
"Kasap yağı bol bulunca taşaklarına sürermiş" gibi güzel mi güzel atasözünü ilk annemden duymuştum. Favorilerimden biridir, o yüzden.
Bursa'da bir otel bu söze denk düşen bir uygulamaya başlamış. Restoranındaki yemekleri artık 24 ayar saf altınla bezemeye başlamışlar.
Yemekler arasında altın parçacıklı badem çorbası, krep yaprağında altın somon, patlıcan yatağında altın soslu bonfile ve altın tozlu çikolatalı sufle, altın peynir tabağı, üç renkli altın tortellini, altın ıspanak yatağında levrek ve altın browni varmış.
Orospu çocukları, millet karnını doyuramıyor, bunlar altından menü yapıyor. Hakikaten, birtakım iğrenç Arap ülkelerine dönmeye başladık. Gösterişin, şatafatın bini bin para.
Otun bokun en büyüğünü yapıp Guinness'e girmeye çalışılıyor; sokaklarda bir parça ekmeğe muhtaç duyan yüzbinlerce insan varken, altından yemek yapılıyor.
Birkaç tane yavşak, sağa-sola altın kaplı yemekler yediğini anlatacak ya, aman eksik olmasın, hemen altın kaplı, altın soslu yemekler yapalım diye düşündüler herhalde.
Bir tane doğru düzgün bir şey yapılsın ülkede dişimi kıracağım. Her yanımızdan gösteriş, sonradan görmeliğin verdiği iğrenç bir küstahlık akıyor.
Altın kaplı yemekmiş. Hazırlayanın, yiyenin geçmişinden geleceğine yol yapıp sikmek lazım.
bss yorum: Altın tozuna bulanmış at y.rr..ı verseler onuda yer bu şerefsizler ama tutup fakire fukaraya 1 kuruş verip de sevindirmezler.
Dayanamadım yorum çok güzeldi, yazının içine koyayım dedim.