20 Nisan 2010

Öfke hitabet sanatıysa, şiddet ifade biçimidir


Diyarbakır'da uzun süreden bu yana işsiz olması nedeniyle psikolojik tedavi gören 30 yaşındaki Hüsamettin Onat, babası 56 yaşındaki Hikmet Onat ile kardeşi 26 yaşındaki Zülküf Onat’ı tabancayla vurarak öldürdü.

Konya'da bir fabrikada bekçi olarak çalışan 42 yaşındaki Ramazan Çam, kendisini ‘işten çıkartırım’ diyerek uyaran patronu 61 yaşındaki Ali İhsan Yekebaş’ı bıçakladı.

Bursa'nın İznik İlçesi’nde 55 yaşındaki Osman Dikici, ödeyemediği yaklaşık 20 bin liralık kredi kartı borcu yüzünden bunalıma girerek yaşamına son verdi.

Afyon'da evinin bodrumunda kendisini asarak yaşamına son veren DSP Dinar İlçe Başkanı Mücahit Karagöz'ün eşi Emine Karagöz, oto galericiliği yapan eşinin gurur meselesi yüzünden intihar ettiğini öne sürdü.

"Öfke bir hitabet biçimiyse, şiddet bir ifade biçimidir." Günümüz Türkiye'sinin yeni sloganı olmalı.

Bakalım, nerede son bulacak, nereye kadar böyle gidecek. Bugün yumruk, yarın silah, diğer gün ayaklanma, yağmalamaya kadar gider bu iş.

İnsanlar aç, insanların uçan kuşa borcu var, insanlar çaresizliğin sınırını çoktan aştılar.

Tartıştığımız şeylerse diktatoryaya geçelim mi geçmeyelim mi noktasında. Tayyip Ağa, başbakanlıktan sıkıldı ülkenin tek sahibi olmak istiyor, başkanlık sistemiyle. Yetmiyor, yetmiyor, yetmiyor. Bu halkın gırtlağından geçmesi gereken lokmalar, toplu halde büyük lokma halinde birilerinin gırtlağından ve zengin mutfağından geçiyor.

Varacağı son noktayı dehşetle merak ediyorum.

Darius, Rancik, Neill ve Arda...


Aferin Arda, bu hızla devam et. Bu hızla gideceğin yolculuğun rotası önce Avrupa olur o da ne kadar iyi bir takım olur tartışılır, sonra Türkiye'de çubuklu formayı giyersin. Şanslıysan iki sezon oynarsın.

Sonra Eskişehirspor, Antalyaspor gibi bir takıma gidersin, sezonda bir ya da iki maç çıkartırsan hakkında "Arda dönüyor mu?" diye haberler çıkar. Sen o haberlerin ardından Galatasaray'ı vefasızlıkla suçlarsın.

Sonra Bank Asya'da şampiyonluğa oynamak isteyen, takımı eski yıldızlar ve Süper Lig artıklarıyla dolduran bir ekipte forma giyersin. Sezon ortasında havlu atınca, sen de, futbol yaşantına 28-29 yaşlarında veda edersin. Şanslıysan, bir televizyon ya da gazetede (muhtemelen Fanatik, Fotomaç olur) köşe yazmaya başlarsın.

Bu hızla gideceğin rota budur. Bak ne diyeceğim; çıkıp Galatasaraylılık ruhundan, Galatasaraylılığından dem vuruyorsun ya. Hah işte; Darius Washington ya da Radoslav Rancik kadar Galatasaraylı olsan yeter.

Daha iki ay önce takıma katılan Lucas Neill kadar Galatasaraylı olsan baştacı olursun.

"Nedir bu adamların ortak özelliği?", işlerine olan saygıları, yaptıkları işi ciddiye almaları. Kimse, senden taraftar olmanı beklemiyor. İşini yapmanı, işine saygı göstermeni bekliyor.

Unutmadan, Galatasaray kaptanı olduysan, sokak kabadayısı gibi efelenmezsin, parmak sallamazsın kimseye. Ağırlığını başka biçimlerde gösterirsin, kanıtlarsın.

Kendi adıma şampiyonluk beklemiyorum, bu yıl ya da daha sonraki yıllarda. Adam olmanızı, işini yapan bireyler olmanızı bekliyorum. En azından kendi adıma. Başkaları nasıl düşünür bilmem.

İçimin yağları eridi


Ali Elverdi yemek yerken geberip gitmiş. Üstüne yazı filan yazmayacağım, değmez.

Bakan Taner Yıldız'a kroşeyi indirmişler.

Valla senin bakan olduğun ülkenin Başbakanı, her önüne geleni azarlarsa, siyaset diye bir sinir ve psikolojik savaş yürütürse, halk da çıkıp böyle tepkiler vermeye başlar.

Alışık olmaları lazım, bunlerin bulunduğu Meclis'te bolca yumruklaşma yaşanıyor, halktan biri vurunca niye yadırgıyoruz ki? Ya da milletvekili yumruklar, yurttaş yumruk atamaz mı?

Daha bunlar iyi günler, belirteyim. Sokakta tansiyon yükseliyor fazlasıyla.

İnsanlar, aç, umutsuz, çaresiz, yoksul.... Bu insanların sadece bir yumrukla yetinmesine oturup dua edin siz.

Unutmadan geçmeyeyim, Keita'nın da eline sağlık. Geç oldu ama hakkını vermek lazım. Ellerin dert görmesin Kara Kırbacım.

Edit: An itibariyle Arda, antrenmanda kendisine "Adam mısın sen?" diyen Caner'in dudağını patlatmış.

Arda gidecek kendine yol arıyor, Caner'i geldiğinden beri sevmedim, suratında meymenet yok. Benim üç harfle andığım tiplerden biridir. İkisini de, seneye takımda görmezsem hiç mi hiç üzülmem, hatta çok sevinirim.

Ulan hakikaten adam değilsiniz alayınız. Cebinizde sinemaya gidecek para yokken sinema kapatırsınız, dolmuşa verecek paranız yokken 5 tane araba alırsanız böyle bir anda dağılırsınız.