31 Ocak 2010

Galatasaray kalesine geçmek istiyorum


Denizlispor-Galatasaray maçına gelene kadar güzel bir futbol akşamıydı. Arsenal-Manchester United ve Gana-Mısır maçlarını birlikte izlemeye çalıştım, bir noktadan sonra Premier Lig ağır bastı. Arsenal yenildi, Mısır kupayı kazandı, bu akşam güzel bir şey olması gerekiyordu ancak Galatasaray maçı da beni tatmin etmedi.

En başta belirteyim, Galatasaray kalesine Leo Franco yerine, şu antrenmanlarda frikik çalışmalarında kullanılan manken adamlardan biri konsa, yüzde 5 bilemedin yüzde 10 fark olur. Sağolsun son saniyede Braga'nın sırtına topu nişanlayarak skoru beraberliğe getiriyordu.

'NONDA'YA YAZIK OLDU' DEMEYELİM SAKIN

Hemen hemen yediği gollerin tamamında bildiğin, senin-benim gibi izliyor topları. Ha televizyon başındaki ben, ha Leo Franco arada bir fark yok. Üstelik ben, degaj kullanıp tüm topları rakibe de vermiyorum.

Yok, libero gibi çıkıyormuş, yok oyunu iyi takip ediyormuş. Gördüğümden başkasına inanmam ben kardeşim. 30 maçı aşkındır kalede ama 30 gramlık yararını görmedim. Yabancı kontenjanı açmak için boş yere Nonda gönderildi, onu bilir onu söylerim.

Maça gelince, tatsız-tuzsuz bir şeye benzemeyen bir mücadele şeklinde geçti. Maçın bazı bölümlerinde Angelov biraz becerikli olsa, maçı alıp götürebilirlerdi. Tam bu noktada söylemek gerekir, Caner'in Angelov'a hareketi net penaltıydı. Halis Özkahya veremedi, tıpkı Leo Franco'ya verdiği sarı kartta, Arjantinli kalecinin kendisini alkışlamasına ikinci sarı kartını çıkartamadığı gibi.

DEĞİŞİKLİKLER İÇİME SİNMEDİ

Hep söylerim, yazıp çizen hiç kimse saha kenarındaki teknik direktörden daha iyi bilemez o işi. O yüzden bu yanlıştı, onun yerine şu oynasaydı demeyi doğru bulmam. Boş ve gereksiz ukalalık olur.

Ancak Rijkaard'ın Jo-Emre Güngör ve Elano-Ayhan değişiklikleri içime sinmedi. 2-1'den sonra "Gel sahama, hızlı adamlarım var kontra atak yaparım" düşüncesini sevmedim. Yine de, teknik direktörün kafasındakiyle, benim kafamdakilerin aynı olmasını bekliyor gibi bir düşüncem yok. Sevmedim, ısınamadım o kadar.

JO BEKLENTİLERİ KARŞILAR

Jo ilk golünü attı, daha 10 gündür bu takımda olan bir oyuncu için fena bir performans göstermedi, attığı golün dışında. Hava toplarına çok hakim, hemen tüm topları indiriyor, her Brezilyalı gibi tekniği de var. Sezon sonuna kadar, beklentileri karşılar. Ama bütün sezonu Jo ile götürmek de mümkün değil. Kesinlikle bir golcü gereksinimi daha var Galatasaray'ın.

ANGELOV YERİNE YA FORLAN OLSAYDI

Üç puanı aldı almasına Galatasaray ancak Angelov'un bulduğu her pozisyonda "İyi ki Forlan değil" diye düşünmekten alamadım kendimi. "Atletico Madrid maçın favorisi" diyen kaledeki adamla, Forlan'ı düşündüğümde sıkıntı bastı aniden.

Alınacak yol daha var, kadro yenileniyor, gençler değer kazanıyor; hepsine eyvallah. Fakat ümitvar bir futbol olduğunu söyleyemiyorum. Bunu söylediğimde de, kendimi "Yeni bir kadro" fikriyle rahatlatmaya çalışıyorum.

Geçen hafta işlemeyen sağ kanattan gol gelmesi ve sol kanattan daha işlevsel halde olması benim adıma tek güzel şeydi tüm maç genelinde.

Dos Santos hakkında yorumda bulunmayacağım, geleli üç gün oldu. Herhangi bir beklentim yoktu, bu nedenle beklentimi karşıladı ya da karşılamadı demek terbiyesizlik olur.

Bu ümitsiz yazıda, ümütsizliğimin lig açısından değil UEFA Avrupa Kupası'ndan yana olduğunu da söylemekte fayda var.

Leo Franco hakkındaki düşüncelerim şöyle adam akıllı üç-eş maç kurtarmadan değişmeyecek. Bu da nokta olsun.

5 yorum:

Saunders82 dedi ki...

3-5 maç mı? Daha çok beklersin. Mondi nin ölüsü bunun 10 katı daha iyi kalecilik yapar. Hemde Türk olarak oynicak. En sonunda salak bir iki gol yiyecek şampiyonluğa mal olucak o zaman gör sen şamatayı. Bu maçta herkesin dilindeydi. Belli ki Nonda'nın gitmesi sinmemiş kimsenin içine. Yazık oldu. Ufuk'a veya Aykut'a bir an önce teslim etmesi lazım kaleyi. Yoksa dediğim gerçekleşirse çok daha kötü olur. Bundan sonra Sami Yen'de ilk yuhalancak isim olucak bak gör...

Mario Jardel dedi ki...

şöyle bir şey var aykut'un eksileri ve leo'nun eksileri yan yana getirildiğinde acaba terazinin aykut kefesi mi yoksa leo cephesi mi güven açısından daha ağır basıyor artık bunu tartışabiliriz sanırım yarım sezon geçiyor nerdeyse leo fener maçındaki dibe vurmuş halinden bu yana hiçbir aşama kat edemedi..kaleye top geldiğinde bir gol pozisyonundan çok daha öte bir korku her an hata olacak endişesi yaşıyorsak o işte bir iş vardır... korkuyoruz işte angelov'un yerine forlan olduğunda takımın kaderini kaleci belirleyecek, bundan korkuyoruz.. O kalecide atletico bizi eler diyen kafasında maçı bitirmiş kaleci olacak...

Saklınehir dedi ki...

Emre-Jo ve Ayhan-Elano değişiklikleri bence müthiş kuvvetli bir hamleydi. Değişikliklerin ardından Denizlispor gelemedi kaleye. Maçın gidişatını düşününce yapılması gereken değişikliklerdi. Yoksa sahadakilerin bu kafasıyla maç 2-2'ye gelebilirdi, hatta mağlup bile olabilirdik. Fakat Leo ile bu sezon nasıl geçecek bilemiyorum. Keşke yarın bir mucize olsa da kendini isteyen takımların biriyle anlaşsa. Ufuk ile daha güvendeyiz ve hata bile yapsa kredi olan bir kaleci.

akakiyeviç dedi ki...

Jo'nun her özelliği iyi de gol vuruşları iyi değil gibi geldi bana.Attığı gol bile kalecinin altından son anda geçti.Hep kaleciyi nişanladı gibi.
Bana göre bu adam çok iyi forvet,çok iyi adam geçiyor ama son vuruş adamına benzemiyor.Bunu sadece bugünkü maç için değil,CSKA da izlediğim maçlarını da katark söylüyorum.

Ama GS için çok yararlı olacak hava topu ve teknik açısından,orası kesin gibi bir şey...

koala dedi ki...

@ Saklınehir; içime sinmedi, evet güçlüydü ve takımı ayakta tuttu ama galatasaray'ın denizlispor karşısında bu değişiklikleri yapmasına sevinemiyorum.

@ ksenophanes; benim tercihim sanırım ufuk olurdu, aykut değil. ama aykut'un da lefo franco'dan hiçbir eksiği olmadığını düşünüyorum, güven ve tecrübe dışında.

@ arif; jo'nun iş yapacağı geçen maçta belli oldu. hareketli, çabuk ve teknik. ama kalacak mı gidecek mi. bütün soru işareti bu.

@ Saunders82; mondi ile karşılaştırmam bile bu elemanı. kimse güvenmiyor ve bu kaleci için kötüdür, kalesinde hisseder bu güvensizliği