25 Şubat 2010

Platini senden nefret ediyorum



Maçtan geldim, sinirim biraz geçti madde madde yazayım.

1- Aleni ve açık bir biçimde hakem engelini aşamadık. Gianluca Rocchi denen (..... Bu nokta noktaları siz doldurun artık) herif bütün bir maç boyunca, ne kadar ters karar verilmesi gerekiyorsa verdi. Bir hakem tiplemesinden çok korkarım. O da, görmediğini veren hakemdir. Sağolsun Rocchi denen bu herif, neyi görmediyse gayet cesur bir biçimde verdi. Ama gel gör ki, Caner'in pozisyonunu göremedi. Ben tam kapalının diğer köşesinden gördüm, bu herif göremedi.

Hadi o göremedi, müthiş futbol uzmanı Platini'nin yürürlüğe soktuğu 5 hakem uygulamasında arkada duran herif göremedi mi? Demek ki göremedi. "Hakemdir hata yapar" lafına uyuz olurum. Normal hayatta, iş yerinde yap bakalım 3 hata seni tutuyorlar mı o işte. İtalyan-İspanyol işbirliği oldu, tur uçtu gitti.

2- Simao'nun attığı ilk golde, top bizde, Leo Franco aut atışı kullanıyor, top taca çıkıyor. O taç dönüyor, şak diye kaleye giriyor. Leo Franco hakkında daha fazla yorum yapmayacağım. Sezonun ortası itibariyle kendisi hakkında olumsuz görüşlerimi açık açık sundum, değişeceğini sanmıyorum.

3- Yenilen ikinci gol. Servetim, güzelim geri geri giden kaç tane defans oyuncusu gördün. Ceza alanı içindesin artık. Hamleni yaparsın, ya kaçırırsın ya da tutarsın. Yok ama bizimki öyle değil. Daha ne kadar geri geri gidebilirsin ki ceza sahası içinde. Kaleye gireceksin haberin yok.

4- Hakem dedik, Servet dedik, Leo Franco dedik ama hakkını da vermek gerekir; Atletico Madrid, Galatasaray'dan çok daha iyi oynadı. Özellikle ikinci yarının başlamasıyla yarı sahaya yerleştiler ve ne yazık ki, Elano'nun da çıkmasıyla topu ayağımızda tutamadık. Bahane ararsak, çok buluruz. Biraz aynaya bakmak lazım. Devre arası yapılan transferlerde Baros'suz kalacağını bile bile ve üstelik "Ben gerekirse Dos Santos'u forvet oynatırım" demişken, ya Dos Santos'u oynatacaksın forvette (ki oynayabilecek güçte değil) ya da yollayamayacaksın elindeki golcüyü.

"Nonda olsa turu atlardık" gibi bir şey söylemiyorum ama Arda denen adama da yazık. İki tane stoperin arasında imanı gevredi çocuğun bütün bir maç. (Üstelik sadaece bu maçma sınırlı değil)

5- Her şeye rağmen Galatasaray, forvetsiz de olsa, bazı hatalar yapmış olsa da şampiyonluk yarışında son viraja girilmek üzere. Şampiyonluk mu beklentim. Elbette ki, ancak olmazsa da dünya yerinden oynamaz. Geçen yıl UEFA'dan stopersizlikten elenilmişti, bu yıl biraz forvetsizlikten, seneye orta saha olmaz diye umut ediyorum.

Sabredeceğiz ve bu takımda sistemin oturmasını bekleyeceğiz. Rijkaard, hata yapmıyor mu? Tabii ki yapıyor, yaptı, yapacak da. Dünya üstünde olmayan adamı aramak gibi bir aptallığı yapmanın anlamı yok. O yüzden Her ne olursa olsun, kuyruğu dik tutup meyvelerin toplanmasını bekleyeceğiz. Bu yıl, bir sonraki ya da öteki sene.

Biliyorum Türkiye koşullarında imkânsızı istiyorum ama istiyorum işte. Bugüne dek, her yıl kadro değiştirmek, teknik patron değiştirmekle ele ne geçti onu düşünmek lazım.

6- Antalya maçına gittim elendik, Atletico Madrid maçına gittim elendik. Benden bu kadar artık. Fenerbahçe maçına kadar evde oturup izlemeye devam edeceğim. Kendimden şüphe etmeye başladım artık.

7- Kimse üzülmesin, doğru yoldayız. Hata da olsa, eksik de olsa doğru yoldayız yeter ki, doğru yolda olduğumuzun bilincinde olalım.

8- Futbolculuğunu çok sevmeme karşın Michel Platini denen adamdan nefret etmeye başladım. Alsın 5 hakemi evinde alem yapsın. Bir ona, bir diğerine versin. Çünkü başka bir işe yaramıyorlar. En azından Michel Platini'yi tatmin etmiş olurlar. Öyle olmadı mı?


Unuttuğum için kusura bakmasın tüm emeği geçenler. Gecenin en güzel görüntülerinden biriydi, cidden harikuladeydi.

Son not: Caner'i bütün bir ömrü boyunca Atletico Madrid maçlarındaki hataları ile hatırlayacağız, sanırım. Olsun, insanız, hata yapıyoruz. Hakem Rocchi dışında herkes insandı.

Maça kadar okuyun


Akşam maçtayım, o zamana kadar size bir yazı önereceğim. Blog ilk açıldığında yazılmıştı, pek okuyan olmamıştır muhtemelen o zaman. Ehh şimdi sayı biraz daha arttı haliyle. Cidden ilginç bir insan hikâyesi. İlk porno aktristinin hayatı. Acayip ilgiç gelmişti okuyunca, kaleme almak şart olmuştu. Buyrunuz...

Derin gırtlaktan feminizme uzanan yol

Maç mı? Zor. Her ikisi de. Yani Lille ve Atletico Madrid maçları. Herkesin gönlüne göre olsun.

Maziden bir hatıra