19 Mart 2011

Bu gurur hepimize yeter de artar bile



UEFA şampiyonluğundan, desibel rekoruna.
Galatasaray'ın resmidir şu desibel rekoru hikâyesi.
Övünülecek başka şey kalmadı çünkü.

Sezon başı 3 kupa, birkaç hafta sonra 2 kupa, lig bitmeden tek kupa, Şubat ayında "Şampiyonu biz belirleyeceğiz", Mart ortasında desibel rekoru.

Önümüzde Nisan var; tribünden en iyi rakı şişesi gönderen özel ödülü, Nisan ortası sahaya en ilginç materyali atana jüri özel ödülü, Mayıs başında Florya'yı en iyi basan taraftar ödülü, Mayıs ortasında kapanan stadın yeniden açılması şerefine stadı en farklı biçimde kapatma ödülü, Haziran başında da en iyi başı tutma ödülüyle sezonu kapatırız.

Haziran gelir ne mi olur? Drogba gelir, Volkan Şen gelir, Kallström gelir, Arda gider mi gitmez mi papatya falı açılır, Diarra gelir, Kalou gelir. Eylül'e kadar Galatasaray'da transfer bitmez. Eylül gibi iki fason yabancı transferi, üç yerli, iki kızılderili ile sezon kapatılır.

2 kupa hedefi ile başlar, kısır döngümüze yeniden kaldığımız yerden başlarız.

Vay lan, desibel rekoru kırmışız. Rekora bak 1 Ekim 2000'den bu yana kırılmamış. ABD'de Denver Mile High Stadyumu'nda Denver Broncos ile New England Patroits maçında 128.7 desibeli biz 131.76'ya taşımışız.

Artık bu gurur senelerce yeter herkese...

Bu gidişle, en iyi siki tutma ödülünü her yıl alırız, kimse endişe etmesin.