2 Temmuz 2011

Şerefsiz, adi, puştlar


Muğla'da Milas Belediyesi'nin Geçici Hayvan Barınağı’ndan bu fotoğraflar.

Birçok hayvan aç bırakılmış ve zayıf düşmüş. Kimileri bu sebepten ötürü ölmüş. Bu hayvancağızlar, güya hayvan barınaklarına konuyor. Orospu çocukları, yaşamaları için değil ölmeleri için bırakıymış gibi.

Pezevenkler, hayvanların ölülerini bile barınaktan çıkartmaya tenezzül etmemiş, tabii aç kalan diğer hayvanlar da, bunları yemiş.

Çok zaman nefret ediyorum bu orospu çocuklarıyla birlikte yaşadığım için. İnsana, hayvana, bitkiye v.s. v.s. hiçbir şeye saygısı olmayan, sapık, hastalıklı bir toplum olduk.

Umarım bir kaldırımda can çekişerek geberip gidersiniz. Umarım en sevdiklerinizin ölülerini kucaklarsınız.





Para için ananızı bile satarsınız


Günümüz Türkiyesi'ni ve günümüz Türkiyesi'nde hakim kılınmaya çalışılan zihniyeti anlatması açısından şu fotoğraf çok şeyi anlatıyor.

Tekbir Giyim, 2012 Sonbahar-Kış Koleksiyonu'nu 10 davetlinin katılımıyla gerçekleştirmiş. Daha önce tesettür kıyafetleri üreten Tekbir Giyim artık erkek kıyafetleri de üretmeye başlamış.

Defilede erkek mankenler, ilahiler eşliğinde, ayakta cenaze namazı kılmışlar. Bu namazımsı hadise sırasında arka planda projeksiyonla takke, tespih dini unsurlar yansıtılmış.

Din artık her şey için kullanılmaya başlandı. Örneğin; 1950'li yıllardan bu yana siyaset din üstünden yürütülüyor. Yoksa miting meydanlarında "Bunlar camileri ahır yaptı" diye yırtına yırtına bağırılmaz.

İlginç olan, kimsenin bundan rahatsız olmaması. Bin kişi bu defileyi izliyor, Tekbir Giyim'in milyon dolarlarına alkış tutuyor ve kimseden en ufak bir rahatsızlık bile çıkmıyor. "Bunun bir açıklaması olmalı" diye düşünüyor insan.

Bugüne kadar, ülkede itilip kakıldığını iddia edip, her şeyden yoksun bırakıldığını söyleyen büyük bir grup, Türkiye'de sermayenin hakimi haline geldi. Sağınıza, solunuza, önünüze, arkanıza bir bakın. Ülkenin yeni zenginlerine şöyle bir göz atın, kimlerden oluşuyor.

'Müslüman' -tırnak içinde Müslüman- Oligarklar, ülkeyi inekten süt alır gibi sağarken, halkın yoksulluğunu da, din-iman-inanç üçgeninde idare ederek, banka hesaplarını doldurmakla meşgul.

Pezevenkler para kazanmak için namaz gibi bir kutsalı kullanmaktan geri durmuyorlar. Birkaç saniyeliğine düşünün, böylesi bir defileyi Tekbir Giyim değil de, bir başka giyim firması yapsaydı, ne olurdu?

"Siktim oldu" mantığıyla, her şeyi kendileri yapabiliyor, her şeyi kendileri kullanıyor. Bir başkası yaptığında ise "Din elden gidiyor" çığlıkları ile vandalizmin en ince örneklerini sergiliyorlar.

Para hırsı yeteri kadar iğrençken, üstüne dini parayı tahvil etmeye yönelik çabayla birleşince daha bir mide bulandırıcı hal alıyor.

Bir haber sitesinde yapılan bir yorumu mutlaka eklemek gerekir; "Alnı secdeye değmemiş laikçi yorumcular bu habere de atlamışlar. podyumda Atatürk'ün posteri açılsa ağzınız kulaklarınıza varırdı sevinçten"

Kilit nokta ne yazık ki bu. Adam için bu gayet normal, gayet sıradan bir şey. Üstelik kontrası da çoktan hazır.

Sermayenin kutsalı ne Atatürk, ne Müslümanlık, ne de başka bir şeydir. Sadece ve sadece paradır. Para kazanmak için kullanılmayacak hiçbir olgu yoktur. Yeri gelir namazı kullanır, yeri gelir haç kullanır.

Yeşil sermaye, dolar yeşiline bezenirken, Müslüman Oligarşi ülkeyi kuzeyden güneye, doğudan batıya doğru sarıyor. Gücün verdiği küstahlık ve kibir, varolan görüntüyü daha iğrenç bir hale sokuyor.

Bu herifler para için anasını, bacısını bile satabilecek tipler. Buna tepki göstermeyen, her kim varsa aynı zihniyetin temsilcisidir.

Din ne güzel bir şey değil mi? Çek çekebildiğin yere kadar. Kimi bu orospu çocukları gibi para kazanıyor, kimi de oy kazanıyor. Durmak yok, yola devam.

"3 eşim var kime ne?" deyip, evindeki hizmetçiye tecavüz eden bir pislikten ahlâk, namus gibi değerleri beklemek de bizim aptallığımız olsa gerek...