11 Kasım 2010

Bu imalat hatalarının asıl derdi ne?


Yıldıray Oğur, Melih Altınok, Rasim Ozan Kütahyalı, Mustafa Akyol ve diğerleri.

Akp iktidarında peydahlanmış bu tipler, son 3-4 yıldan bu yana gazetelerde, televizyonlarda arz-ı endam ediyor. Ortak özellikleri sol-liberal-özgürlükçü (Nasıl oluyor bilmiyorum) olmaları. Söylediklerini, yazdıklarını sadece iki kez dinleyin yeterli. Takılmış plak gibi aynı cümleleri, aynı tondan seslendiriyorlar.

Birbirinden dangalak, cahil ve aptal olan bu tiplerin biri çıkıp TEKEL işçilerine laf eder, diğeri Atatürk'e geçirir, ötekisi siyasi iktidara tek bir eleştiri getirmeden sürekli ve daimi olarak sanki ülkeyi muhalefet yönetiyormuş gibi muhalefetle uğraşır.

Metin Altınok denen tipi ilk kez dün televizyonda gördüm. Ahmet Hakan'ın programında cahillik ve gerizekâlılık örnekleri verdi. Ekşi sözlükte yazılmış bir geyiği gerçekmiş gibi millete anlatarak (Atatürk'ün Franco'ya destek vermesi), kafatasının içininin boş olduğunu kanıtladı. Kendi adıma böyle bir aptallık yapmış olsam, değil bir daha televizyona çıkmayı, gazetede yazmayı Türkiye'yi bile terk ederim. Ama işte insan bir kere aptal olmayıversin.

Kendisini solcu gören (ki gerizekâlı olduğu için kızmayalım) bu mamûl, TEKEL işçilerinin eylemlerini eleştirmekte de bir beis görmemişti. Sorsan mala, kendisinin sosyalist olduğunu söyler ama.

Gelelim Yıldıray Oğur denen, imalat hatasına. Herifleri deştikçe ne kadar beyinsiz oldukları ortaya çıkıyor. Twitter'dan ayrılmayan bu malak emzirmesine göre, kendi fikrinde olmayan herkes faşist, herkes antidemokratik.

Taksim'deki saldırıyı Grup Yorum'un 20 yıl önce bir Nâzım şiirinden bestelediği şarkıya ve konserine dayandıran bu demokrasi çocuğu, Soros'un desteklediği, resmi olmasa da, Akp'nin gençlik kolları olan Genç Siviller hareketinin kurucularından.

Bunların ağızlarında Kürt sorunu, türban ve demokratikleşme dışında bir şey yok, sürekli aynı şeyleri söylüyorlar. Bu ülkedeki yokluk, yoksulluk, adeletsizlik umurlarında bile değil. Biri zaten Nişantaşı'ndan çıkmıyor. Yokluğu ve yoksulluğu görebilmesinin imkânı yok.

Muhtemelen sağda solda görmüşsünüzdür. Cidden her birinin ayrı ayrı incelenmesi gerekir. Hepsi klinik vaka.

Aslında 7 yıllık Akp iktidarında görmemek için aptal olmak gerekir tüm bunları. YÖK'e karşılar ama "Bizim YÖK" olduğu andan itibaren gayet uyumlu çalışıyorlar. Anayasa Mahkemesi'ne karşılar ama "Bizim Anayasa Mahkemesi" olduğu andan itibaren, hiçbir sorun kalmıyor. HSYK'ya karşılar ama "Bizim HSYK" olduğu andan itibaren HSYK adaletin güvencelerinden oluyor. Sola karşılar ama "Bizim sol" olduğu andan itibaren sol da kardeş oluverir.

İşte bunlar, "Bizim sol" anlayışının ürünleridir. Türkiye'de pek çok taşın yerinden oynatıldığını izliyoruz. Aslında şüphe götürmez bir gerçek var ki, gerçekten de bazı taşların yerinden oynatılması gerekiyordu fakat bunlar bambaşka şeylerle uğraşıyorlar. Bütün sorunları, Türkiye'nin tüm kurum ve kuruluşlarıyla kendilerine biat etmesi. Çünkü hayatları boyunca biat kültürünün rahle-i tedrisinden geçmişler.

Ataya biat, babaya biat, abiye biat, imama biat, cemaate biat, ota biat, boka biat. Hepsinin özlemi "Padişahım çok yaşa" günlerine geri dönülmesi. (Buraya kadar okuyup da sabreden varsa, bu kısmı mümkünse yanlış anlamasın, götünden çıkarım yapmasın)

Hiçbirinin otoriteye başkaldıracak gücü yok. Otorite var olduğu sürece ona boyun eğerler, kendileri otorite olduğu andan itibaren de, herkesin boyun eğmesini isterler.

Zaten bu yüzden; bakanlar, başbakanlar sağda solda konuşma yaparken, protesto edenleri derdest edip, haklarında 15-20 yıla varan ceza istemiyle dava açılıyor. Bu yüzden en ufak bir protesto hakkı bile tanınmıyor insanlara.

Bu imalat hatası mamûller, Türkiye'de cemaat destekli, soldan esintiler sunan, bol liberalizm yüklü, iktidarın köpekleridir. Dünyanın bir tane ülkesinde bana, iktidar yerine muhalefeti eleştirmeyi kendine görev bilmiş gazeteci gösteremezsiniz. Diktatörlükle yönetilen ülkeler dışında tabii.

Ara sıra bile tasmalarını çıkartmalarına izin verilmiyor. Zaten bunların da bir şikâyeti yok, bu durumdan.

Türkiye'de bu yıl ilk kez Atatürk'ün açık ve aleni biçimde eleştirildiğine tanık oldum. Bana soracak olursanız da, eleştirilecek yanları vardır. Fakat bunu yaparken de, ülkede gerçekleştirilmiş anti emparyalizm mücadelesini görmezden gelmek de, büyük terbiyesizliktir.

Bunlar Halide Edip (Atatürk'e yazdığı mandacılığı kabul etmeyi teklif eden mektubundan söz ediyorum) geleneğinden geliyor.

İçi boş, bilgi edinecekken bile twitter, ekşi sözlük takip eden, kendisine gazeteciyim diyen ama hiçbir bilgi birikimine sahip olmayan bu adamlara aslında okkalı küfür etmek istiyorum ama adam yerine koymuş olurum bunu yaparsam.

Onursuz, omurgasız demokratlıkları ve özgürlük anlayışları ile başbaşa bırakmak gerekir bu garibanları. Yıl 2010 bu bloğu okuyan, takip eden pek çok insan gençlerden oluşuyor. Hepinizin yaşı, bu heriflerin nasıl kıvrım kıvrım döndüğünü, nasıl başkalaşıma uğrayacaklarını görecek yaştasınız yani.

Çok severim "Keser döner sap döner gün gelir hesap döner" atasözünü.

Yaşım itibariyle darbe yapanların nasıl kucaklandığını ve aradan yıllar geçtikten sonra kucakladıkları insanları yargılamaya çalıştıklarından tutun da, ülkede efsane yaptıkları Başbakanlara nasıl küfrettiklerini, dün evlerinde misafir edip, savundukları Kenan Evren'in arkasından nasıl sallandığına kadar pek çok şey yaşadım ve gördüm.

Bu isimlerin hepsi gün gelecek, bugün yaladıkları başbakanlarına nasıl saydıracaklar göreceğiz. Ve bu isimlerin hepsi, iktidara yakın (iktidar söylemini Akp ile sınırlandırmayın sakın) ve ona köpeklik yapacak, cemaat destekli sola benzer bir oluşum yaratmaktır.

14 yorum:

Ozan dedi ki...

abi tam bilmiyorum ama üçününde ortak özelliklerinden bir tanesi de taraf gazetesinde yazmalarımı çünkü ne kadar boş siyaset yapan varsa o gazete de hayatta almam okumam okuyanada ters ters bakarım ayrıca neresi solcu bunların paraları olmasın bakalım noluyor türkiyede solu bitirdiler zaten yazdığın gibi gerçekten başka bir oluşum yaratmaya çalışıyorlar

yazını yanlış anladığımdan değil abi bunlar manda yönetimini hakediyor o yüzden Atatürk'ün tek hatası bu ülkeyi kaderine terk etmemektir bıraksaydı da Atam kuklara tapıp padişahım çok yaşa deselerdi ya ölmüş gitmiş adama hala küfür ediyorlar biz onun bize bıraktığı mirası anlamaya çalışacağımıza hala eleştiricek kusurlarını arıyoruz biri der dinsiz biri der savaşmadı çok cahillerin arasında yaşıyoruz insan araştırır bilgi sahibi olduğu konu hakkında yorum yapar bunları gazeteci yapan zihniyetin ve işini bunlardan daha iyi yapan insanları harcayan zihniyetin içine edeyim

avrupalılar duvarlara asıcak lider resmi ararken bizde dünyanın saygı duyduğu Atamızı hala cahil cahil eleştiriyoruz yazık yazık bitmişiz biz

Tanita Tikaram dedi ki...

yazinin altindaki birinci etiket bence herseyi ozetliyor.

Pan Monroe dedi ki...

dün malum programı malesef ben de izledim. içimdeki öfke ve üzüntüyü tarif bile edemem..

Fakat benim için işin asıl kötü tarafı, bu herifler ortada at koştururken, medyada bu adamlara yaratılan kontranın da Bedri Baykam gibi dallamalar olmasıdır.

Dün o Bedri'nin kıvırcık saçlarını bi yandan, Melih'in sırma saçlarını diğer yandan kavrayıp kafa kafaya tokuşturasım geldi.

koala dedi ki...

@ Pan Monroe; aynı şeyi düşünmüşüz. kuvvetle muhtemel izleyen pek çok kişi de aynı şeyi düşünmüştür. bedri'den daha kötü bir seçim olamaz. niyeyse bu tip tartışmalara hep kendisini bile savunmaktan aciz tipleri çağırıyorlar.

Manuel Calavera dedi ki...

@koala
"niyeyse bu tip tartışmalara hep kendisini bile savunmaktan aciz tipleri çağırıyorlar."

niyeysesi mi var? bunlar hesapli isler, bunun alternatifi bu algisini yaratmak. Bunlarin karsisina Nihat Genc gibilerini cikaramazlar ya. Sunepe, iki lafi bir araya getiremeyen tipler omlali.

stalker dedi ki...

medyanın tercihleri gayet bilinçli. melih altınok denyosu varsa, karşısındaki de en az onun kadar dangoz olmalı mesela. zıpır akpist tayfa vs. sıyırma ulusalcılar. ülkenin denklemi böyle kuruluyor maalesef.

ben bunlardan özellikle yıldıray oğur denen yobaz ite uyuz oluyorum. hem fethullahçı hem demokrat hem liberal hem özgürlükçü hem bilmemne... akp milletvekilliğini zorlamıştı da pek takmamışlardı bunu akpliler galiba. en kayda değer özelliği ise soğuk savaş dönemini aratmayan antikomünizmi. bunlarla oturup marxizm toplantıları düzenleyen puştlar utansın diyecem ama nerdee...

koala dedi ki...

@ Manuel Calavera; yok o niyeyse, o anlamda değildi.

@ stalker; al benden de o kadar. yıldıray'ın derdi milletvekili olmak, ki büyük ihtimalle de olacak bir sonraki seçim.

aksilaz dedi ki...

Faşistliğin kitabı yazılıyor bu ülkede. Kafasını kaldıranın başını eziyorlar anında. O keserin sapı birgün dönecek ve girmesi gereken yerlere bir bir girecektir.

akakiyeviç dedi ki...

O gün akşam CNN Türkte bu sığıra denk gelmiştim de televizyon başında deli olmuştum,her lafında Atatürke geçirmeye çalışıyor,oraya bi türbanlı çıkmış o da öyle sallamaya çalışıyor.
Karşısına da Bedri Baykam'ı koymuşlar,ağzı var dili yok..
Tam bir şamataydı...
"Türkiye'de bu yıl ilk kez Atatürk'ün açık ve aleni biçimde eleştirildiğine tanık oldum"
Bu sözüne de Aynen katılıyorum...

Saunders82 dedi ki...

Ben de hiç tv izlemem bir önceki gün TRT-Haber'e ilk defa denk geldim Ağca çıktı, 10 Kasım gecesi de bu sirke denk geldim cnntürk'te.

Aslında çok şaşırmamak gerek nereyi açsak yeni yeni tipler beliriyor ekranlarda. Taraf ve içindeki zibidiler zaten ülkeyi manipüle etmek için kuruldular. Yalnız farkında mısınız bilmiyorum ama neredeyse 10 yıl olacak ama bu herifler 15 yıl önce biz bu kalıbı değiştireceğiz diyorlardı ama onlar günden güne kalıbın şeklini almaya başladılar. Şu türban geyiği üzerinden 20 yıldır ülke başka tartışma görmedi. Darbelerin ülkeyi 20 yıl geriye götürdüğü söylenir, bu türban bizi hiç ilerletmiyor ki durmadan gerekli şeyler konuşulacağına ne zaman başları sıkışsa sarılabilecekleri bir konu var. Özgürlüklerin türban üzerinden konuşulduğu daha trajikomik bir konu yoktur dünya üzerinde muhtemelen.

Atatürk'e laf edilmesini yasaklayan ve yargılanmasını sağlayan o kanunu kim koymuşsa helal olsun. Yoksa bu ülke zaten kimseye saygınlığını bırakmıyor bunu hergün görüyoruz. O yüzden bırakalım da bir kişi en azından kanunla korunsun. Milletvekillerinin dokunulmaz olduğu bir ülkede Atatürk'Ün kanunla korunması az bile...

Cenap dedi ki...

Sevgili koala,
Yazdıklarına katılıyorum ama "köpek" sözcüğünü olumsuz anlamda kullanmaktan vazgeçmeni öneririm. Kötü niyetle kullanmıyorsun biliyorum ama, köpek son derece onurlu bir hayvandır, son derece sadıktır, başı kıçı oynamaz, dostunu satmaz.. Bir tanesiyle birlikte yaşıyorum, ordan biliyorum.. Böylelerine "köpek" demek bunlara iltifat, bütün köpeklere hakarettir.
Sevgiyle..

koala dedi ki...

@ Cenap; bundan sonra dikkat edeceğim, söz...

Adsız dedi ki...

bunlardan twitter aleminde de çok fazla var. akp ye tek laf ettikleri yok bu liberal arkadaşların, paso atatürk!

bss dedi ki...

acaba bu adamların paranın gücün ve otoritenin kokusunu aldığı ve sırf bunların şehvetinden bu tür şeyler yaptıkları düşünülebilirmi?lakin memleketimizin %80 i bu adamlara inanacak kadar MAL insanlarla dolu.bir nevi onların cahilliklerini kullanarak,onların dilinden anlatarak devletin ihalesini verdiği klasik ''yol bulma'' çalışması olabilirmi?

neyse paranoyam üstümde,ben gene hasan sabbah ın müridlerinin dolaştığı alemlere geri dönüyorum,herşeyden, siyasetten,ülke bürokrasisinden, yobazlardan,galatasaray yönetiminden uzaklaşıyorum.yarında ömer hayyama sözüm var.