22 Kasım 2010

AA haberciliğinde son nokta ve yalanı kabullenmek


Haberin noktasına bile dokunmuyorum. Haber şudur:

"Almanya’da yayımlanan 4-4-2 dergisi, Liverpool’un, Fenerbahçeli milli futbolcu Emre Belözoğlu’nu transfer etmek istediğini ileri sürdü.

Derginin internet sitesinde verilen haberde, Liverpool’un, Belözoğlu’nu ara transfer döneminde kadrosuna katmak istediği ve bunun için 7 milyon avro artı Fabio Aurelio’yu gözden çıkarttığı iddia edildi."


4-4-2'nin Almanya baskısının olmadığını bildiğimden Anadolu Ajansı'na telefon açtım ve Spor Müdürü ile aramızda şöyle bir konuşma geçti.

-İyi günler beyefendi. Ben Bu Emre haberi için aradım.
-Buyrun.
-4-4-2'nin Almanya baskısı yok. Geçtiğimiz günlerde de Berbatov'un Fenerbahçe'ye transfer olacağına yönelik bir haber vardı ve yine 4-4-2 referans gösterilmişti. Olmayan bir dergiden haber nasıl yapılabiliyor ve servis ediliyor?
-Hayatım, aslında ben de biliyorum inandırıcı bir haber olmadığını ama...
-Nasıl yani?
-Bizden isteniyor bu tip haberler. İnandırıcı olmasını sağlamak için...
-Olmayan dergiyi kaynak gösteriyorsunuz yani.
-Eeee, teşekkür ederim ilgilendiğiniz için.

Ve kapattım.

Anadolu Ajansı bu ülkenin en saygın kuruluşlarından biriydi son birkaç yıla kadar. Artık yalan haber yazmaktan hiçbir biçimde kaçınmıyorlar. Hatta o kadar ki, Spor Müdürü haberin yalan olduğunu biliyor ama "Üstten istiyorlar" savunmasına girişiyor.

Cidden inanması güç, bu ülkede olup bitenlere. Her yerde at koşturuyorlar, istedikleri gibi. Zaten son 4 yıldır haberleri berbat, özensizdi yalan haber hadisesine de girdiler.

Şu yukarıdaki konuşma ibretliktir.

9 yorum:

Selocan dedi ki...

Hayatım ne yahu :) Bir de rahatlar yani.

Ozan dedi ki...

ne güzel diyalogmuş öyle ya aman uyutalım halkı gerçek bizim neyimize liverpool almazsa emreyi sanki hesap sorucaz dimi adamlara

Saunders82 dedi ki...

Aşağılık bu herifler. Yaptıkları işe saygıları da yok. Gazetecilere de hipokrat yemini gibi bir yemin ettirmeleri lazım. Gazeteci diye geçinen insanların iş ahlakı bu şekildeyse Servet'e falan çok kızmamak lazım. Sorun bu topraklarda yaşayan insanların neden karaktersiz olduğu...

Jordi Metal dedi ki...

kOALA takibin takdire şayan öncelikle. Bu adamlara diyecek laf bulamıyorum. Harbi yuh diyorum şuan.

W.Lestat dedi ki...

hayatım mayatım takıldıklarına göre zannedersem tek eksikleri sahin k.

Adsız dedi ki...

Yok artık!

Habercilikte son nokta:)

Bu arada "hayatım" nasıl bir hitap şeklidir ya.Ben "hayatım" diye hitap eden bir Ahmet Çakar'ı bilirdim.Bu iki oldu.İlginç olan ikisinin de bu hitap şekline rağmen bu kadar yükselmiş olması.

Tanita Tikaram dedi ki...

bunlari eskiden transfer donemlerinde fotomac vs gibi sansasyonel futbol gazetelerinde okurduk. fotomac'i da sadece sezon basi kuse kagida basilmis gs takim posteri icin alirdim zaten. ali sami alkis yazilari kivaminda haber veren bi gazete olsa sasirmazdim ama anadolu ajansinin boyle sacmalamasi enteresan.. telefondaki adaminbir de hayatimli diye konusmasi komik bir de.. sanki evlere servis doner satiyor..

Unknown dedi ki...

koala, hayatım mı desem (ehehe),daha önce sen de yazdın ben de yazdım. ki sen bir de bu işin içinde olunca çok daha iyi biliyorsun. yani aa sadece haber olsun da nasıl olursa olsun mantığı işliyor gibi artık. hele ki dil bilgisi kurallarına hiç değinmiyorum bile.

o değil de yaşlı bir adam telefonda bana "şekerim" demişti. 3 ay kendime gelemedim. hayatım da ona benzer:)

Adsız dedi ki...

iyi ki bi hayatım demiş on kişi de papağan gibi...