
Yine protesto yine polis dayağı. ODTÜ'lü öğrenciler AK Parti binasına yürümek istedi ama polis biber gazları ve tazyikli sularla öğrencilerin karşısına dikildi.
Aslında haber tamamen bundan ibaret. Ama Anadolu Ajansı haberi aynen şu şekilde geçti:
Polisin üniversitelere müdahalesini protesto etmek için Ak Parti Genel Merkezi'ne yürümek isteyen öğrenciler, polise taş ve sopalarla saldırdı.
Polis barikatını aşmak isteyen öğrencilerin taş ve sopalarla saldırması üzerine polis ekipleri tazyikli suyla müdahalede bulundu. Polis, taş atmaya devam eden öğrencilere biber gazı sıktı. Dağılarak kampüse kaçan öğrenciler, tekrar toplanarak polis noktasına doğru yürüyüşe geçti. Öğrenciler, burada da polise taş ve sopalı saldırılarını sürdürdü. Polisin tazyikli su ve biber gazıyla müdahalesi de devam etti.Devletin tüm kurumlarının aynasıdır Anadolu Ajansı. Daha fazla üstüne cümle kurmak istemiyorum. Çünkü artık mide bulandırır noktaya geldiler.
Bu ülke
"İleri demokrasiye" geçti, başbakana bakılırsa. İleri demokrasi gereğince her geçen gün polis sayısı artırılıyor. Polis her öğrenci eylemine bir öncekinden daha fazla şiddet göstererek bastırıyor.
Yürümek yasak, protesto hakkı yasak, işçinin sokağa çıkması yasak, memurun hakkını araması yasak. Yasaklarla örülü bir ülke. Ama kime yasak?
Mavi Marmara için binlerce kişi karşılama töreni yapmak isterse onlara yasak değil. Çünkü onlar
'şehitlerini' karşılıyor.
Ama iş öğrenciye geldi mi her şey farklılaşıveriyor. Polis tekmelerle bebek düşünüyor, öğrenciler
terörist oluyor.
Memur Torba Yasa protestosu için sokağa çıkıyor, karşılarında binlerce polis buluyor.
İğrenç bir faşizmle yoğruluyoruz. Ülke türban sarmalından çıkmışken, şimdi herkesin elinde
ikidillilik var. Seçime kadar tartışacağımız bir konumuz daha oluverdi.
Pinpon topuyla enflasyon hesaplanıyor, insanların maaşlarına zam yapmamak için ülkede eksi enflasyon çıkartılıyor ama biz tabelada Kürtçe yazılmış mı yazılmamış mı onu tartışıyoruz.
Birkaç arkadaş
"Bu konuda niye yorum yapmıyorsun?" diye sormuştu. Fikirlerim bellidir, isteyen kızsın, isteyen sinirlensin ama
Ulusların Kaderlerini Tayın Hakkı'nı savunuyorum. Bir ülkenin bölünmez olduğunu kabul etmiyorum. Bunu kabul edersek, tarihi sırtımızı dönmüş oluruz. O zaman oturalım Osmanlı'nın topraklarını geri kazanmaya çalışalım. Eğer Kürtler kendilerini yönetmek istiyorsa, bunu yapabileceklerini düşünüyorlarsa, tabii ki yapabilirler.
Bu ülkede insanlar intihar ederken, milyonlarca kişi işsizken, sokaklardan yoğun bir faşizm ve polis devleti kokusu gelirken, konuşacağımız konunun ikidillilik olduğunu düşünmüyorum. Konuşmak isteyen, buyursun konuşsun. Eğer açlığı, yokluğa, yoksulluğa çare olacağını düşünüyorsanız, siz de tartışmaya devam edin.
Bu arada ODTÜ'lü arkadaşlara tekrardan teşekkürler. Eyleme Hacettepe ve Anhkara Üniversiteleri'nden de katılım olmuş. O yüzden eyleme katılan tüm öğrenci arkadaşlara helal olsun diyelim.

