29 Haziran 2011

Soyunuzu, sopunuzu sikeyim


Bu ülkedeki insanlardan çok zaman nefret ediyorum. Hain, alçak, orospu çocuklarıyla dolu etrafımız. Ruh halleri gittikçe sapıklaşmaya başladı. Şu yukarıdaki fotoğraf Samsun'dan.

Hayvancağızın gözünü çıkartmışlar, yetmemiş olacak orospu evlatlarına dişlerini de kırmışlar, o da yetmemiş, vücudunu ortasından kesip öldürmüşler.

Bunların sülalerini, gelmiş geçmiş atalarını sikeyim. Bu kadar hain, bu kadar aşağılık olunmaz.

Sürekli artıyor bunların sayısı. Bodrum'da, Samsun'da, İstanbul'da, İzmir'de, Erzurum'da....

Bunları yapanları yakalayıp, bu hayvanlara yaptıklarının aynısını yapacaksın. İbret olsun diye, herkesin gözü önünde yapacaksın ki, bir daha kimsenin aklına bile gelmeyecek.

Lan çıldıracağım, yemin ediyorum aklımı kaçıracağım. Ellerim titriyor sinirden. Soyunuzu, sopunuzun ta amına koyayım.

Yalvarırım, birine denk geleyim, yalvarırım...

Rahatladın mı şimdi?


Görmeyen kalmamıştır sanırım. Mardin'de gösteri yapan çocuklara, polis müdahale ediyor. Atılan gazlardan kaçan çocuklardan biri, bisikletini bırakıp kaçıyor. Bu görüntüdeki polis de, bisikleti TOMA'nın önüne koyarak, parçalamaya çalışıyor. Neyse ki, aklıselim bir başka polis, bisikleti kaldırıyor.

Bunun adına intikam denir. Devlet intikam tutmaz, devletin kolluk kuvveti intikam duygusu gütmez. Bu nasıl bir ruh halidir ki, ufak bir çocuğun bisikletini parçalayarak, rahatlayabiliyor insan? Şimdi diyeceksiniz ki, "Ufacık çocuk diyorsun da, eylemde ne işi var?"

Zaten sorun da bu, o çocuğun yaptığı 'eylem' bir bilinç dahilinde yapılmış değil. Ama polisin bu hareketi bilinçli intikam duygusuyla yapılan bir hareket.

Polisin her önüne gelene gaz sıkması, herkesi copa boğması, bir kişinin üstüne 5-6 kişi yüklenmesi, yerdeyken tekmelemesi, v.s. v.s. kısacası hepsinde, bu iğrenç intikam duygusu yatıyor.

Kimbilir nasıl şartlarda eğitiliyor bunlar. Sokakta her hak arayanın, kendisine her karşı gelenin 'terörist' olduğu, 'vatan haini' olduğu öğretiliyor. Bu dünya üstende birkaç ayda, hiçbir mesleğin sahibi olamazken, bu garip psikolojideki adamlara silah veriliyor ve sokaklara salınıyor, güvenliğimizi sağlamak için.

Verdiğim verginin, bunların gaz alması için, silah alması için harcanması sinir bozucu. Bu halkın paralarıyla, hayatlarını sürdüren insanların, aynı halka bu denli düşman olması, intikam duygusuyla hareket etmesi anlaşılabilir bir durum değil.

Bisikleti parçalamaya çalıştın, rahat ettin. Aklısıra taş atan çocuğa karşı hıncını aldın değil mi?

Biraz insan psikolojisinden anlayan birinin, o bisikleti parçalayarak, karşısındaki kitleyi daha da hınç dolu yapabileceğini görmek, zor olmasa gerek.

Polis, ülkenin büyük sorunlarından biridir. Daha sokakta kimlik sorma adabından uzak, Taksim'de, Kadıköy'de, Bakırköy'de kızlara, kadınlara sığır gibi bakan, Türkçe konuşma konusunda sıkıntıları olan bir kitleye güvenmemizi kimse beklemesin.

Devlet ve devletin güvenlik güçleri kin tutarsa, sokaktaki vatandaşın tutmamasını beklemek aptallık olur.

Bir de şu posterlerde filan kucakta çocuklarla çekilen fotoğraflar yok mu, nasıl bayılıyorum onlara. Polis şefkati ancak poster olur. Herhangi birinden şefkat de beklemiyorum, istemiyorum da. Dediğim gibi vergimin bir kuruşunun bile bunlara gitmesinden hazzetmiyorum.

Bisikleti merkeze götürüp, tek tek lastiklerini sök, jantlarını parçala, selesini kopart. Muhtemelen sonunda, bisiklet emniyet binasının 4. katından kendisini atarak, intihar eder, olmadı kendisini kalorifer borusuna asar, öyle değil mi?