4 Mart 2011

Engin Ardıç ağzına almaya alışıktır

Engin Ardıç'tan eylemci kızlara; "Solculuk kisvesi altında faşizme hizmet ediyorlar, kerhaneye düşmek gibi bir şey, belki daha da kötü!"

Önce yazıya kısa bir giriş yapayım. Orospu çocuğu olmak, her zaman kişinin annesinin orospu olmasından kaynaklanmıyor. Bu toplumda öylesi orospu çocukları var ki, anneleri bu meslekten olmamasına karşın, sıfat olarak orospu çocukluğunu dibine kadar hak ediyor.

Sınıf arkadaşlarının bile "Hayvan Engin" diye hitap ettiği ve hâlâ öyle andığı Engin Ardıç'ı anlamak için zamanında Cem Uzan'ın bankalarına el konulduğunda yazdığı yazıları çıkartmak gerekir.

Ne yazık ki, basında "Hayvan Engin" -arkadaşları öyle diyor- gibilerinden çok var. Kimin arabasına binse onun türküsünü söyleyen cinsten bir adam. Çok fena bir durum bu. İnsanın kişiliksizliğini, şahsiyetsizliğini, onursuzluğunu apaçık ortaya çıkartan bir durum.

Çünkü Engin Ardıç biliyor ki, bugün birilerinin onun ağzına verdiği düdük elinden alınırsa, bir daha kimse ağzına vermek istemeyecek.

Oysa "Hayvan Engin" -arkadaşları öyle diyor- o düdük için ağzına almaya alışmış, ağzına almadan yapamayan, ağzı her boş kaldığında karabasanlar tarafından kuşatılmış hisseder.

Bu yüzden de, ideolojiden geçtim, satamayacağı bir değer, kişi, kurum, kuruluş yoktur.

10 bin dolar mı alıyor -tamamen attım- ver 20 bin doları senin verdiğini ağzına almaya çabalar. 20 bin dolar mı alıyor? Bas 30 bini Hayvan Engin'e bu kez seninkisini ağzına almak için yanıp tutuşur.

Çünkü Engin için ağzına almak bir yaşam biçimi haline gelmiştir.

Bütün bir toplumun size iğrenç bir yaratıkmışcasına bakması, değerlendirmesi ne boktan olmalı. Çünkü her patron Engin'in ağzına başka bir düdük vermiş, Engin de her patronun düdüğüne üflemiş. Bugün sadece tetikçi olarak kullanılan Engin'in son demleri.

Bakmayın siz onun kerhane zırvalarına. Artık yaşı mavi hap zamanına geldi. O yüzden aklı fikri cinsellikte. Buna bir de aynada gördüğü o mide bulandırıcı surat eklenince, daha da çıkılmaz bir hal alıyor, yaşadığı bunalım.

Engin'in yemeyeceği şey yok. Yeter ki bedelini ödeyin.

Satılık olmak ne fena be!

Aç kalmayı yeğlerim,
susuz kalmayı yeğlerim,
ölümü yeğlerim,
ama satılık olmayı asla tercih etmem.

Yazıya neden mi orospu çocuğu girişi ile başladım? Hepsi çağrışımdan kaynaklanıyor.

4 yorum:

csyasoo dedi ki...

Sayın Ahmet Çalık,
Gazetenizde beyni ile bağırsaklarını, kalbi ile üreme organını birbirine karıştıran iki yazar var.
http://www.radikal.com.tr/Default.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1041846&Yazar=SIRRI%20S%DCREYYA%20%D6NDER&Date=04.03.2011&CategoryID=97

Sırrı Süreyya Önder'in güzel bir yazısı var bugün u 'insan'larla alakalı.

Adsız dedi ki...

üstad Yazı Güzel olmuş lakin Beni en çok üzen bu İnsan Engin Galatasaray lisesi mezunuymuş en çok ona sinirlendim.

Yoksa Okul arkadaşı Ferhan Şensoy
20 yıl evvelki TRT programında Hayvan Kelimesini söyleyemeceği için ''İnsan Engin'' diyerek lakabının doğru olduğunu teyit ediyor.

http://www.youtube.com/watch?v=eUEgHFgbi0c&feature=related

folklorikdetaylar dedi ki...

Engin ardıç , emre aköz omurgasız ve satılmış hayatlar. Nasıl böyle pervasız ve rahatlar anlayamıyorum insan içine çıkabiliyorlarmı acaba.

Adsız dedi ki...

http://www.aksam.com.tr/engin-ardic-gercegi-1340y.html

Yazıktır lan vurmayın artık adama :)