26 Şubat 2011

Emeği geçenleri kutluyorum (!)


Bahaneleri üretmeye başlayalım.

Hava soğuk.

İkinci yarı rüzgara karşı oynadık.

İstanbul Büyükşehir Belediyespor zaten '3 büyüklere' bunu hep yapıyor.

Daha 6 aya ihtiyacı olan teknik direktörümüz var.

Lig zaten bizim için bitti. Hedef kupa.

Karla karışık yağmur yağınca etkilendik.

"Bu durumdan ben sorumlu değilim."

"İdmanda sakız çiğneyen futbolcularımız var."

"Bu takımı ben kurmadım."

"İstediğim oyuncuları almadılar."

"Bu formayı hak etmeyen bazı futbolcular var."

"Kiralık oyuncuları istemiyorum."

v.s. v.s.

Taraftarıyla, yöneticisiyle, futbolcusuyla herkes siktirsin gitsin.

Yekta'ya 3 milyon 750 bin Euro veren,

Zapata'yı kaleci yapan,

Sol beki varken, göt göbek bağlamış adamları oynatan,

Transfer diye ne kadar gereksiz adam varsa takıma getiren,

Başkanlık yaptığını sanarken, Galatasaray'ın ağzına sıçan,

Kendi aralarında bir yönetim birlikteliği bile sağlayamayan,

Küçük adamlardan, büyük futbolcu yaratacağını sanan,

Ne kadar adam varsa alayınız siktirin gidin.

23. haftaya gelmişsek averaj hâlâ eksiyse, konuşabileceğimiz bir şey yok demektir.

Hagi'den hoca, Zapata'dan kaleci, Cana'dan stoper, Mustafa Sarp'tan futbolcu, takım geriye düştüğü zaman olmayan futbolcunun ismini bağıran taraftardan da adam olmaz.

Kusura bakmayın unuttum, Kazım Galatasaray'ı kurtaracak.

Haydi hepimiz GS Bonus alıp götümüze sokalım....

Fotoğraf her şeyi anlatıyor. Galatasaray'ın işi duaya kalmıştır.

İnanın kızgın değilim. Sonuçtan çok da emindim. Sahadaki futbol adamı deli etmeye yetiyor.

Daha başaracak çok şey var. Fenerbahçe'den 7 yemek, Beşiktaş'ın galibiyet almasını sağlamak, kupadan elenmek v.s. v.s.

Özür dileyeceğine seyirciyi düdükle



Bütün sezon berbat bir futbol izletmişsin, daha ligin yarısı gelmeden bırak lig şampiyonluğu, lig dördüncüsü bile olamayacağın belli, Avrupa Kupası'nda şu an ismini hatırlamadığım bir takıma elenmişsin, Bucaspor karşısında bile sahanda eziliyorsun ama iş bilet fiyatına gelince, bütün sezon ızdırap çektirdiğin taraftarını sikmeye kalkışıyorsun.

Terbiyesizliğin bu kadarı olmaz, hakikaten olmaz. Bu soğukta, üstelik televizyondan yayınlanan bir maçta bilet fiyatlarını alabildiğince ucuzlatıp, seyirciyi tribüne çekeceğine, 45-80-150 gibi abuk subuk rakamlar koyuyorsunuz.

Galatasaray yönetimine bugüne kadar çok laf ettim, çok şey söyledim diye düşünüyordum. Ta ki, şu bilet fiyatlarına kadar. Hakikaten az bile söylemişim, bunlar şark kurnazı görünümlü yavşak güruhundan başka bir şey değil.

Ulan şerefsiz herifler, taraftardan özür mahiyetinde şu maçın biletlerini ucuzlatmak yerine, gelmeye kalkışan insanları sikmeye çalışmak da neyin nesi.

Ayrıca senin takımın kaç paralık futbol oynuyor da o parayı hak edeceğinizi düşünüyorsunuz.

Ciğeri beş para etmez adamlar önünde el pençe divan durup, bir güzel aşağılanmayı sineye çekersiniz ama şu soğukta, yağmurda, karda, çamurda daha sıvalarıyla duran bir stada taraftarını bu fiyatlarla mı davet ediyorsunuz?

Gören adam sanar da, Mevlana'nın dediği gibi, "Ne adamlar gördüm üstünde kıyafeti yok, ne kıyafetler gördüm içinde adam yok."

Saçı beyazlamış beyzademin. Bu gidişle milletin kıçının kılı ağıracak Galatasaray'ın adam gibi yönetildiğini görmek için. Senin saçın beyazlamış çok mu?

'Yuh' diyorum



Bana pek iyi niyetli gelmedi maç kodunun 404 olması. Sanki birileri dalga geçiyor gibi.

Olabilir mi? Eğer öyleyse 'yuh' diyorum.

Ama eğer rastlantıysa daha büyük 'yuh' diyorum.

Hayatta güzel şeyler olur