8 Aralık 2011

Kazanan yok, kaybeden var


Basından, Galatasaray-Fenerbahçe maçının yorumları

Hasan Ali Atasoy: Kader de, konjonktür de, statüko da, medya da, hukuk da, iddianame de topyekün Galatasaray’dan yanaydı.

Gürcan Bilgiç: Kendisini bilmesek, "Bu maçı bir türlü Galatasaray'a kazandırmalıyım" kararlılığında olduğunu söylerdik. Net penaltı pozisyonunda Caner'e kart çıkartıyor, benzerlerinde düdüğünü çekinmeden çaldığı ikili mücadelede, Elmander'e devam emri veriyor, son adamdan Semih Kaya atılabilecekken, Semih Şentürk'e dönüp "faulü sen yaptın" diyor, yardımcının zamansız kaldırıp vazgeçtiği bayrağını, doğruya döndürdüğü F.Bahçe atağını, G.Saray defansından önce sonlandırıyor.

Ziya Şengül: Galatasaray takım adına bu maçı kazanmak için iyi hazırlanmış. Hem fiziksel, hem de ruhsal olarak maça çıkmadan maçı kazanmış gibi geldi bana. Fenerbahçe ise henüz kafalarındaki psikolojik baskı sendromundan kurtulamamış; ezik ve silik bir futbol sergileyerek Galatasaray takımının ekmeğine yağ sürmüştür.

Alaattin Metin: Futbolcular gibi Aykut Kocaman da formsuz olabilir. Herkes gibi o da hata yapabilir... Ama şu unutulmasın... 6 aydır F.Bahçe'nin bütün yükünü çeken Kocaman çok yıprandı... Kafası rahat değil... Bunu da göz ardı etmeyelim..

Ercan Saatçi: Şikenin gölgesinde ve bitmeyen gündeminde oynanan bu maçı, artık paranoyak olmuş son halimle izleyince Bilica şike mi yaptı diye düşündüm! İddalardaki şikeli maçlarda bu kadar rakip takıma çalışan bir oyuncu yokken (!) Bilica'nın bu hataları, sayın savcıları nasıl tetikler bilmiyorum... Aynı şekilde, yine paronayakça olacak ama Volkan'ın da teşvik primi almış gibi almış gibi oynuyor olması da, düşündürücüydü...
De... Volkan teşvik primini kimden aldı acaba... Yoksa yine Aziz Yıldırım mı...

Selçuk Yula: Fenerbahçeli taraftarların avunacağı nokta, rahat bir şekilde 6-0 rövanşını elde edebilirlerdi; bu olmadı.

Hepsi birbirinden sevimli. Genel kanı, şike davasının maçın sonucunu etkilediği. Bazıları hadiseyi fantastik boyutlara taşımış, utanmasalar "Şike davasını Galatasaray ayarladı" diyecekler.

Gürcan, insanlıktan çıkmış, muhteşem bir yönetim gösteren Fırat Aydınus'un maçı Galatasaray'a verdiğini ileri sürmüş. Hakikaten inanarak mı söylüyor bunları bilmiyorum. Yoksa kendisini okuyan kitlenin ne olduğunu biliyor ve ona göre mi yazıyor? Çünkü mantıklı bir insanın böyle bir yorum yapmasına imkân ihtimal yok.

Bizde nedense hep böyledir; Biri kazanmaz, diğeri kaybeder. Akşam, son 1.5 yıldır hiç yapmadığım bir şeyi yaptım ve Rıdvan'ı izledim. 35-40 dakikalık programda, Galatasaray'a dair yorumların toplamı 10 dakikayı bulmaz. Bütün yorumlarını Fenerbahçe'nin neden kaybettiğine dayandırdı. Arada "Galatasaray çok iyiydi, alkışlamak lazım" diyerek, ayıp olmasın izlenimi verdi.

Şike denen hadiseyi tamamen yok saymak, hiç yaşanmamış gibi davranmak, kendisine 'kurban' süsü vermek, herkesi çepeçevre sardı.
Herkesi ayakta sikip, sonra beni siktiler diye feryat figan etmenin boku çıkmaya başladı. Bir an önce ne olacaksa olsun, şu muhabbet de bitsin...

Özür dileriz, böylesine bir dönemde kaleleri boşaltıp, moraliniz yerinize gelsin diye yenilmemiz gerekirdi. Bu da bizim terbiyesizliğimiz olsun (!)