24 Eylül 2011

Hakikaten 'küresel' eylem olmuş


Bugün İstanbul'da Küresel Eylem Platformu tarafından "İklimi Değil Sistemi Değiştir" isimli mitingden iki kare görüyorsunuz.

İlk fotoğrafta, belli ki Coca-Cola'ya bir gönderme var. "Anti Capitalista" benzer bir fontla yazılmış. İyi de güzel kardeşim sen eylemi Peru'da, Kolombiya'da ya da İspanya'da düzenlemiyorsun ki. 'Anti Capitalista' diyerek, bu halka nasıl anlatacaksın derdini.

Aşağıdaki fotoğrafta da, ablamız "Stop Global Warming" diye bir tişört giymiş ablamız. Sanırsın eylemin merkezi Londra.

Dili bile halktan kopuk bir eylemde, insanlar kendi kendini tatmin ediyor. Şu pankartlarla, sokaktan geçen bir tane adamı ikna edebilir misiniz acaba?

Zaten bu halkın yüzde 45'i İspanyolca'yı bilir, yüzde 90'ı da İngilizce'yi ana dili gibi konuşur. Tam kendin pişir, kendin ye tadında olmuş eylem.

Anlatmak istediğini halkına anlatamayan bir eylemden bir bok olmaz. Ayaklar bir gün yere basar umarım.

'Konuşucaz'


Şu aptallığı yapan insanı çalıştırmayacaksın o kurumda. Harf tashihi olur anlarım ama "Konuşacağız" yerine "Konuşucaz" yazan embesil, o kelimenin yazılışını bilmiyordur.

Lise çocuklarının yapmayacağı hatayı -gerçi Türkçe yazan ve konuşabilen insan sayısı azalıyor- bir haber televizyonunda editör olarak çalışan ve o işten ekmek yiyen birisi yapıyorsa, ne söylesen boştur.

NTV kurulduğu günden bu yana Türkiye'nin en iyi haber kanalı olmayı başardı. Ancak özellikle son 3 yıldır, deneyimli tüm muhabir ve editörlerini gönderdikten sonra tabiri caizse cepten yemeye başladı.

Bu ülkede hiçbir şey stabil duramaz zaten. İyiyse kötü olur, kötüyse daha kötü olur.

İktidarın el etmesiyle, onlarca insan işlerinden çıkartıldı. Haber merkezini altüst ettiler. Giden isimlerin kimler olduğunu herkes gayet iyi biliyor. O kuruma ruhunu katanlar, yaptıkları işlerle fark edilen insanlar gönderildi hep. Tabii gönderilen isimlerin ortak özelliği 'muhalif' olmaları.

Daha ne kadar cepten yerler bilinmez ama böylesi çocukça hataları yaptıkları sürece düşey hareketlenmeye devam ederler.

Türkçe'yi okunduğu gibi yazmaya çalışan nesiller o kadar çok artıyor ki, insanın 'yazık' demekten başka çaresi kalmıyor.