20 Ekim 2011

10 harekâtta ne değişmiş bir bakalım






















Çözüm silah mı? Şimdi yeniden cevap verin...

Beklemeden çarpıyı basıverin kapıma


Savaş çağrıları yerini buldu. Kuzey Irak'a yaklaşık 20 bin askerle kara harekâtı başlatıldı.

Kan isteyenlerin dileklerin yerine geliyor. Kaç tane harekât gerçekleştirildi Kuzey Irak'a? 1, 2, 3, 4. Ne elde edildi bugüne kadar? Koca bir hiç.

Harekât denilen şeyler, toplumdaki infiali susturmak, tepkiler dindirmekten başka bir şey değil. Tabii beraberinde akan kanla birlikte.

Yarın gazetelerde, faşist gururları okşayacak manşetleri okuyacaksınız. Bir önceki harekâtta Hürriyet "Karakışta Güneş Doğdu", Sabah "Yastan Cepheye", Vatan "Şehitlerin İntikamı" diye, o gururları parlatmaya çalışmıştı.

Televizyonlarda emekli askerler, strateji uzmanları (ne demekse) harekâtın zamanlamasını, nasıl yapılması gerektiğini anlatacak. Ölüme yol gösterecekler, uzman sıfatıyla.

Askerler vatanı için ölecek, teröristler etkisiz hale getirilecek.

Birileri oturduğu yerden, göğüslerini kabartacak, 24 askerin ölümünün intikamının alındığını keyifler izleyecek televizyonlardaki haberlerden. Ertesi gün gazeteyi iştahla açacak.

Artık o kadar insanlıktan çıktık ki, gazetede bir kadının ölümü gösterilince ayağa kalkan insanlar, "Neden teröristlerin leşi gösterilmiyor?" diye feryat figan ediyor.

Üç-beş 'leş' görünce vücudunda boşalma hissi yaşayacak milyonlarla birlikte aynı hava teneffüs ediyoruz.

"Burası TÜRKİYE, seven kalacak. Sevmeyen, başka dil konuşan, elinde bu devlete karşı silah doğrultan herkes ya ÖLECEK ya da SİKTİR OLUP GİDECEK" diyenlerin sayısı azımsanmayacak kadar çok. Birlikte yaşamaktan anladıkları şey, başkalarının kendileri gibi düşünmesi, kendi gibi yaşaması.

Eğer bunlar gibi düşünmezsen, onlar gibi yaşamazsan, onlar gibi konuşmazsan siktirip gitmek zorundasın ya da ölüme razı olacaksın. Üstelik bu sanki çok normalmiş gibi düşünüyorlar.

Başka türlü yazınca niyet sorgulanıyor. "Kötü niyetlisin" diyerek, mimliyorlar seni. Maraş'ta, Çorum'da insanların evlerine böyle çarpı atıldı işte.

Yaşam hakkını savunmak, savaş istememek kötü niyetse, evet kötü niyetliyim. Hatta niyetim dehşet kötü. Bu ülkenin topraklarında ölümlerin yaşanmasını istemiyorum çünkü. Alın elinize sprey boyaları, fırçaları, basın çarpıyı kapıya.

Türk askerinin ölümü için zafer çığlığı atanlarla, bir 'terörist'in ölümüne aynı tepkiyi verecek insanlar arasında sıkışmış durumdayız.

Kan seviyoruz, ölüm seviyoruz, şiddet bağımlısıyız. Herkes kendisiyle yüzleşsin, aynaya baksın. Sokakta, okulda, evde, işyerinde v.s. v.s. toplumun her yerinde şiddetle iç içeyiz. Açın yarın gazeteleri, kaç tane haber göreceksiniz, şiddet içerikli? Tesadüf mü sizce?

Vatan yerine insanların sağ olduğu bir ülkede yaşamak istiyorum.

Size iyi kan banyoları, ben kötü niyetimle baş başa kalmak istiyorum.