23 Kasım 2009

Kim tanır ki, Ali Özdemir'i

Bugün futbol dünyasından bir ölüm haberi daha geldi. Yine kalp krizinden kaynaklı bir ölüm. Keçiören Bağlumspor'da oynayan Ali Özdemir, antrenman sırasında geçirdiği kalp krizi sonucu öldü.

28 yaşında gencecik bir çocuk, üstelik de spor yaparken yaşamını yitiriyor. Ne yazık ki, ismi pek anılmadı, gazetelerde, televizyonlarda kimse yer vermeyecek. Verse bile kısacık bir haber şeklinde. Enke ya da De Nigris gibi tanınmıyordu. Enke'nin anıldığı gibi anılmayacak, tribünlerde kimse Ali Özdemir'in maskesini takmayacak.

Ama işte, ateş düştüğü yeri yakıyor. Bu haberler sıklaştıkça, hayat tatsızlaşıyor...

Tottenham-Wigan maçı Türkiye'de olsaydı


Totthenham, dünya futbol tarihine geçebilecek bir performansla Wigan'a tam 9 gol attı. Tottenham ve Wigan'ın Türk takımı olduğunu varsayarak, neler yaşanırdı ülkede onları hayal ettim birden.

1- Wigan Athletic'in ismi "Wi9an Athletic" olarak değiştirilirdi.

2- Çeşitli haber portalları "İnternette Wi9an geyikleri" türünden, akla hayale sığmayacak şarlatanlığa soyunurdu.

3- Gazetelerimiz "Wigan'ı Totten-HAM yaptı", "Wigan 9 doğurdu", "Futbolun en güzel Defoe'su" gibi, saçma sapan kelime oyunları ile başlıklar atılırdı.

Gerisini size bırakıyorum. Başka neler yapılırdı birkaç başlık alayım...

Sturm Graz'ın iflas istendi


Galatasaray'ın UEFA Avrupa Ligi'ndeki rakibi Avusturya'nın Strum Graz takımının iflası istendi.

Kulüp Genel Başkanı Anton Kürschner, Avusturya Sosyal Sigortalar Kurumu'na (hastalık kasası) toplam 200.000 Euro borçları olduğunu ve bu parayı 364 gündür ödemeyedikleri için zor durumda olduklarını açıkladı.

Hastalık kasası yetkilileri ile ödeme koşulları konusunda anlaşmaya varmak için masaya oturan kulüp yetkilileri borcun tamamını ödeyemeyecek durumda olduklarını beyan edince kulübün iflası istendi.

Yapılan görüşmeler sonucu 100.000 Euro ödeme yapılacağı belirtildi. Kalan borç için 3aylık bir süre daha tanınan Sturm Graz kulübü bu süre içerisinde de borcunun ödemezse açık arttırma ile satışa çıkartılacak.

Başkan Kürschner mali kriz ile ilgili olarak "Durum iyi değil. Kimse mucize yaratmamı beklemesin. Toplam borcumuz 893.000 Euro'yu buldu. Kasamızda sadece 100.000 Euro vardı onu da Hastalık Kasası'na ödeyeceğz. Futbolcu ve diğer personelin ücretlerini ödeyebilmek için kaynak arıyoruz" dedi.

Dikkat edin; borçları 893 bin Euro. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş.. Yani şu meşhur 'Üç Büyükler', Avrupa'nın başka bir ülkesinde olsalardı çoktan amatör kümede yollarına devam ederlerdi.

Bir yandan da ilginç. 893 bin Euro toplam borç ve iflas istemi. Adalet sen nelere kadirsin...

4. Şenol Güneş devri ne kadar sürer?

Trabzonspor ilginç bir kulüp. Büyük sempatim var ama bir yandan da hiç istemezdim Trabzonsporlu olmayı. Çekilir çile değil. Taraftarı, medyası, halkı.. Her yandan baskı altındasınız futbolcu ve teknik direktör olarak. O yüzden de, giden tez zamanda dönüyor.

Broos'un macerası da kısa sürdü. Şimdi hedefte Şenol Güneş var. Belli ki büyük ihtimalle gelecek Güneş. 1 değil, 2 değil, 3 değil tam 4. kez göreve gelecek Şenol Güneş.

Bu ülkede karizması yok, ciddi takımla oynamadı diye diye yolladılar, Türk futbolunun içindeki en doğru dürüst adamlarından birini. Milli Takımı dünya 3.sü yaptı, söylenmedik laf bırakılmadı.

Ama bizim halkımıza da, medyamıza da böyle akıllı uslu adam yerine astığı astık, kestiği kestik despot biri gerekiyor. Çünkü ne kadar aşağılanırsa o kadar çok değere biniyor.

Neyse, konunun başını kaçırdık. Herkes gayet iyi biliyor ki, Trabzonspor bu yapıyla başarılı olamaz. İspat mı istiyorsunuz, buyrunuz Şenol Güneş'in üç dönemi...

1. DÖNEM: 1988 - 1989 (32 maç), 1989-1990 (sezon başlamadan istifa etti)
2. DÖNEM: 1994 - 1995 (tüm sezon), 1995 - 1996 (tüm sezon), 1996 - 1997 (20 maç)
3. DÖNEM: 2004 - 2005 (17 maç), 2005 - 2006 (7 maç)

Bakalım Şenol Güneş 4. döneminde ne kadar görevde kalacak?

İnönü Stadı'nın doğum günü kutlu olsun


Tam 62 yıl önce bugün İstanbul İnönü Stadı 27 Kasım 1947 tarihinde Beşiktaş ve AIK Solna takımı arasında oynanan maçla hizmete girdi.

Stadyumdaki ilk golü herkesin bildiği üzere Süleyman Seba attı. Maç ise 3-2'lik Beşiktaş mağlubiyetiyle sonuçlandı.

Türkiye'nin konumsal açıdan en güzel stadı. Yapana, yaptırana, yerini akıl edene, herkese teşekkürler.

1 puan iyi sonuç

Galatasaray; liderlik için çıktı, olmadı. Olmasına da imkan yoktu çünkü. Daha ilk dakikadan itibaren Manisaspor niyetini açık açık ortaya koydu. Daha ilk 15 dakikada, Galatasaray'a verdiği mesaj, "Bugün kazanmak istiyorsan benden çok mücadele etmelisin" şeklindeydi. Ancak Galatasaray bunu kavrayamadı.

Kronik hataları var Galatasaray'ın, aslında bazıları hata değil. Misal, Gökhan Zan ya da Servet'in geriden iyi top çıkarmasını beklemenin zaten kendisi hata. Keza Sabri'nin iyi orta yapmasını beklemek. Şimdi bu ikisine Elano'nun top oynamasını beklemek ve Ayhan'ın sahada olumlu iş yapmasını beklemek eklendi. Zaten 5 isim saydım, takımın yarısı.

Elano'dan beklenti büyük. Dün de, maçı izlerken de benzer bir cümle kurdum. Fantastik paslar, mucize ara paslar, inanılmaz ortalar filan beklemiyorum Elano'dan. Sahada kendisini göstermeye de çalışmasın, sadece top oynamaya niyeti olduğunu göstersin. Koskoca 70 dakika boyunca attığı bir diyagonal toptan başka aklımda kendisine ait hiçbir şey yok.

Ayhan acayip bir futbolcu, o iyi oynadığı zaman Galatasaray da bambaşka oynuyor, o çuvallarsa Galatasaray da iyi oynamıyor. Benzer bir görüntü vardı dün. Berbat oynadı, Galatasaray'ın da hiç oynayamamasında etkiliydi.

Aslında şimdi bir düşündüm de, şu yazı bir hata. Sezar'ın hakkını vermek gerekir. Mesut Bakkal ve Manisaspor 1 değil 3 puanı çok daha fazla hakketti. O yüzden de, maçı birlikte izlediğim kuzenime, maç sonrası "1 puan aldık, iyi sonuç" dedim.

'Her takıma beyin sahibi futbolcular gerekli' cümlesini de kurasım geldi, aniden.