10 Eylül 2009

Holosko çırılçıplak!



Slovakya dolu dizgin koşturuyor Güney Afrika'ya. Dün de Kuzey İrlanda'yı deplasmanda 2-0 yendiler. İkinci gol Beşiktaşlı Filip Holosko'dan geldi.

Gol sonrası pek sevinmiş olacak ki, üstü başı çıkarıp, koşturmuş kale arkasına.

Yönetimsel katliam


Erdoğan: Derelerin intikamı ağır olur
Topbaş: Çevreyi hoyratça kullanmanın faturası

Yukarıdaki isimlerden biri, ülkenin başbakanı ve sel götüren, 31 kişiye mezar olan, Türkiye'nin en büyük ili İstanbul'un eski belediye başkanı.

İsimlerden ikincisi, İstanbul'u ikinci kez yönetme başarısı gösteren ilk ve tek belediye başkanı.

Bugün Milliyet Gazetesi, eskileri karıştırmış ve İstanbul'un 14 yıl önce de benzer bir 'felaketten' geçtiğini, şimdinin Başbakanı Tayyip Erdoğan'ın döneminde verilen sözlerin tutulmadığını hatırlatmış. Akıl sır erdiremiyorum bu yaşananlara. Bu ülkenin sağını solunu bilmem ama şerefli, onurlu politikacılara ve yöneticilere ihtiyacı var. Söylediği sözü tutan, sağa sola çamur atmadan işini yapan adamlara yeni.

Ülkenin Başbakanı 14 yıl önce benzer bir olayda yaşananları sanki hiç yaşanmamışcasına yok sayıp "Derelerin intikamı ağır olur" diyebiliyor, gayet rahat bir biçimde.

İstanbul'u ikinci kez yönetmeyi başaran muhallebi ustası Kadir Topbaş ise adeta dalga geçer gibi doğanın intikamından, küresel ısınmadan dem vuruyor.

Ulan, küfür edeceğim, kendimi zor tutuyorum. Bu kadar aymazlık, bu kadar yüzsüzlük, bu kadar terbiyesizliğe karşın söylenenleri okudukça çıldırasım geliyor. Her yıl, şehrin her tarafını 20 günlük zevk uğruna lalelerle kaplayacaksın, 3. köprüyü yapmak için İstanbul'un ciğerlerine tecavüz edeceksin, sonra çevreyi hoyratça kullanmaktan söz edeceksin.

Ülkenin başında olacaksın, 14 yıl önce bu şehri yöneteceksin ve benzer işler meydana gelecek, derenin intikamından söz edeceksin. Bu aymazlığa, bu pişkinliğe, bu terbiyesizliğe isim bulmakta zorlanıyorum.

Şu yukarıdaki fotoğraf var ya, hepsinin katili sizlersiniz. Katil olmak için eline silah ya da bıçak alıp insan öldürmek gerekmiyor.

Yeter artık! İzlemek istemiyorum bu adamı


Sabah kalktım, hiç üşenmeden arşiv taradım biraz. Herkes az-çok hatırlıyordur zaten ama böyle fotoğraflara bakınca insan daha iyi anımsıyor.

Ben dünya üstünde böyle teknik direktör görmedim hiç. Sürekli insanlara tepeden bakan aşağılayan tavırlar ve sürekli haklı bir insan. Bir insanın bu denli antipatik olması için daha ne yapması gerektiği konusunda da fikrim yok açıkçası.

İşler iyi gittiğinde sorun yok ancak işler sarpa sardığında gerçek kişilik dökülüveriyor. Oyuncu seçimi, teknik-taktik işleri bir kenara koyalım. Bir ülkeyi temsil eden adamın, böylesi işler yapması, böylesi garip hal ve tavırlar içinde olması kabul edilebilir bir durum değil.

Elbette, bazen oyuncunu ateşlemek için bu tür yollara başvurulur ama bu kadarı da yeter artık. Fatih Terim teknik direktör değil de, diktatör gibi. Oyun kuralları herkes için aynı. Fakat Fatih Terim, imtiyaz sahibi olmak istiyor, olmayınca da böylesi kareler sergiliyor.

Hakikaten yetti artık. Milli Takımın başında aklı başında, ne yaptığını bilen, sinir kontrolü olan bir insan izlemek istiyorum artık. Başlatmasınlar başarısına, kariyerine. Önce insan olsun, başarı sonraya kalsın.

Bosna maçı sonrası basın toplantısından: Bir Boşnak gazetecinin, "İstifa edecek misiniz?" sorusu üzerine Terim, "Gazeteci, her yerde gazeteci" derken, "Ne yapacağıma ben karar veririm. Hele bir siz Dünya Kupası'na gidin de benim ne yapacağımı ajanslardan öğrenirsiniz" diye yanıtladı.

Sakin bir biçimde soruları yanıtlayan Terim, hakemle beraber zorlandıklarını vurgulayarak, "Hakemlerin hücumları da iyiydi. Girmeyince girmiyor. Hakem Portekiz'e gittiğinde 'Fatih Terim'i sahadan attım' şeklinde havasını atabilir" dedi.



Not: Fotoğrafları kronolojik sıraya göre dizmedim.






Günün pulu vol.7


Sinirlerim bozuldu, alın size uzak diyarlardan bir pul. Sabah koyacaktım, yatışayım dedim. Lan gerekirse, Gineli hoca gelsin, sesimi çıkartırsam adiyim. Yeter ki, şu Terim gitsin. Olmuyor, yatışmıyorum...

Ya bu arada günde 100'ü aşkın insan giriyor. "Güzel" oldu deyin, "Yeter bu sıktı" deyin. Hayır, tepkilere göre, siyasi kişilikler pullarına başlayacağım ama başlayamıyorum bu yüzden.. Sevgili okur, zaten sinirliyim bir de sen üzme beni gecenin bu saatinde.