, bedava yaşantıya hayatlarını satan şerefsiz orospu çocuklarına kızıyorum.

Yalamaktan dili kuruyanlara suları verildi


Kafayı olmayan darbelerle bozan Taraf gazetesinin, iktidara yönelik her dil darbesinin karşılığını aldığını öğrendik.

Hazine Müsteşarlığı'nın 1-31 Aralık 2010 tarihlerinde verdiği yatırım teşvik belgeleri Resmi Gazete'de yayımlanınca, hadise aydınlandı.

Hazine, Taraf Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye toplam sabit yatırım tutarı 16 milyon 432 bin 607 lira olan komple yeni yatırım için yatırım teşvik belgesi verdi.

İsterseniz ben Türkçe mealini yazayım.

Benim babamın alın teri, senin annenin emeğinden toplanan vergiler Hazine'ye gidiyor. Bu Hazine, topladığı paraların bir kısmını teşvik adı altında dağıtıyor. Bu teşvik denen uygulamadan Taraf Gazetesi de, payına düşen 16 milyon 432 bin 607 TL'yi alıyor.

İsmi üstünde Hazine. Nasılsa para bitmiyor, milletin sırtından eşek yüküyle oraya para akıyor. Ehh, Taraf Gazetesi de, iktidarın hazinesinin mutlak kalması için epey bir uğraş veriyor.

Hiç adını sanını duymadığımız, yırtık dondan fırlar gibi bir anda peydah olan Yıldıraylar, Rasimler, Melihler, Hilaller'in maaşlarına artık zam yapmak lazım. Kolay değil tabii her mikrofona, yeni gelinin sike sarıldığı gibi sarılan, iktidarın daimi payendeliğini yapan, iktidara toz kondurmayan bu çocuklara bir kıyak yapmanın zamanı gelmişti.

"Zaman bu zaman" diyen iktidar da, Hazine kanalıyla Türkiye'nin medarı iftiharı gazetesi olan, olmayan tüm darbelerin hesabını sorup, olan hiçbir darbeye ses çıkartmayan Taraf Gazetesi'ne hak ettiği (!) ödülü vermiş.

Komik desem komik değil ama ben gülüyorum sürekli bu tip durumlarda. Her şey ortada, her şey aleni yapılıyor.

Yoksul memurun, yoksul esnafın, yoksul çifçinin, yoksul işçinin paraları bu yavşaklara teşvik olarak veriliyor. Teşvik verilsin ki, seçime kadar olan sürede daha rahat Taraf'lı yayın yapabilsinler.

Gazetenin ismini kim koyduysa tebrik etmek gerekir. Yine de Taraf yerine Yavşak ya da Dil Darbesi daha iyi gidermiş.

Durmak yok yalamaya devam edin gençler. Az kaldı, yine geliyorlar!