12 Eylül 2014

Melo'ya ceza verenlerin...



Aslında niyetim bir Fatih Terim yazısı yazmaktı, hatta başladım bu gece bitiririm diye düşünürken, Felipe Melo konusunda yazmadan olmaz diye düşündüm.

Yazıyı okumadan ön bilgi mahiyetinde bazı şeyleri sıralayayım öncelikle;

1- Brezilyalı futbolculardan hoşlanmıyorum.

2- Felipe Melo'nun tavırlarında rahatsız edici bulduğum çok şey var.

3- Geçen yıl gösterdiği performansını bir daha yakalayamayacağını düşünüyorum.

4- Bu takımda forma giymemesi gerektiğini söyledim...

Maddelerden sonra kapatmadıysanız devam edeyim.

Süper Kupa finali sonrasında Volkan konusu iyice dallanıp budaklanırken, sahaya yansımayan şikenin mucidi Aziz Yıldırım, konuyu bambaşka bir yere taşımak için Melo hakkında, Türk insanına ırkçılık yapmasından, Türkiye Cumhuriyeti hakaret etmeye uzanan pek çok şey söyledi.

Tarlacı Aziz'in o açıklamasında satır arasında kalan şeyse, "Federasyon başkanının elini sıkmadığı anda ceza kuruluna sevk etmen ve ceza vermen lazım. TFF kendisine saygılı olunmasını istiyorsa bu konuyu çözmelidir" sözleridir.

Bu açıklamadan tam bir hafta sonra Melo, futbol tarihinde eşine rastlanmamış biçimde, 'sikerim böyle Fenerbahçe'yi' sözünü icat eden Aziz Yıldırım'a küfür içeren bir tweet'i retweet ettiği gerekçesiyle 2 maç men cezası aldı.

Verilen ceza neresinden baksan komik, aptalca, art niyet taşıyan ve tamamen intikam duygusuyla alındığı açık.

Şimdi bu cezayı savunanlara bir sorum var, 'Twitter'da bir kişi bir devlet sikiği hakkında tweet atsa ve ceza alsa bunu onaylar mısınız?' Gezi sürecinde bunun örneklerini yaşadık, İzmir'de, Balıkesir'de, İstanbul'da, Ankara'da insanlar sadece ve sadece tweet attıkları gerekçesiyle evlerinden polis nezaretinde alındılar. Eğer bunu savunuyorsan, sana sözüm yok.

Ama 'Hayır bu kesinlikle doğru değil' deyip, Melo'nun cezasını onaylıyorsan, ben senin ağzının ortasını sikeyim güzel kardeşim. Sen yavşaksın, hatta puştun önde gidenisin demektir.

Bak, çok açık ve net ifade ediyorum, Volkan Demirel, Ünal Aysal hakkında şu yapılanın aynısını yapsa, hatta bir adım daha öteye gidip söylüyorum, retweet etmeyip, direkt kendisi tweet atsa; kızarım, küfrederim ama böyle bir ceza almasını onaylamam.

Böyle bir durum varsa 'şike yaptıysam Fenerbahçe için yapan' diyen Aziz Yıldırım gider mahkemeye, Melo'yla mahkemede hesaplaşır. Türkiye Futbol Federasyonu, hangi yetkiyle bu konuya karışır, hangi konuna göre bu cezayı verir?

Şu olaya ceza verilmesi demek, twitter'dan yazılan her şeyin cezai yaptırıma uğrayacağının göstergesidir. Bugün 'ohhhh şerefsize iyi oldu' derken, yarın bir bakmışsın, senin başına gelmiş. Böylesi bir olayda cezayı meşrulaştırmak, yarın herkesin başının derde girmesi demektir.

Fenerbahçelisi, Beşiktaşlısı buraya kadar gitmediyse, buradan sonra gitsin, çünkü artık Galatasaraylıya konuşuyorum. Kupası çalınan, şike mağduru Trabzonsporlu kardeşlerim kalabilir.


Felipe Melo'yu eleştirebileceğim belki yüz tane olay bulabilirim ama Süper Kupa maçında yaşananlar ve sonrası için asla ama asla eleştirmem hatta ve hatta sonuna kadar arkasında dururum. Çünkü sığırın biri sırtına çıkıyor, herif sesini çıkartmıyor, bu dünyada eli sıkılmayacak son insanlardan birinin elini sıkmıyor, intikam için ceza veriliyor.

Bu adamın arkasında durulacak, ister sev, ister nefret et, ister sahada bu herifin ölüsü dolaşsın, isterse şampiyonluğu kaçıran golü altıpasın önünden minareye diksin, Melo bugün verilen karardan sonra Galatasaraylıların namusudur. Sen-ben, arkasında dik durmakla vereceğiz mesajı. İki pas hatasında, bir kırmızı kartında yuh çekenin geçmişini sikeyim şu noktadan sonra. Melo mu, Yaya Toure mi dediklerinde, bir saniye bile düşünmeden, 'Yaya Toure'nin amına koyayım, Melo'nun taşakları sağolsun' diyeceğiz.

Çünkü savaşta kılıçlar çekildi ve bu savaş Melo üzerinden yürütülmeye çalışılıyor. Çünkü 'en zayıf halka' bu adam. Neden? Çabuk sinirleniyor, hangi Beşiktaşlı'ya, hangi Fenerbahçeli'ye 'en nefret ettiğin Galatasaraylı kim?' diye sorsan, ilk aklına Melo gelir. O yüzden de Melo'yu ite kopuğa yem etmeyeceğiz.

Haa, bunun dışında bu takımın orta sahasında savaşan bir tane adam var o da Melo. Melo'yu ye ki, Galatasaray'ı daha rahat harca. Şampiyonluğun, 4. yıldızın geçmişini sikeyim, umrumdaysa adiyim. Bu takım nice şampiyonluklar yaşayacak, nice şampiyonluklar kaçıracak, berbat sezonlar geçirecek. Ama eğer sen Melo'yu yemelerine izin verirsen, bugün o adamın ismi Melo olur, yarın başkasını aynı şekilde yerler.

Geçen gün yazdım, savaşsa savaş. Ama öyle gizli gizli kulis yaparak, kıyılarda köşelerde görüşmelerle değil, açık alanda, aleni olarak.

Savaş mı? O zaman çıkacak bu takımın başkanı, yöneticisi, bir basın toplantısı düzenleyecek. Türkiye'den bir tane bile şerefsiz spor basını mensubunu almadan, çağıracak AP'yi, AFP'yi, Reuters'ı, "Türkiye'de futbolun yönetenleri şikeyi sumenaltı etmiştir, dünyadaki tüm mahkemelerin verdiği şike kararlarını yok sayarak, şike yapanları küme düşürmemiştir. Siyah futbolcularımıza yapılan ırkçılığı göz yummuşlardır. Statlara giriş yasağı olan başkanların, yöneticilerin cezalarını uygulamamışlardır" diyecek,

Şampiyonlar Ligi'ne çıkarken, üzerinde "Bu ülkede şikeye ceza verilmemiştir" diye İngilizce, Fransızca, İspanyolca, Almanca tişörtler giyecek. Cezası kaç paraysa, bu taraftar gerekirse cebinden öder.

Savaşsa her şeyi göze alarak savaşırsın ama yiğit, cesur biçimde. Savaşta ilk gözlerine kestirdikleri adam Felipe Melo oldu.  Devamı gelecek mi? Elbet gelecek. Çünkü bütün dertleri formalarına 4. yıldızı takmak. Sağolsun bizimkiler de bugün saçma sapan bir organizasyonla bu aptallığın kuyruğuna takıldılar.

Konu dağılmadan tekrar ediyorum, bugünden itibaren Felipe Melo, her Galatasaraylı'nın namusu gibi koruması gereken bir adamdır. Örneği olmayan cezalarla, götlerinden çıkarttıkları içtihat kararlarıyla sindirmeye çalışacaklar.

Onlar için bu daha başlangıç. Sezon boyunca daha neler yaşayacağız, hep birlikte göreceğiz. Hakemlerle, basınla, federasyonla çakallar gibi Galatasaray'ın üstüne gelmeye devam edecekler. Alınlarına sürülen şikeci yaftasını, Avrupa'dan aldıkları men cezalarını Galatasaray'a ödetmeye çalışacak şerefsiz sürüsü.

O yüzden, bugün Fatih Terim yancılığı için Ünal Aysal'a saldıranlar da, onun koltuğunu kaydırmaya çalışanlar da, belki bugün değil ama tarihte 'hain' damgasını yiyecektir. Ünal Aysal'dan ben de memnun değilim ama bu savaş sürerken, komutanını satarsan, yarın götünü satmaya başlarsın, komutan diye kendini paraya satan şerefsizlerin yanında yerini alırsın. Savaş bitsin, içeride kimin kiminle hesabı varsa görsün ama şimdi ne yeri ne zamanı.


Bu vesileyle Felipe Melo bu cezayı verenlerin sülalesini siksin, taşakları da götlerine girsin.