4 Kasım 2009

Blogda hatun fotosu vaziyeti


En baştan belirteyim, kimseyi hedef almış bir post değildir bu. Ancak ne zamandır aklımdaydı, el atmak istedim.

Blogger'ların hakim görüşü gazetelerden daha kaliteli iş çıkardıkları ve daha farklı oldukları yönünde -ki bazı konularda haklılar.-

Fakat şöyle bir iyice göz geçirince, aslında çok farkı olmadığını düşünüyorum. Bunun için en yakın örnek, bloglara 'hatun' fotoğraflarının konması. Evet, kabul ediyorum ki, Bu toplumun tüm duyargaları heteroseksist anlayış üstündedir. Sebepleri, nedenleri tarihsel süreçlere uzanıyor bu durumun. Bir türlü kırılamıyor hatta kırılacağı yerde, alttan alta daha da yaygın duruma geliyor. Kırmaz lazım bu hakim görüşü. Empati kurmak bazen işe yarayabilir.

Bir spor bloğunda ne diye hatun fotoğrafı konur, merak içindeyim. Yani amaç nedir, gaye nedir? Gazetelerin bunları neden yaptığını hepimiz biliyoruz; tiraj amaçlı ve yurdumun tüm abazanlarına ulaşma kaygısı. Şimdi düz mantıkla, bloglarda yapılanın da aşağı yukarı benzer sebeplerle yapıldığını düşünmemiz pek de yanlış olmaz.

İyi de, 'Biz farklıyız' diyen insanlar neden bunu yapıyor? Tabii ki, 'Ben böyle yapmıyorum' diyene, sözümüz yok.

Aslında çok kişi birbirinden farklı değil, ne kadar yırtınsa da. Bir dolu blogger'ın bilinçaltında "Ulan bir göze çarpsak da, kapağı medyaya atsak" dediğini az-çok tahmin ediyorum. Bu yüzden doğru yoldasınız, medyanın sizin gibilere ihtiyacı var!

Not: Fotoğraftaki mi? Kendisi 2009 Transeksüel Güzeli Ai Haruna yani hatun değil, yoksa hatun mu? Bilmiyorum ama blogdaki ilk ve son hatunumsu kendisi...

La Liga grev tehdidi altında


2004 yılında yabancı firmaları ve işadamlarını teşvik amacıyla çıkarılan ve ilk olarak David Beckham'ın yararlandığı ve kamuoyunda "Beckham Yasası" olarak adlandırılan yasa şu sıralar çokça tartışılıyor.

Yasa gereği yabancı futbolcular yüzde 24 oranında gelir vergisi öderken, İspanyol futbolcular yüzde 43 oranında ödüyor. Sosyalist hükümet de, mevcut yasanın eşitliği aykırı olduuğunu savunarak, değişikliğe gitmek istiyor.

YA YILDIZLAR KAÇARSA KORKUSU

Profesyonel Futbol Ligi (LFP) başkanı Jose Luis Astiazaran, söz konusu yasanın çıkması durumunda İspanyol futbolunda 100 milyon Euro’luk zarar yaratabileceğini ve Messi, Ronaldo, İbrahimoviç ve Kaka gibi futbolcuların ligden ayrılabileceği uyarısında bulundu.

GREVE GİDERİZ TEHDİDİ

Yeni yasanın çıkması halinde İspanyol futbol liginin, Avrupa’nın diğer önemli ligleri olan İngiltere ve İtalya ile rekabette geri kalacağını savunan Profesyonel Futbol Ligi (LFP,) maçların durdurulup greve bile gidilebileceğini açıkladı.

Futbolu çok da sevsek farketmez, çünkü milyonlarca Euro kazanan futbolcuların sadece vergi düşüklüğü nedeniyle İspanya'dan ayrılacağıa kargalar bile güler. Ayrıca ayrılırsa ayrılsın, nedir yani dünyanın sonu mu?

Şu vergi işine Türkiye'nin de acilen el atması gerekir. Üç kuruş maaşları kırpıla kırpıla kuşa dönen işçiler, emekçiler, memurlar bin takla atarak yaşarken, futbolcuların neredeyse yüzde 10 oranında vergi vermesi kabul edilir bir durum değil.

Şampiyonlar Ligi 4. hafta


Beşiktaş bildik, tanıdık eski dost kıvamında etkisizliğine etkisizlik kattığı bir biçimde Wolfsburg'a 3-0 yenildi. Ancak sürpriz nitelikteki sonuçlar da yok değildi. Manchester United-CSKA Moskova maçı futbol ziyafeti şeklinde geçti.

Öyle haybeden Manchester United olunmuyor. Can çekişen hastaya defiblatörle şok uygular gibi, giden bir maçta 1 puanı kurtardılar.

Atletico Madrid-Chelsea maçı çok ilginç geçti. 5 dakikada buldukları gollerle 2-1'lik üstünlüğü yakalayan İngiliz ekibi, 90. dakikada 1 puana razı olmak zorunda kaldı.

'Eski dost düşman' derler. Kaka yıllarını verdiği San Siro'da paşalar gibi karşılandı, maç da bu mealde 1-1 sonuçlandı.

Marsilya, ilk maçta yenildiği Zürih'ten intikamını çok fena alarak, 6-1 kazandı. Bayern Münih evinde Bordeaux'a 2-0 yenildi. Tahminim odur ki, Val Gaal-Münih nikâhı tez vakitte biter.

Juventus deplasmanda Haifa'yı, yine Porto deplasmanda APOEL Nicosia'yı 1-0 yendi ve gecede daha fazla sürpriz çıkmasına engel oldular.