15 Ekim 2011

'Ali Sami Yen Stadı haramilerin değil halkındır'


Şu pankartı hazırlayanları, emek verenleri, oraya asanları alınlarından öpmek gerekir.
Bir stat için yapılmayan şaklabanlık kalmadı ve tüm bu şaklabanlıklar, 'Başefendi' protesto edildi diye yapılıyor.

Halkın cebinden çıkan paralarla yapılan bir stadı 'biz yaptık' demek ancak bu yüzsüzlere göre bir söylem.

Beyefendiler yıllarca iktidarda kalacaklarını sanıyor. İktidar sarhoşluğundan ne yaptıklarını, ne söylediklerini bilmiyorlar.

Bir Galatasaraylı olarak kendi adıma teşekkür ederim.

Tekyumruk'taki tüm arkadaşlara selam olsun.

Kırmızı başlıklı kız


7 Ocak 2011

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız: Elektrik ve doğalgaza zam yapmayacağız

9 Mayıs 2011

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: Bizim gündemimizde seçimden sonra ne vergi artışı, ne de zam var. Ben, (Bir vergi artışı ve zam yok) diyorum. Evet (Yok) diyorum."

12 Haziran 2011 seçim sonuçları

AKP: Yüzde 49.9

30 Eylül 2011

BOTAŞ, konutlarda kullanılan doğalgaz fiyatlarına yüzde 12.28 ile yüzde 14.35 arasında, sanayide kullanılan doğalgaz fiyatlarına ise yüzde 13.7 ile yüzde 14.30 arasında değişen oranlarda zam yaptı.

Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu, elektrik fiyatlarına konutlarda yüzde 9.57, sanayide ise yüzde 9.26 oranında zam yaptı.

13 Ekim 2011

Bazı mallarda uygulanan Özel Tüketim Vergisi'nde (ÖTV) değişikliğe gidildi.

Buna göre, motor silindir hacmi 1600-2000 cm3 arasında olan araçlarda vergi oranı yüzde 60'tan yüzde 80'e, motor silindir hacmi 2000 cm3'ün üzerinde olan araçlarda, yüzde 84'ten yüzde 130'a yükseltildi.

Tütün içeren purolar, uçları açık purolar ve sigarilloların vergi oranları yüzde 30'dan yüzde 69'a, asgari maktu vergi tutarları ise 0,1325 liradan 0,1450 liraya çıkarıldı.

Cep telefonlarında ÖTV yüzde 20'den yüzde 25'e çıkarıldı, maktu vergi 40 liradan 100 liraya çıkarıldı.


13 Ekim 2011

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek: Bundan sonra herhangi bir vergi ya da oran artışı söz konusu değil. Bu maktu vergi de, yeniden değerleme çerçevesinde bir güncelleme olabilir.

14 Ekim 2011

Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç: Yapılan zamlar 74 milyonu ilgilendirmiyor. Birkaç kişiyi ilgilendiriyor.

15 Ekim 2011

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: Kardeşim sigarayı içmezsin, olur biter. Alkolü daha az tüketirsin olur biter. Kalkıp da Porsche kullanacağına Fiat'a bin. Biraz daha düşür harcamayı.

KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ

Bir zamanlar küçük bir kız varmış. Annesi ona üzerinde kırmızı başlığı olan bir pelerin almış. Kız bu pelerini çok seviyormuş ve nereye gitse onu giyiyormuş. Bu nedenle de herkes ona Kırmızı Başlıklı Kız diyormuş.

Bir gün “Kırmızı Başlıklı Kız!” diye seslenmiş kızın annesi. “Büyükannen hâlâ hasta. Hadi giyin de, ona yaptığım şu çöreği götür.”

Kırmızı Başlıklı Kız da elbisesini giymiş, üzerine kırmızı başlıklı pelerinini geçirmiş, başlığı çenesinin altında sıkıca bağlamış ve yola çıkmış.

“Tavşan Ormanı’ndaki yoldan ayrılma sakın!” diye seslenmiş annesi arkasından. (Ormanın adı Tavşan Ormanıymış, ama içinde uzun zamandır bir tek tavşan bile yokmuş - neden olmadığını birazdan öğreneceksiniz.)

“Ayrılmam anne,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. Tam ormana girmiş, birkaç adım atmış ki, çalılıkların arasından bir ses duymuş. Yola birden bir kurt fırlamış. Kırmızı Başlıklı Kız korkusundan az kalsın elindeki sepeti düşürüyormuş. Fakat kurt hiç de öyle düşmanca görünmüyormuş. “Nereye böyle küçük kız?” diye sormuş kurt.

“Büyükanneme gidiyorum,” demiş Kırmızı Başlıklı Kız. “Tavşan Ormanı’nın sonunda ki ilk ev. Büyükannemin sağlığı pek iyi değil. Bu arada adım ‘küçük kız’ değil, ‘Kırmızı Başlıklı Kız.’ ”

“Özür dilerim,” demiş kurt. “Bilmiyordum. Bak sana ne diyeceğim. Ben bir koşu gidip Büyükannene senin yolda olduğunu haber vereyim. Yalnız sakın yolda oyalanayım falan deme, olur mu? Başına bir şey gelmesini istemeyiz, öyle değil mi?”

Kurt oradan hemen sıvışmış! Çünkü yakınlarda bir oduncu dolaşıyormuş. Eğer kızı hemen orada yerse, oduncunun kızın yardımına koşacağını biliyormuş.

Kırmızı Başlıklı Kız, çiçek toplayarak, kelebeklerin peşinden koşarak, kuş seslerini dinleyerek yolda ağır ağır ilerlerken kurt kestirmeden Büyükannenin evine varmış, kapıyı çalmış.

“Kim o?” diye seslenmiş içeriden yaşlı kadın. Kurt sesini değiştirerek, “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız,” demiş. “Çayın yanında yemen için sana çörek getirdim.”

“Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş Büyükanne. Kurt hemen içeri dalmış. Öyle açmış ki! Günlerdir hiçbir şey yememiş. Bu yüzden Büyükanneyi çiğnemeden bir lokmada yutuvermiş. Biraz sonra Kırmızı Başlıklı Kız Büyükannenin kapısını çalmış.

“Kim o?” diye seslenmiş kurt yumuşak bir sesle. “Benim, Kırmızı Başlıklı Kız.” “Kapı açık güzelim,” diye seslenmiş kurt. “İçeri girebilirsin.”

Kırmızı Başlıklı Kız bir an için tereddüt etmiş. ‘Büyükannemin sesi ne kadar da garip böyle?’ diye düşünmüş. Sonra büyükannesinin hasta olduğu gelmiş aklına ve kapının mandalını kaldırıp açarak içeri girmiş.

Kurt, Büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.

“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt. Kırmızı Başlıklı Kız çöreği yatağın yanında ki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş.

“Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?”
“Seni daha iyi kucaklamak için!” demiş kurt.
“Kulakların neden büyük, peki?”
“Seni daha iyi duyabilmek için!” demiş kurt.
“Gözlerin neden kocaman, peki?”
“Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt.
“Dişlerin neden sivri peki?”
“Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt.

Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Kızı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış.

Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş. Büyükanneye kötü bir şey mi oldu acaba, diyerek kulübeden içeri girmiş. İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen anlamış.

“Aylardır senin peşindeyim pis yaratık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıklı Kızı, sonra da Büyükanneyi dikkatle kurdun içinden çıkarmış. İkisi de sapasağlammış.

Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Kızın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş. Eve dönerken tavşanların saklandıkları yerlerden çıktıklarını görmüş. Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş.