




Bu fotoğrafların çekildiği ülke "Müslüman'ın soykırım yapmadığı" yer olan Sudan'dan. Tamamı yeni fotoğraflardan oluşuyor. Yani öyle 3-5 yıllık değil.
Nüfusunun yüzde 95'i Müslüman. Lideri Ömer El Beşir, faşist cunta liderlerinden biri. Hayatı 'darbe'lerle geçmiş nev-i şahsına münhasır bir kişi. Son 30 yılda yapılmış 3 darbede de imzası var.
Cinayet, toplu infaz, işkence, tecavüz ve zorla uzaklaştırma, kasten masum sivillere yönelik saldırı emri vermek ve yağma yapmak gibi pek çok eylemin emredicisi ve uygulayıcısı.
Konunun nereye geleceğini az-çok tahmin edeceksiniz. O yüzden iyisi mi şimdiden okumayı kesin.
Mavi Marmara ve devamında yaşananlar içinde gariplikler taşıyor. Geminin satılması, bayrağının değiştirilmesi, yeni gemi alarak Gazze'ye ikinci bir sefer düzenlenmesi v.s. v.s.
Vakfın işlevi nedir, bugüne kadar olan yardımları kimlere, yöneticileri kimlerdir, kuruluş amacı nedir; bunların hepsi tartışılacak şeyler. İsteyen tartışmasın ama ben tartışmaya açık olduğunu düşünüyorum.
Mesela bu vakıf, neden Sudan'a gitmez? Neden Müslüman olmayanlara karşı uygulanan ambargoya karşı koymaz? Neden İHH, Sudan'a bir gemi göndermez? İHH neden, Ömer El Beşir'in Sudan'da yüzde 5 nüfusa sahip Hıristiyanlara ve yerel direnişçi kabilelere uygulanan asimilasyon politikalarına karşı koymaz?
Koymaz? Neden? Çünkü "Müslüman soykırım yapmaz" değil mi? Müslüman yapsa yapsa 'cihad' adı altında adam öldürüp cinayet işler değil mi? Müslüman adam öldürdüğü zaman bunun adı 'cihad'dır. Müslüman karıncayı bile incitmez değil mi?
Şunun adını bir koyalım önce. İHH'nin, onlar gibi düşünenlerin, destekçilerinin; ezilmişler, soykırıma uğrayan ama Müslüman olmayanlarla işi gücü yok.
Salt dini kimliği nedeniyle birilerine yardım eden, sadece Müslüman olduğu için yardım eli uzatan kimseye saygı duymamı beklenmesin benden.
Ne yani, biz yardımı; dini, dili, ırkı, cinsiyeti ayırt ederek mi yapacağız? Yardım mı oluyor bu? Ya da nasıl bir yardım anlayışıdır bu?
Kimse kusura bakmasın; ama bu zihniyette kim var kim yoksa siktirsin gitsin!
İki günden bu yana bir şehit edebiyatı almış başına gidiyor. Kim veriyor bu payeyi? Tanrı adına kendilerini mi ödüllendiriyor bu insanlar, yoksa bu görev vahiy mi edilmişti daha önce kendilerine?
Bu ülkede bok yedirilen, babasının götünden çıkartılıp oğlunun ağzına sokulan copa ses çıkartmayanlar, anne olma hakları işkencehanelerde alınmış kadınlara gözyaşı dökmeyenler, Gazze için ağlayacak, yardım gemileri gönderecek. Hadi yaaa...
Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hüseyin İnan, Cihan Alptekin, FKÖ'ye (Filistin Halk Kurtuluş Örgütü) katıldığında 'terörist' yaftasını yapıştıran bu zihniyet değil mi? İdamlarında tabureye tekme atmak isteyenler, o günün Müslümanları değil mi? Konjonktür değişince mi birdenbire demokrat kesildi herkes?
Hakikaten siktirip gidin!
Bugün bu ülke topraklarında ölen Kürt'e-Türk'e, Sudan'daki direnişçiye, Filistin'de abluka altındaki insanlara, faşistlerin, oligarşik elitlerin hepsine ses çıkartabiliyor musun? Çıkartamıyorsun değil mi? İşte o yüzden siktirip gidin.
Herkes ortadaki rantın peşinde. İnsanlık, yardım kimsenin umrunda değil. Birileri dünya coğrafyasında radikal dincilik pompalıyor. Musevi, Hıristiyan ya da Müslüman fark etmiyor. Herkes kendine payendeler arıyor.
Siktiğimin dünyasında Çeçenistan veya Filistin'den başka ezilen halk mı yok? İstanbul'un göbeğinde ezilen, itilen, binlerce insanı bir çırpıda görebilecekken, nedir bu dini hassasiyet.
İsteyen istediğine yardım etsin ama bunu mazlum edebiyatına çevirmekten vazgeçsin. Bu dünyada sadece Müslümanlar yok.