
Evet, birtakım romantik hayaller kurulsa da, "çeşitli renkleri içinde barındıran bir ülkeyiz" söylemleri söylenedursa da, bu toplum çok net biçimde ayrışmıştır.
Bugün çok ufak bir azınlık dışında kimse, birarada yaşamaktan söz edemez. Artık birarada yaşamak ütopya haline dönmüştür. Evet, birlikte yaşıyoruz ama zorunluluktan yaşıyoruz. Toplumun birçok katmanında birbirinin boğazını sıkacak insanlar durumuna geldik.
Dikkat edin, sokakta, otobüste, minibüste etrafınıza iyi bakın. Artık herkes birbirine şüpheli gözlerle bakıyor.

Acıyı paylaşmak, birlikte gözyaşı dökmek önemlidir, benim açımdan. Geldiğimiz noktada artık bunları paylaşamıyoruz. Birbirimize nefretle bakıyoruz, içten içe kin besliyoruz.
Ben ümitvar değilim birlikte yaşayabilme noktasında. Keskin ve belirgin noktalarda ayrıştırıldı bu toplum. Şu an birlikte yaşadığımıza kimse bakmasın, tamamen bir zorunluluk hali, bir mecburiyet durumu. Tehlikeli günler bizi bekliyor. Çok büyük olaylara gebe Türkiye. Kanlı mı olur kansız mı bilmiyorum.
Çok daha fazla fikrim var ancak bu kadarını yazıyorum. Yazmaktan korktuğum için değil. Biraz daha bekleyip görmek gerekir, gerginliğin gideceği noktayı...
Not: Bu blogda ne zaman siyasi çizgide bir yazı yazılsa, sonrasındaki birkaç günde insanlar gelmeye korkuyor gibi bir tavır sergileniyor. Başta da söylediğim gibi burada sadece futbol ya da spor yazısı görmeyeceksiniz. Böyle beklentisi olan arkadaşları, bir daha uğramamaya davet ediyorum. Gölgesinden korkan insanlardan hoşlanmam.