2 Ocak 2010

Acısı sevdiklerinizden çıksın


Kırıkkale'de birtakım 'hayvanlar' nesli tükenmekte olan 3 Kızıl Şahin vurmuş. Bu güzelim canlılardan biri ölmüş, biri kör olmuş, bir diğerinin de kanadı kırılmış.

"Hayvanlar içinde yaşıyoruz" diyeceğim ama hayvanlara haksızlık edeceğim. Kelime bulamıyorum, bu o.....u çocukluğuna.

Umarım, en sevdiklerinizden çıkar acısı....

Not:
İfade için özür dilerim ama yazmadan da duramazdım.

İngiliz kolonisi valisi Sülo

Yazıyı okumadan önce Süleyman Hurma denen heriften hiç hazzetmediğimi belirtmek isterim. Ona göre okuyun. Yani sevginiz varsa, içten bir bağlılık ve yakınlık duyuyorsanız önceden uyarayım..

Profesyonel olarak kulüp menajerliği yapan bu adam, iki sezondan bu yana "İti ite kırdırmak" taktiğiyle, Kayserispor'un oyuncularını şahane bir biçimde satıyor.

Gökhan Ünal ve Mehmet Topuz transferlerinde görüldüğü üzere, Fenerbahçe-Galatasaray-Beşiktaş-Trabzon kare asından herhangi ikisini eğer fırsat yaratılırsa üçünü, punduna getirebilirse de dördünü, küçükken tıpkı abimle yaptığım gibi adeta yumurtaları birbirine tokuşturuyor.

Elbette ki, çalıştığı Kayserispor'un menfaatlerini ve çıkarlarını en iyi şekilde korumak birincil görevi. Ancak işin bir de hukuki ve insani boyutu var.

Hukuki boyut açısından Haziran ayında mukavelesi sona erecek bir futbolcunun menajeri, Ocak ayından itibaren istediği kulüple, istediği biçimde görüşebilir. Bu Hurma denen zat, işin bu yönünü gayet iyi biliyor. Fakat amaç ne? Amaç yumurta tokuşurmak. Değil mi ama? Ali Turan sözleşmesini bir uzatsa, Mayıs sonu itibariyle şahane bir kızıştırma taktiğiyle bedavaya gidebilecek bir adam normal değerinin kat be kat üstünden satılır.

İşin insani boyutuna geldiğimizde ise, bir futbolcuyu istemediği bir takımda oynatmak ne kadar doğru bir davranış biçimidir. Bu adam senelerdir senin takımında oynuyor, kaptanlığa kadar yükselmiş, emek vermiş. Ve artık oynamak istemiyor. Neden çünkü senin bir yılda verdiğin paranın 3 katını vermiş diğer kulüp (Elbette her şey para değil ancak ne yazık ki böyle de bir gerçek var).

Herhangi bir İngiliz kolonisinde değiliz, bu genç adamlar da köle değil. Sen kimsin de, hukuki açıdan istediği kulüple görüşme hakkı olan bir oyuncuyu, zorla takımda tutmaya kalkarsın? Eleman kendisini İngiliz Valisi zannetmekte muhtemelen.

Hayır, herifçioğlu Avrupa'da transfer nasıl yapılıyor ondan bile haberi yok. Bak Süleymanım, Hurmam. Bu işler genelde Ocak ayında bitiyor. Kulüpler transfer işlerini bizde olduğu gibi Haziran'da halletmiyor. Neden halletmiyor Sülo? Çünkü yumurta kapıya dayandığında cebinden çıkacak para, 2 kat artıyor. Senin gibi uyanıklar 4-5 kat artırıyor, o ayrı.

Yahu, kaldı ki sen maaşlı elemansın. Bugün kavga ettiğin kulüp, yarın öbür gün patronun olur, el pençe vaziyette beklersin. Şark kurnazlığının ne anlamı var?

Ali Turan Galatasaray'a gelir ya da gelmez, iş bu minvalde değil. Belki Kewell da gidecek. Galatasaray menajeri de böyle bir şey yapmaya kalksa, ona da aynı şeyleri söylerim.

Hangi devirde yaşıyorsun İngiliz Süleyman? Kölen mi sandın lan herkesi? Sen şimdi halledemezsen bu işi, yazın yaptığın gibi Ülkü Ocakları Başkanı'nı filan devreye sokar, bir odaya kapatır Ali Turan'ı; 'ikna' turlarına başlarsın.

Sana bir dörtlük yazardım, kafiyesi hoş ama şimdi ortaokul moduna dönmeyeyim. Neyse transfer işi nasıl bitecek bilmiyorum ama bu iş bitiminde sana mektup yollayacağım. Dörtlüğü oradan okursun.

Not: Bora-MAN yorum yazdıktan sonra okudum ben de. Yücel Şahin denen embesil yaptığı sözlerine "Dalga geçtim" şeklinde açıklık getirmiş. Bu gerizekâlıya küfretmek istemiyorum (Evet, içimden ettim). Ama burası Türkiye işte, bunlar da angut yönetici modeli. Bu açıklamayla tüm Türkiye tanımış oldu kendisini. Aziz Nesin'in yüzde 60'lık oranını yukarılara çekmek için çaba veriyorlar. Lan Yücel, bu transfer işi bitsin sana da mektup yollayacağım. İçindekileri en uygun yerine sokarsın.