10 Temmuz 2011

Bunlardan haber olmaz ancak belgesel olur


Türkiye'de her şeyin günah keçisi olarak medya gösterilir.

Orospu çocukları Sivas'ta adam yakar, mahkemede yakınları basın mensuplarına saldırır.

Götverenin biri cinayet işler, basına saldırır.

Pezevenk yakalanır, basına saldırır.

Kıçı kırık bir orospu şarkıcının iki dangalak koruması, basına saldırır.

Kim ne bok yerse, sorumlusu basınmış gibi, hesabı kesmeye çalışır.

Birkaç günden bu yana, Fenerbahçe'nin birtakım idiot taraftar forumlarında özellikle Aziz Yıldırım'ın eşkal fotoğrafı yayınlandıktan sonra basına karşı bir kin ve nefret hali aldı. Olay yanlış mıdır? Yanlıştır ve yapılan büyük adiliktir ama birader siktir git dava aç, kulüp ya da bireysel olarak.

Sezer Öztürk'ün serbest bırakıldığı gün, yanındaki orospu çocuğu bir taraftan koşarken, diğer taraftan oradaki bir kameramana yumruğu patlattı.

Biraz önce Aziz Yıldırım tutuklandı, bazı haysiyetsiz, gurursuz, şerefsiz, onursuzlar orada haber peşinde koşan muhabirlere ve kameramanlara saldırdı. Yetinmediler, ellerindeki bira şişelerini fırlatmaya başladılar.

Çok açık ve net söylüyorum, şu an Fenerbahçeli olsam ya da bir Galatasaraylı olarak şu hadiselerin göbeğinde biz olsak, bu pislik yapılmış olsun ya da olmasın, kulübü bu iddialarla lekeleyen adamlardan hesap sormaya çalışırdım.

Muhabirler ve kameramanlar bu işin gerçekten emekçileridir. Üç kuruş para için, gerekirse bütün gün kapılarda beklerler, bir dakikalık bir görüşme için saatlerce bir kaldırım üstünde otururlar. Ne o, herif çıkacak da iki kelime edecek, o adamlar da haber yetiştirecekler.

Evine ekmek götürmeye çalışan; yağmurda, çamurda, karda haber peşinde koşan emekçilere saldırınca, şike-teşvik-çete sonlanacak mı?

Hesap soracaksanız, siktirip gidin önce başkanınıza, sonra her ağzını açtığında hukuktan söz eden hukukçu yöneticinize, ardından da bu işlerin ayakçılığını yapan diğer yöneticinize hesap sorun.

Nedir lan bu! Ülkedeki bütün suçlular, işi gücü bırakıp basına saldırıyor. Üç tanesinin götüne vizörü, ikisinin götüne de mikrofonu sokacaksın, kameranın arkasındaki Anton Bauer'i ikisinin kafasında patlatacaksın, bak bakalım bir daha bir kişi yeltenebiliyor mu?

Bir açıdan hata basında. Şikâyetçi olacaksın bu orospu çocuklarından, mahkemeye vereceksin, bıkmadan usanmadan takipçisi olacaksın. Sokaktaki çocuk bile artık basına saldırmayı marifet sayıyor.

Vandalların ülkesi burası. Gücü yeten futbolcuya zorla mukavele imzalatıyor, gücü yeten beğenmediği haber için tüm basına saldırıyor, gücü yeten basını azarlıyor.

Orospunun evlatları, götünüzü dayayıp, sıcacık evlerinizde, bürolarınızda okuduğunuz, izlediğiniz haberleri kim yapıyor lan! Hakkında beğendiğin bir şey oldu mu çak aferini, beğenmedin mi ağızda salya kudurmuş piçler gibi saldır.

Ama bunları kime söylüyorum ki! Futbolcusunun ayağını öpen, ayağına sarılan bir güruh var. Bu şerefsiz, onursuz, haysiyetsiz piçlerin yüzüne tükürsen, 'yarabbi şükür' diye yüzlerini ovuştururlar.

Şeref, haysiyet, onur, gurur. Hah işte, bu pisliklere önce bu kavramları öğreteceksin, sonra laf anlatmaya çalışacaksın.

Önce oturun kendinizi sorgulayın, tabii onu yapabilecek kapasiteniz varsa...

Her şerefsizlik basına saldırıyla geçiştirilecek olsaydı, ülkede bu kadar orospu çocuğu olmazdı.