28 Şubat 2012

Sikerler 28 Şubat'ı


28 Şubat'ın üstünden 15 yıla yakın bir zaman geçti. O günden bugüne ne değişti diye bir arkanıza dönüp bakın.

Gayet iyi anımsıyorum, tankların Sincan'dan geçişi alkışlarla karşılanıyordu. Medyanın neredeyse tamamına yakını, bu süreci daha da alevlendirmek için ellerinden geleni yaptılar.

Bugünün iktidar ve güç sahipleri, 28 Şubat üstünden yaratılan mağduriyetin keyfini çıkartıyorlar. Her fırsatta 28 Şubat güzellemeleri yaparak, ne kadar ezildiklerini, ne kadar etkilendiklerini söyleyip duruyorlar.

Peki 28 Şubat'ta kaç idam oldu?
Kaç kişi tutuklandı?
Kaç kişi cezaevine girdi?
Kaç kişi işkenceden geçirildi?
Kaç kişinin evlerine girilip, kitapları yakıldı?
Kaç kişi işkence sonucunda hayatını kaybetti?
Kaç kişi için yurtdışına çıkış yasağı konuldu?

Ne bileyim, hangi babanın götünden çıkartılan cop, oğlunun ağzına sokuldu?
Ya da, hangi kocanın yanında karısına tecavüz edildi?

Ne oldu lan 28 Şubat'ta? Bunu gayet iyi niyetle soruyorum. Kime ne oldu?

12 Eylül'de neler yaşandığını yeniden yazıp çizmek mi lazım! İdamları, gözaltıları, daha bir-iki hafta öncesine kadar yaşanan yargılamaları, açılan davaları, vatandaşlıktan çıkarmaları, insanları zorunlu mülteci olarak yurtlarından sürmeleri, yüzbinlerce davayı mı hatırlatmak gerekiyor.

Bu ülkede götünü yırta yırta bağıran hep haklı görünür. İki-üç tutuklamayla geçen, darbe niteliği bile taşımayan, bir süreçten geldiğimiz noktada işte bugünler yaşanıyor.

Yaşananlar ne peki?

Gazetecilerin, bilim insanlarının, siyasilerin, avukatların, öğrencilerin, sendikacıların; olmayan darbelerle, oluşturulmuş davalarla cezaevine gönderilmesi ve sonu gelmeyen yargılamalar.

Dünün mağdurları (gerçi iktidar sahibi olmalarına karşın halen mağdurlar), sözümona ezilenleri, bugün diğer tarafa geçtiler ve alabildiğine gaddar, olanca nefretleriyle kendilerine muhalif kim var, kim yok cezaevine atıyorlar.

28 Şubat'tan bugüne değişen çok şey yok aslında. Halk yine yoksul, yine bir parça ekmeğe muhtaç.

Akp iktidarının 28 Şubat'tan bu yana becerdiği en iyi şey, korkuyu her kesime yayması oldu.

28 Şubat döneminin başbakanı Necmettin Erbakan, Kaddafi'yle çadırda görüşme yaptığı için hakkında söylenmeyen kalmamıştı, aşağılanmanın her türünü yaşadı. Ama aradan 10-12 sene geçti aynı çadıra Tayyip Erdoğan girince, ağızlarını bile açamadılar.

Ya da Kayseri'nin Refah Partili Belediye Başkanı Şükrü Karatepe, "Süslü püslü göründüğüme bakıp da laik olduğumu sakın sanmayın. Resmi görevim nedeniyle bugün bir törene katıldım. Ey Müslümanlar sakın ha içinizden bu hırsı, bu kini, nefreti ve bu inancı eksik etmeyin. Bu bizim boynumuzun borcudur." dediği için 1 yıl hapis ve 420 bin lira ağır para cezasına mahkûm edildi. Ama Tayyip Erdoğan, "Dilinin, dininin, beyninin, ilminin, ırzının, evinin, kininin, kalbinin davacısı bir gençlikten bahsediyorum" deyince kimse sesini çıkartamıyor.

Çünkü ağzını açarsan, eleştirirsen demir kapılar, taş duvarlar seni bekler. Bir gazeteci olarak işsiz kalırsın.

"Darbelerle hesaplaşacağız" diye referandum düzenleyenler, kirli ağızlarıyla idam edilen devrimci gençler üstünden oy avcılığı yapanlar, bugün kendi sivil darbelerini her geçen gün şartlarını daha da ağırlaştırarak uyguluyorlar.

Evet, 28 Şubat'ta birtakım insanlar mağdur oldu ama 12 Eylül'le hesaplaşmadan, 12 Eylül'ün hesabını vermeden, 12 Eylül darbecileri yargılamadan kimse ağlayıp, sızlamasın.

Son 5 yıldır don lastiği kıvamına getirdiler "mağduruz" edebiyatı. Her yetki, her güç elinde olacak ama "mağdurum" diyecesin.

12 Eylül'le ülkede belli bir düşüncenin filizlenmesini sağladılar, 28 Şubat'la da o düşünceye kök saldırıyorlar. Olayın benim açımdan özeti budur.

Villada otur, konakta yaşa, sermayeyi elinde tut, sokakta öğrenciyi, işçiyi coplattır sonra "ama biz ezildik" de. 12 Eylül'de yaşananlar dururken, "mağduruz" derken insanın yüzü kızarır ama bu pezevenklerde yüz de yok.

Haaa unutmadan, bugün "28 Şubat, 28 Şubat" diye götünü yırtanlar, o gün neredeydi acaba? 12 Eylül'ü alkışla, aradan 30 yıl geçsin darbe karşıtı ol. 28 Şubat'ta sessiz kal, aradan 10 yıl geçsin kıçını yırt. Herkes nasıl samimi, nasıl samimi a.k.

Samimi olan, götü yiyen 28 Şubat'çıları yargılar...