1 Ağustos 2010

Fatma Nine'ye dert yanışlarım


Fatma Ninem, sen şimdi giymişsin ya şu sarı-kırmızı sahte formayı, bana o bile güzel geliyor senin üstünde.

Soğuttular be ninem, beni bu takımdan. Artık eskisi gibi benimsiyemiyorum bu takımı.

Geçen gün maçına gittim, tribünlere baktım. Değişmiş her şey. Futbolcusuna küfreden mi istersin, daha ilk hatasında anasına söven mi dersin, daha maç bitmeden tribünleri terk eden mi dersin? Ne kadar musibet ararsan vardı.

İn sahaya Fatma Ninem, sahada arkadaşına pas vermeyen, arkasından el kol hareketi yapan, küfür sallayan... Bir dolu musibet de saha ortasında.

Ben böyle sevmemiştim bu takımı. Futbolcusu gelen yabancıyı sahada asimile etmeye çalışmazdı. Didier Six vardı mesela, biz onu üç günde Dündar Siz yapmıştık. İlk maçında Beşiktaş'a golünü atmıştı, şahane de futbol oynamıştı. Ama o zaman Sabri yoktu sahada.

Ben çocukken Fatma Ninem, hiç şampiyonluk görmemiştim ama yine de çok seviyordum Galatasaray'ı. Galatasaray'ın renklerinden ötürü Vietnam'ı sevdim, Çin'i sevdim, Sovyetler Birliği'ni sevdim. Galatasaray bana, farkında bile olmadan çok şeyi sevdirdi Fatma Ninem.

Şimdi bakıyorum artık sevdiğim bir şey kalmamaya başladı. Taraftarı, o sevmediğimiz takımın taraftarı gibi olmaya başladı. Transferle yatıp kalkan, bu kulübün değerlerine aldırış etmeyen, bir forma aldığı için kendini her şeyin üstünde gören, maçlara ayık gelmeyen, futbolcusu gol attığında isminin duyulmaması için bambaşka tezahüratlar yapan insanlar oldular.

Adnan Polat diye biri başkan Fatma Ninem. Her hareketinden popülizm kokuyor. Yanında eskiden beri yine ismi Adnan olan biri var. Senelerdir niye bu takımda diye düşünüyorum. Kulübe aldırdığı adamlardan komisyon alıyor deniyor, hem 80 bin dolar maaşı varken bunu yapıyor diyorlar onun için. Hakkında şike dosyası bile vardı. Sen de benim gibi düşünüyorsun değil mi Fatma Nine, ne işi var bu adamın Galatasaray kulübünde.

Bir de bizim eski futbolcularımız var Fatma Nine. Galatasaray'ın ayağı her tökezlediğinde ortaya çıkıyorlar. "Biz söylemiştik, böyle olmaz" diye konuşuyorlar. Aslında konuşamıyorlar da, öyle safra gibiler. İstiyorlar ki, bugüne dek milyonlarca dolar kazandıkları ve bugün hâlâ Galatasaray sayesinde para kazandıkları yerde hep kendileri olsun, adım atılırken bile onlara sorulsun istiyorlar. Kendilerini Metin Oktay'dan Gündüz Kılıç'dan üstün tutacaklar neredeyse.

Çok dertliyim be Fatma Nine. Bu kadar sevdiğim bir kulüpten, bu denli soğumak, kendini sorgulamak insana acayip geliyor.

Biz şimdi ne yapacağız Fatma Nine? Başka Galatasaray yok ki? Kendimizi neyle teselli edeceğiz?

Şampiyon olmasak da, asil tavrımızı özledim, ota-boka konuşmayan Cüneyt Tanman gibi eski futbolcuları özledim. Şikeye, üç kâğıda karışmayan, üç kuruşluk futbolcular için bin takla atmayan yöneticileri özledim. Masaya yumruğunu vurdu mu, herkesi titreten başkanları özledim.

Aslında daha çok yazacak şeyim var ama seni daha fazla üzmek istemiyorum Fatma Ninem. Çünkü konuştukça daha fazla soğuyorum Galatasaray'dan.