15 Kasım 2009

Abdi İpekçi'de dinamiti patlatan iki kişi


Galatasaray-Fenerbahçe (var olan sponsorları ne seviyorum ne de benimsiyorum. ülker firması sadece midemi bulandırıyor o yüzden de benim için bu takımlar Galatasaray ve Fenerbahçe'dir) basketbol maçı, bir basketbol maçı özelinde zaman zaman oyun kalitesi sorunu çekse de, her iki takımın gösterdiği çaba, performans açısından gerçekten de harikaydı.

Galatasaray'ı bu yıl ikinci izleyişim, Fenerbahçe'yi de, Euroleague maçlarında izledim. Galatasaray geçen yola oranda daha genç, Fenerbahçe ise kalite kaybetmiş gibi göründü. Ancak hemen herkesin üzerinde uzlaşacağı üzere, sokakta 3'er çocuk görsek üstlerinde sarı-kırmızı ve sarı-lacivert forma giyen, oturup izlemeye koyuluruz; sadece renkler için ve kendimizi o maçın içine koyveririz. Bu açıdan bu iki takımın adının ve renklerinin her geçtiği yer, insanın kanını kaynatmaya yetiyor.

Maç için söylenebilecek şey; hangi takım kaybetse yazık olurdu. Kaybeden Fenerbahçe oldu, onlar kazansaydı Galatasaray'a yazık olurdu.

Maçın içinde özellikle üçüncü periyotta başlayan tansiyon yükselmesi, normal sürenin sonu ile tavan yaptı. Üstte fotoğraflarını gördüğünüz sarışın kadın ve yanında eşi olduğunu düşündüğüm kişi, harikulade bir basketbol mücadelesinin ortasına bombayı koyup çekip gitti. (Baştan belirteyim hiçbir tahrik, çıkan olayları aklayamaz)

Şimdi normal kural neydi 4 yıldan beri bu iki takım arasındaki maçlarda? Rakip taraftar maçlara gelemez -kararı savunmuyorum, son derece yanlış.- Önce maçın başında küçük bir çocuğun üstündeki Fenerbahçe forması ile, çıkabilecek olası olaylarda kendince minik çocuk edebiyatı yapılarak olayı haklı konumuna getirme çabası yaşında Abdi İpekçi'de. Daha sonra ise Fenerbahçe bench'i arkasındaki bu fotoğraflarda görülen iki şahsın orada bulunması.

Şimdiiiiii.......

1- Bu iki kişinin orada bulunmaması gerekirdi.
2- Bu iki kişiden kadın dediğim kişinin orta parmağını gayet güzel bir biçimde tribünlere dönerek göstermemesi gerekirdi.
3- Bu sarışın bayanın tribünlere ana-avrat-sülale küfür etmemesi gerekirdi.
4- Buram buram provokasyon kokan bu işin sorumlularının bir an önce ortaya çıkartılması gerekir.
5- Salonda sahaya dalan üç-beş gerizekâlıya gereken ceza verilmeli.

Hal böyleyken, hafızama direkt olarak Fenerbahçe-Efes Pilsen serisinin son maçı geldi. Oradaki olanlarala tam olarak örtüşmese de, şiddet sidik yarışı biçiminde bu iki takım arasında gidip geliyor. Bu işin sonunda biri ya da birileri ölecek. Bunu görmemek için aptal olmak lazım. Muhtemelen ölüm ya da ölümler sonrası sahte gözyaşları ve kardeşlik hikâyeleri, saçma sapan özürler dilenecektir.

Bu işin başı, kıçı, sonu ortası bir kenara bırakılıp ciddi önlemler alınması lazım. Bu önlemler, yasaklama gibi en beceriksiz yöntemlerle olmamalı. Sonuç alınabilecek işler yapılmalı. Herkes çok iyi biliyor ki, bu maçın rövanşında da benzer şeyler yaşanacak. Sayısal üstünlüğü olan, o psikoloji içinde karşısındakini sindirmeye, ezmeye çalışacak, tıpkı bugün olduğu gibi.

Saçma sapan bir kin, nefret var ortada. Bu nefterin sonuçları hiç de hoş olmayacak, bağıra bağıra da sona doğru geliyoruz. Ama tekrar ediyorum, bu sarışın kadın ve yanındaki şahıs nasıl ve ne şekilde oraya girebilmiştir ve bu iki şahıs hakkında işlem yapılacak mı? Çünkü olayların bütün sorumlusu bu iki kişidir. Ne yazık ki, motor kılıklı bu sarışın kadının orta parmağını tribünlere gösterdiği fotoğraf karelenememiş, o zaman daha iyi anlaşılacaktır, canım maçı nasıl ve ne şekilde mundar ettiği.

Unutmadan, bu son karedeki baba, kızlarını Kinsey'in tekme ve yumruklarından korumuştur. Bunu da eklemek lazım....

Güle güle

Lugano'nun golü, Elano'nun asisti