7 Ağustos 2009

Derin Gırtlak'tan feminizme uzanan yol

Sıkılmadan okursanız, çok ilginç bir hayat hikâyesi olduğunu göreceksiniz. Hayat nelere kadir, okuyunca anlarsınız...

'DERİN GIRTLAK'TAN FEMİNİZM HAREKETİNE

Sinema tarihinin ilk legal 'porno' filmi olan "Deep Throat-Derin Gırtlak" filminin başrol oyuncusu Linda Lovelace'ın hayatı bir senaryoyu andırıyor.

1972 yılında çekilen Deep Throat, o güne dek çekilmiş en sert filmdi. ABD'de tüm sinemalarda vizyona giren bu film 600 milyon dolar gişe hasılatı sağladı. Filmin gala gecesinde Frank Sinatra’dan Shirley MacLaine’ye, Warren Beatty’den Sammy Davis Jr.’a kadar birçok tanınmış isim vardı. Hatta rivayete göre Sammy Davis Jr. daha sonra başrol oyuncusu ve kocasını bir grup seks partisine davet eder.

Filmin için Cannes Film Festivali'nde 'özel gösterim' yapıldığını da eklemek gerekir.

Evet şaşırdınız, ama Linda Lovelace evliydi. Üstelik Deep Throat filmini çevirmesi için onu teşvik eden hatta baskı yapan kocasıydı. Eşi Chuck Traylor, O'nu uyuşturucu ve fuhuş batağını iten kişiydi.

Traynor onunla evlenmişti çünkü akla gelebilecek her türlü yasadışı işe boğazına kadar batmıştı ve Linda’nın sırtından para kazanıyordu.

KATOLİK OLARAK YETİŞTİRİLDİ

Linda Boreman 1948’de New York’lu bir polis bir babayla ev hanımı bir annenin kızı olarak dünyaya geldi. Kötü bir çocukluk geçirdi; çok otoriter ve katı kuralları olan ailesinin elinde koyu bir Katolik olarak yetiştirildi.

O'na sürekli olarak erkek çocuklardan uzak durması öğütleniyordu. -kaderin cilvesi sonra çok yakınlaştı- Okulun kütüphanesine gitmesine bile izin verilmiyordu. Annesine göre, "O kitapları daha önce kimin ellediği belli değildi ve bazılarında spermler bile olabilirdi."

Arkadaşları arasındaki adı "Bayan Kutsal"a çıkmıştı ama bu onun 19 yaşındayken ilk ilişkisini yaşamasına ve hamile kalmasına engel olmadı. Babasız doğurduğu çocuğu, kendi izni ve bilgisi olmadan annesi tarafından başka bir aileye evlatlık olarak verilince evden ayrıldı. Masum planları vardı: Bilgisayar kursuna gitmeyi ve bir butik açmayı hayal ediyordu.

Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı ve kötü bir trafik kazası geçirdi. Tek başına yaralarını sarmaya çalışırken bir kadın satıcısıyla tanıştı. Bu ileride kocası olacak Chuck Traynor'dan başkası değildi. Traynor'un elinde her türlü batağa saplandı. Uyuşturucu kullanmaya başladı, fuhuşa zorlandı, genelevlere satıldı.

EŞİ, KAZANDIKLARINI ELİNDEN ALDI

Bu dönemde pek çok erkek dergisine kapak oldu. Ve en sonunda yine kocası tarafından 'porno' film endüstrisiyle tanıştırıldı. Filmlerde boğaz tokluğuna çalışıyor, O'na ödenmesi gereken cüzi miktar paraya da kocası tarafından el konuluyordu. Herkes onun sırtından para kazanıyordu ama onun beş kuruşu bile yoktu. Üstelik kocasının gözünün önünden beş dakikadan fazla ayrılması yasaktı. Bu kurala uymadığı takdirde onu bekleyen dayaktı.

Bu zaman zarfında pek çok film çevirdi. Az çok tanınıyordu ama bir sonraki filmi ile gelecek şöhretten henüz habersizdi.

Miami'nin kötü motellerinden birinin küçücük, küf kokan bir odasında çekilen "Derin Gırtlak" O'nu içinde bulunduğu endüstrinin de zirvesine taşıdı. Linda sonraki yıllarda yayımladığı biyografisinde bu filmle ilgili pek çok gerçeği de gözler önüne serecekti: "Siz orada benim tecavüze uğrayışımı izlediniz. O sahneleri kafama dayanmış bir silahla çektiler."

VE FEMİNİZM'LE TANIŞMA...

1974 yılında kocasından boşanmış, kendini bulmuştu. Bu arada Larry Marchiano ile evlendi. Bu evlilikten bir kızı ve bir oğlu oldu. Feminizmle tanıştı. Yıllar yılı rol aldığı filmleri artık yerden yere vuruyor, konuşmacı olarak seminerlere katılıyordu.

"Porno yasallaştırılmış tecavüzdür!" çığlığını duymayan kalmamıştı. Kimileri ona inanıyor, bazılarıysa ekmek yediği ele tüküren nankör bir yalancı olduğunu düşünüyordu.

1996 yılında ikinci kocasından da boşandı. 2002 yılında sessiz bir hastane odasında öldüğünde yanında sadece boşandığı ikinci kocası ve çocukları vardı.

UEFA Avrupa Ligi'nde ne olur?

UEFA Avrupa Ligi'nde çekilen kuralar sonucunda Galatasaray-FC Levadia Tallinn / Fenerbahçe-Sion / Trabzonspor-Toulouse / Sivasspor-Shakhtar ile eşleşti. Maçlar öncesi 'tur tahmini' yapmak da farz oldu.

GALATASARAY- FC LEVADIA TALLINN

Tobol ve Maccabi Netanya maçlarında izlediğimiz Galatasaray, Estonya temsilcisini rahat geçer gibi görünüyor.

İnatçı, fizik futboluna dayalı Tallinn'in sarı-kırmızılılar karşısında pek şansı yok.

Yavaş yavaş tempo bulan, her geçen gün sağlam adımlarla ilerleyen Galatasaray, büyük bir aksilik olmazsa tıpkı Netanya maçlarında olduğu gibi her iki maçı da kazanır ve turu atlar.


FENERBAHÇE-SION

Bu yıl 100. yılını kutlayan Sion, Türk taraftarlara pek de yabancı değil. Galatasaray'ın fark atmaya alıştığı FC Sion'un kadrosunda Sırp'tan Mozambikli'ye, Brezilyalı'dan Kongolu'ya, Beninli'den Angolalı'ya kadar geniş bir yelpazede yabancı futbolcu barındıran kırmızı-beyazlı ekibin 2 İsviçre ligi şampiyonluğu ve 10 İsviçre kupası şampiyonluğu bulunuyor.

Sion'un en büyük özelliği ise, İsviçre Kupası'nda oynadığı 10 final maçının hepsini kazanması.

Maçlarını 20 bin kişilik Stade Tourbillon'da oynayan Sion'un, Fenerbahçe karşısında işe pek kolay değil. Ancak sarı-lacivertli takım, Honved deplasmanında defansında verdiği açıkları Sion maçlarında verirse, bu kez karşılarında daha iyi bir takım olduğunu da gözönünde bulundurması gerekir. Yine de her şeye rağmen Fenerbahçe turu alır götürür.

TRABZONSPOR-TOULOUSE

Karadeniz temsilcisinin işinin pek kolay olduğunu söylemek mümkün değil. Kadrosunda Berson, Didot, Sissoko, Gignac gibi etkili futbolcular barındıran Toulouse maçlarını 35 bin kişilik Stadium Municipal'de oynuyor.

1992-1995 yılları arasında kadrosunda bulunan Alain Casanova'nın çalıştığı Toulouse, Fransa'da hiç şampiyonluk yaşamadı. Bu yıl Ligue 1'de 4.lük alarak büyük bir sürpriz yapan Toulouse, ligde ilk maçını yarın Monaco ile deplasmanda oynayacak.

Trabzonspor'un Avrupa kupaları geçmişi düşünüldüğünde her ne kadar imkânsız olmasa da turu atlaması, yine de zorlu bir kura çektiler.

SİVASSPOR-SHAKHTAR DONETSK

Geçtiğimiz yıl İstanbul Şükrü Saraçoğlu'nda yapılan UEFA Kupası şampiyonu Shakhtar, Şampiyonlar Ligi'nden sürpriz bir biçimde elenince kendisini yeniden ama bu kez isim değişikliğine gitmiş olan UEFA Avrupa Ligi'nde buldu.

Mircea Lucescu'nun takımın başına geçmesiyle kaderi bir anda değişen Ukrayna temsilcisinin kadrosunda Srna, Ilsinho, Chygrynskyy (insanın isminde hiç mi sesli harf bulunmaz), Lewandowski, Jadson gibi isimler bulunuyor.

Aslında FC Timisoara örneğinde olduğu gibi, Sivasspor'un az da olsa tur geçme şansı var. Ancak ukalalık kadranı maksimum seviyedeki Bülent Uygun 'ders almaz, ders verir', '6-8 yemez, 5 yer' yeteri kadar ders çıkartabilir mi bu bilinmez.

Yine de, futbolun doğruları üst üste konduğunda Shakhtar'ın bu turu rahat bir biçimde geçebileceği aşikâr.

Sonuç olarak Galatasaray ve Fenerbahçe turu geçer, Trabzonspor (tüm gönlümle geçmelerini diliyorum) ve Sivasspor ise elenir...

Galatasaray'ın rakibi Tallinn

UEFA Avrupa Ligi'nde Galatasaray'ın rakibi Estonya temsilcisi FC Levadia Tallinn oldu.

Kadrosunda 3 Rus bir de Finlandiyalı bulunan Tallinn'in kadrosunda şu futbolcular bulunuyor.

Kert Kütt, Andrei Kalimullin, Igor Morozov, Vitali Leitan, Tihhon Šišov, Konstantin Nahk, Vitali Gussev, Vladislav Ivanov, Indrek Zelinski, Sergei Lepmets, Kristian Marmor, Deniss Malov, Tomi Saarelma, Nikita Andreev, Sander Puri, Yaroslav Dmitriev, Eino Puri, Taijo Teniste, Igor Subbotin, Martin Kaalma, Tarmo Neemelo, Tõnis Starkopf.

Maçlarını 5 bin kişilik Kadrioru Stadı'nda oynayan Tallinn, 6 lig ve kupa şampiyonluğu ile 3 de süper kupa kazandı.

UEFA Kupası'nda 3. tura çıkan ilk ve tek Estonya takımı olan Tallinn'in en tehlikeli oyuncuları Finlandiyalı orta saha oyuncusu Tomi Saarelma ve Rus forvet Nikita Andreev.

Ah be Linderoth, oldu mu şimdi bu?

Galatasaray'da kimsenin gelişine son senelerde bu kadar sevinmemiştim. Hatta Elano transferinde bile Linderoth'un gelişine sevindiğim kadar sevinmedim. Sion maçında attığı golde maçın gidişatından çok O'nun gol atmasına sevindim.

Sonra bir sakatlık geçirdi, bir daha, bir daha, bir daha. Dün akşam Netanya maçında takımı yönlendirmesini, derinlemesine toplar atmasını gördükten sonra "Tamam oğlum Tobias döndü" dedim, kendi kendime.

Ve şimdi, sol dizinde menisküs yırtığı nedeniyle ameliyat edileceğini öğrendim. Olmadı, olmayacak artık bu belli oldu. Bundan sonra Galatasaray ve Linderoth arasındaki ilişki bitmiştir. -Benim yüreğimdeki devam ediyor o ayrı- Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyorum..

Ama harç bitti, yapı paydos..

Kuralar öncesi içimden geçenler

Avrupa Ligi'nde Türk takımlarının olası rakipleri belli olurken, kura çekimine çok az bir süre kaldı. Hangi takımımıza, kimler çıksın istiyorum, gönlümden geçenler..

Galatasaray: Lech Poznan'ı istemem. Oldum olası Polonya, Rus, Çek Cumhuriyeti takımları ters gelir futbolumuza. Ama içimden Amkar geçiyor.

Fenerbahçe: 4 takım içinde en iyi takımlar Fenerbahçe'ye denk gelmiş. Hangisi gelse eler diye düşünüyorum. Gönlümden geçen ekip Sion.

Trabzonspor: Kim gelse Trabzon için kolay değil. Keşke Basel gelse diye düşünsem de Lazio'nun çıkacağını düşünüyorum. (Eğer çıkarsa medyadan olası "Lazlara 'Laz-io'lar geldi", "Trabzon'a Laz ekip düştü" gibi süper zeki başlıklar bekliyorum)

Sivasspor: İçimdeki Sivasspor sevgisinden (!) ötürü biraz gaddar davranmış olabilirim. Umuyorum Shakhtar çıkar. Ancak hangisi çıksa, Sivasspor havlu atar.

MUHTEMEL RAKİPLER

Galatasaray: Lech Poznan, Amkar, NAC Breda, Levadia Talinn, Teplice.
Fenerbahçe: Slovan Liberec, Sion, Guingamp, Sturm Graz.
Trabzonspor: PSV, Lazio, Partizan, Basel, Toulouse
Sivasspor: Shakthar Donetsk, Ajax, Atlethic Bibao, Hertha Berlin, CFR Cluj.

Güle Güle Bahadır Abi


Kurtalan Ekspres'in gitaristi Bahadır Akkuzu da gitti. Çocukluğumuzun, gençliğimizin tüm ikonları göçüp, gidiyor..

'Yolun açık olsun' Bahadır Abi..

Arsenal, Chamakh için bastırıyor

Arsenal, Marouane Chamakh için daha önce yaptığı ve Bordeaux tarafından reddedilen 7 milyon Euro'luk teklifini 12 milyon Euro'ya yükseltti.

Arsenalli yetkililer, bonservisi bir yıl sonra elinde olacak bir oyuncu için çok yüksek bir fiyat önerdiklerini belirtirek, Bordeaux'un kararını beklemeye başladılar.

Arsenal menajeri Wenger, Faslı oyuncuyu takımda görmek için sabırsızlandığını ve yanıt için birkaç gün bekleyeceklerini söyledi.

Toure, Adebayor gibi oyuncularını kaybeden Arsenal, Patrick Viera girişiminden de istediğini alamamıştı. Arsenal, şampiyonluk yarışında en fazla güç kaybeden takım oldu ve İngiltere'de şampiyonluk yarışı içinde gösterilmiyor. Hemen herkes, ilk 4'ün içinde bulunmanın onlar için büyük başarı olacağı konusunda hemfikir.