21 Aralık 2010

Kasap yağı bol bulunca



"Kasap yağı bol bulunca taşaklarına sürermiş" gibi güzel mi güzel atasözünü ilk annemden duymuştum. Favorilerimden biridir, o yüzden.

Bursa'da bir otel bu söze denk düşen bir uygulamaya başlamış. Restoranındaki yemekleri artık 24 ayar saf altınla bezemeye başlamışlar.

Yemekler arasında altın parçacıklı badem çorbası, krep yaprağında altın somon, patlıcan yatağında altın soslu bonfile ve altın tozlu çikolatalı sufle, altın peynir tabağı, üç renkli altın tortellini, altın ıspanak yatağında levrek ve altın browni varmış.

Orospu çocukları, millet karnını doyuramıyor, bunlar altından menü yapıyor. Hakikaten, birtakım iğrenç Arap ülkelerine dönmeye başladık. Gösterişin, şatafatın bini bin para.

Otun bokun en büyüğünü yapıp Guinness'e girmeye çalışılıyor; sokaklarda bir parça ekmeğe muhtaç duyan yüzbinlerce insan varken, altından yemek yapılıyor.

Birkaç tane yavşak, sağa-sola altın kaplı yemekler yediğini anlatacak ya, aman eksik olmasın, hemen altın kaplı, altın soslu yemekler yapalım diye düşündüler herhalde.

Bir tane doğru düzgün bir şey yapılsın ülkede dişimi kıracağım. Her yanımızdan gösteriş, sonradan görmeliğin verdiği iğrenç bir küstahlık akıyor.

Altın kaplı yemekmiş. Hazırlayanın, yiyenin geçmişinden geleceğine yol yapıp sikmek lazım.

bss yorum: Altın tozuna bulanmış at y.rr..ı verseler onuda yer bu şerefsizler ama tutup fakire fukaraya 1 kuruş verip de sevindirmezler.

Dayanamadım yorum çok güzeldi, yazının içine koyayım dedim.

Helal 'Ulan' Arda


Yarın konuşuruz, tartışırız. Daha uzun uzadıya yazarım Aziz Yıldırım ve Arda arasındaki şu diyalogdan söz ediyorum.

Aziz Yıldırım: ULAN, Arda sen de mi buradasın.
Arda Turan: Açılışlardayım artık Başkanım, futbolu bıraktım.


Arda için idam sehpaları kurulmuştur ya da kurulacaktır. Arda hakkındaki fikirlerimi az-çok biliyor insanlar. Ne yazık ki, çok büyük bir sempati ile bakamıyorum eskisi gibi. Fakat şu diyalogdan çıkardığım sonuç; Arda ile Aziz Yıldırım arasındaki terbiye farkıdır.

İşte bu yüzden, Galatasaray isterse küme düşsün, sarı-kırmızı sevdanın gönül vereniyim.

Uzun zaman sonra ilk kez "Helal olsun Arda" cümlesi ağzımdan çıkıverdi.

Umarım Arda bu hareket ile kurban edilmez -ki, Galatasaray'dan gönderilmesi taraftarıyım-.

Herkes nasıl bakar bu olaya bilmiyorum ama benim bakış açımda koskoca Fenerbahçe Kulübü Başkanı'nın "Ulan", hitabına "Başkanım" diye yanıt vermesini Galatasaray terbiyesine bağlıyorum.

Ortadaki terbiyesizlik Arda'ya ait değildir. Tam tersi, tam da bir kaptana yakışacak şekilde davranmıştır.

Haa, şu olay dışında Arda eleştirilmez mi? Hem de fazlasıyla ama bu diyalogdan Arda'yı asarsak, "Ulan" hitabını kendine yakıştıranların seviyesine düşmüş oluruz.

Helal lan Arda! Kedi olalı fare tuttun. Belki de, ilk kez kolundaki o kaptanlık bandının gereğini yerine getirdin.

Bu arada şu anki tartışma ile alevlendirilecek tartışma işin hikâyesi. Alex'in son demleri, Arda'ya yer yapılmaya çalışılıyor. Ama bizimkilerde onu anlayacak beyin yok, o ayrı.